Keten tohumu yüksek oranda çoklu doymamış yağ asitleri, düşük oranda doymuş yağ asiti, yüksek oranda lifle birlikte bol miktarda potasyum, az miktarlarda ise magnezyum, demir, bakır, çinko ve çeşitli vitaminler içerir. 100 gr. keten yağı 13.4 mg. E vitamini, 100 gr. keten tohumu ise yaklaşık 450 kcal. içerir daha uygun sanki. Keten tohumunun amino asit profili soya ununa benzer özellikler gösterir. İçerdiği N-3 yağ asiti oranı, (Omega-6 nın yaklaşık dört katıdır) çözünebilir ve çözünemez liflerce zenginliği ve bir çeşit bitkisel östrojen olan lignanların en zengin kaynağı olması nedeniyle keten tohumu beslenme uzmanları tarafından sıklıkla önerilir. Lignanlar, hormonlara bağlı kanser türlerinde (göğüs, prostat vb.) seks hormonlarına müdahale ederek kansere karşı koruma yapar; tümör hücrelerinin büyümesini engeller. Keten tohumunda bulunan lignanlar birer doğal SERM’dir (östrojeni seçerek alan modülatörler); östrojen kullanımının zararlarından korurken tüm diğer olumlu etkilerinden de yararlanmayı sağlarlar. Örneğin; östrojenin kemiklerde bağlantı kurup büyümeyi sağlamasına izin verirken; hasar verebileceği göğüs ve rahim içi gibi hassas bölgelere girmesine izin vermezler. Fazladan bir hücre büyümesi olmadığında kanser riski azalır. Keten tohumu 100 gramda toplam 240.6 mg. bitkisel östrojen içerirken, birçok diğer gıda maddesinde bu 100 gramda 17 mg.’ı geçmez.
İçerdiği lifin yaklaşık olacak üçte ikisi suda çözünemeyen, geri kalanıysa çözünen lif özelliğini taşır.
Suda çözünmeyen lifler dışkı yoğunluğunu arttırarak, bağırsak geçiş zamanını azaltarak kabızlığı önleyici, bağırsakları yumuşatıcı etki yaparlar.
Keten tohumunda bulunan suda çözünür lifler (mucilage zamkı/sakızı) kan şekeri seviyesini korur, kolesterol seviyesini düşürürler. Beslenmedeki yüksek lif miktarının kanser önleyici etkileri de söz konusudur.
Beslenmede ideal yağ asiti dengesini sağlamak için, ana yağımızı tekli doymamış yağ asiti oranı yüksek soğuk sıkım zeytinyağı olarak seçmeli, doymuş ve transyağları (hidrojene) minimuma indirmeli, tahıla - ekmeğe bağlılığımızı düşürmeli, bol bol yeşil yapraklı gıdalar tüketmeli ve mutfağımızı keten tohumuyla takviye etmeliyiz.
Keten tohumu içerdiği alfa-linolenik asit (N-3 yağ asitlerinin en önemli üyesi) açısından besinlerin en zenginidir. Alfa-linolenik asitin bir kısmı, vücutta uzun zincir N-3 yağ asitleri EPA ve DHA ya dönüşürler ki bunlar iyi kolesterolü yükseltir, yüksek tansiyonda düşürücü etki yapar, kanın pıhtılaşma eğilimini azaltır, plazma trigliserid düzeyini, aritmi riskini azaltır. Dolayısı ile alfa-linolenik asitin koroner kalp hastalığı riskini azalttığı tespit edilmiştir. Keten tohumu üzerine yapılan araştırmalar, düzenli keten tohumu kullanımının dolayısı ile alfa linolenik yağ tüketiminin, arterioskılerozun (damar sertliği) gelişmesini önleyebileceğini, iltahabi hastalıklarda olmalı ve otobağışıklık rahatsızlıklarında etkili olabileceğini göstermektedir. N-3 çe dengeli beslenmenin kanseri engelleyici özellikleri de tespit edilmiştir. Yağ asitleri dengesinin N-6, doymuş yağ asitleri ve trans yağlar tarafına kayması sadece daha az N-3 tüketmemiz anlamına gelmemekte aynı zamanda bu yağlar, alfa-linolenik yağ asitinin uzun zincir N-3 yağ asitlerine dönüşmesi engelleyerekte vücudumuz N-3 yağ asitlerinden gerekli faydayı sağlamasını engellemiş olurlar.
Keten tohumunu doğal ürün dükkanlarından veya aktarlardan temin edebilirsiniz. Tazeliğini anlamak için çimlenip çimlenmediğine bakabilirsiniz, eğer çimlenmiyorsa aldığınız yere iade ediniz. Keten tohumları sert olduğundan dikkatli bir çiğnemede bile yeterince öğütülemeyebilirler, bu da yeterince sindirilmeden vücuttan atılmalarına sebep olur. Öğütülmüş keten tohumunun sindirimi çok daha kolaydır. Keten tohumlarını öğüterek yersek onun şifai özelliklerinden daha fazla faydalanabiliriz. Keten tohumunu öğütmek için karabiber veya kahve el değirmenleri ya da bu tip tohumları öğütmek için özel olarak üretilmiş elektrikli öğütücüler kullanılabilir (ülkemizde bulunmaktadır). Keten tohumu oda sıcaklığında bir yıl tazeliğini korur. Öğütülmüş keten tohumu ise 30 gün boyunca hava geçirmez kapaklı bir kavanozda buzdolabında saklanabilir.
Batıda fırıncılık sektörü tüketicinin talebini karşılamak üzere karışık tahıl ekmeklerine öğütülmüş keten tohumu ekleme yoluna gitmiştir.
Öğütülmüş keten tohumu ayrıca hazır karışımlarda (kekler vb), dondurulmuş hamur işlerinde ve hazır eritilerek servis yapılan ürünlerle gıda endüstrisine girmiştir. Ayrıca tavuklara keten tohumu yedirilerek elde edilen N-3 çe zenginleştirilmiş yumurtalar da vardır.
Sizler de mutfakta keten tohumunu el altında bulundurarak, onu öğütülmüş halde salatalarınıza, yoğurdunuza, müslinize serpebilir, fırında yaptığınız hamur işlerine katabilir, pilavdan çorbalara, tatlılardan tuzlulara her yemeğinizde kullanabilirsiniz.
Günlük 2000 kcal.’ ye eşdeğer besin tüketen bir insan için günde 1 çorba kaşığı öğütülmemiş keten tohumu kullanımı N-3 yağ asitleri kullanımı açısından yeterli katkıyı sağlayacaktır.
Yaptığınız hamur işlerinde her bir bardak unun içinden 2 çorba kaşığı un alıp yerine 2 çorba kaşığı öğütülmüş keten tohumu katabilir veya yağca bir değişim yapmak istiyorsanız her 1 ölçü yağ yerine 3 ölçü öğütülmüş keten tohumu katabilirsiniz. Laboratuar çalışmalarında öğütülmüş veya öğütülmemiş tohumların fırında 2 saat boyunca 178 derece sıcaklıkta N-3 yağ asitlerini ve lignanlarını neredeyse hiç yitirmediği tespit edilmiştir. Fakat keten tohumu yağı iyi bir N-3 yağ asiti kaynağı olsa da, tohumdaki lif ve lignanlarını yitirmiştir. Keten tohumu yağının kullanım esnasında ısıya maruz bırakılmaması tavsiye edilmektedir (yemekler piştikten sonra ve salatalarda).
Geleneksel tedavide kullanımı
Keten tohumu antimantari, antimitoz ve antioksidan özellikler taşır.
Keten tohumlarında bulunan müsilaj, bağırsakta su çekip şişerek,mekanik müshil olarak tesir eder. Ketenin bu etkiyi göstermesi biraz zaman alır fakat tahriş yapmama gibi önemli bir avantaja sahiptir. Yine bu özelliğiyle diğer müshillere nazaran daha uzun süre kullanılabilir. Ayrıca içerdiği yağda müsil yapıcı etkiye destek sağlar.
Eski Mısırlılar zamanından beri bu amaçla kullanıldığı bilinmektedir.
Yine müsilajın yumuşatıcı etkisinden dolayı gastrit, mide ülseri gibi sindirim sistemi tahrişlerinde de kullanılır.
Bu amaç için günde bir kez tercihen yatmadan önce 1-2 çay kaşığı tohum yenir, üzerine 2 bardak su içilir.
Öksürüğe, nezleye, üşütmeye karşı 1 çorba kaşığı keten tohumu 3 fincan suda 10 dakika kaynatılır; 3-5 dakika bekletilip süzüldükten sonra içilir.
Bu çayın buharı burundan teneffüs edilir.
Akciğer hastalıkları ve zatüreede 80 gr. keten tohumu 40 gr. rezene tohumuna karıştırılarak az sıcak suda lapa yapılır ve iki tülbent arasına konarak göğüse ve sırta yerleştirilir.
Çıban, gece yanığı ve eziklerin iyileştirilmesinde 80 gr. keten tohumu ile 40 gr ebegümeci lapası yapılarak yaranın üzerine konur.
Böbrek ağrısı ve kramplarda iki çay kaşığı keten tohumu 6 fincan suda 10 dakika kaynatılıp, 5 dakika bekletilip süzülür.
15 Kasım 2007 Perşembe
13 Kasım 2007 Salı
Çalışan Kadınlara Beslenme Tüyoları
Güne enerjik başlayın:
İşe çok mu geç kaldınız? Bir kase mısır gevreği hazırlamak ne kadar vaktinizi alacaktır? Ya da diyelim ki sabah kahvaltı hazırlamaya vaktiniz olmuyor, ne yapabilirsiniz? Kahvaltı sofrasını akşam yatmadan hazırlayın, veya hiç olmadı akşamdan haşladığınız yumurtaları dolaba atıp, sabah afiyetle yemeyi deneyin.
Öğlen ne yemeli?
Porsiyonları küçük tutmaya özen gösterin. İşyerinizde zaten belli bir yemek çıkıyorsa fazla alternatifiniz olmayacaktır. Ama dışarıda öğle yemeği imkanınız varsa leziz bir salata sizi kendinize getirecektir. Daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyorsanız, ızgara et veya tavuk yiyebilirsiniz. Formunuza dikkat ediyorsanız ve canınız tatlı yemek istiyorsa, kesinlikle salata tercih etmelisiniz. Böylece kendinizi tatlıyla şımartmak için bir fırsat yaratmış olacaksınız!
Ara öğünleri abartmamakta fayda var:
Çok mu bir şey yemek istiyorsunuz? Yanınızda acil durumlar için meyve bulundurun. Salatalıklar ve küçük domatesler de imdadınıza yetişecektir. Yok “Benim canım abur cubur yemek istiyor, şöyle bir kek ya da tuzlu çubuk yiyeyim” diyorsanız; light ürünler size zaten bu fırsatı tanıyor!
Bu arada, gün içinde bol bol su içmeyi ihmal etmeyin, bir şeyler yemek istediğinizi sandığınız an aslında vücudunuzun suya ihtiyaç duyduğu an olabilir.
Gün boyu enerjinizi korumanız için birkaç öneri:
Hareket edin, günde en az yarım saat yürüyüş yapın, düzenli yürüyüşlerin sizi nasıl daha dinamik hale getirdiğine siz de şaşıracaksınız.
Gözlerinizi dinlendirin. Bunun için gözlerinizi kapatmanıza da gerek yok. Bilgisayarda çalışıyorsanız, bir süre kendinize izin verin, bir iş arkadaşınızla sohbet edin ya da kısa bir telefon görüşmesi yapın; size pozitif enerji verecek bir arkadaşınızı arayın.
Oturmaktan yorulan bedeninizi esnetin. Bedeninizi oturduğunuz yerde öne doğru eğebilir ya da ayakta sağa sola esneyebilirsiniz. O an kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz!
İşe çok mu geç kaldınız? Bir kase mısır gevreği hazırlamak ne kadar vaktinizi alacaktır? Ya da diyelim ki sabah kahvaltı hazırlamaya vaktiniz olmuyor, ne yapabilirsiniz? Kahvaltı sofrasını akşam yatmadan hazırlayın, veya hiç olmadı akşamdan haşladığınız yumurtaları dolaba atıp, sabah afiyetle yemeyi deneyin.
Öğlen ne yemeli?
Porsiyonları küçük tutmaya özen gösterin. İşyerinizde zaten belli bir yemek çıkıyorsa fazla alternatifiniz olmayacaktır. Ama dışarıda öğle yemeği imkanınız varsa leziz bir salata sizi kendinize getirecektir. Daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyorsanız, ızgara et veya tavuk yiyebilirsiniz. Formunuza dikkat ediyorsanız ve canınız tatlı yemek istiyorsa, kesinlikle salata tercih etmelisiniz. Böylece kendinizi tatlıyla şımartmak için bir fırsat yaratmış olacaksınız!
Ara öğünleri abartmamakta fayda var:
Çok mu bir şey yemek istiyorsunuz? Yanınızda acil durumlar için meyve bulundurun. Salatalıklar ve küçük domatesler de imdadınıza yetişecektir. Yok “Benim canım abur cubur yemek istiyor, şöyle bir kek ya da tuzlu çubuk yiyeyim” diyorsanız; light ürünler size zaten bu fırsatı tanıyor!
Bu arada, gün içinde bol bol su içmeyi ihmal etmeyin, bir şeyler yemek istediğinizi sandığınız an aslında vücudunuzun suya ihtiyaç duyduğu an olabilir.
Gün boyu enerjinizi korumanız için birkaç öneri:
Hareket edin, günde en az yarım saat yürüyüş yapın, düzenli yürüyüşlerin sizi nasıl daha dinamik hale getirdiğine siz de şaşıracaksınız.
Gözlerinizi dinlendirin. Bunun için gözlerinizi kapatmanıza da gerek yok. Bilgisayarda çalışıyorsanız, bir süre kendinize izin verin, bir iş arkadaşınızla sohbet edin ya da kısa bir telefon görüşmesi yapın; size pozitif enerji verecek bir arkadaşınızı arayın.
Oturmaktan yorulan bedeninizi esnetin. Bedeninizi oturduğunuz yerde öne doğru eğebilir ya da ayakta sağa sola esneyebilirsiniz. O an kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz!
50 Diyet Hatasına Dikkat!
Bugünün insanı sanki yalnızca yemek yiyebilmek için yaşıyor, yiyeceğini satın alabilmek için çalışıyor ve ardından uğrunda çabaladığı gıdalardan ötürü hastalanıyor’.
1874-1965 yılları arasında yaşayan Prof. Dr. Johannes Ude’un bu sözlerinin günümüzde daha fazla anlam ifade ettiğini söyleyen Diyetisyen Berrin Yiğit, diyete yanlış hedeflerle başlayıp hatalı yöntemler uygulayanların başarısız olduklarını söylüyor. Yiğit, sağlıklı zayıflama sürecini sekteye uğratan diyet hatalarına dikkat çekiyor. İşte 50 farklı diyet takipçisinin belirlediği ve sık tekrarlanan 50 diyet hatası.
Her özel anı yemekle ödüllendirmeyin
1- Zayıflayabileceğine inanmamak, karamsar tavırlar sergilemek
2- Kısa süreli çözümler getiren zorlayıcı diyetler uygulamak, hayat boyu çözüm getirecek sağlıklı yolların arayışına girmemek
3- Zayıf olmak uğruna her gün aynı tatsız, tuzsuz yemeği yiyeceğine kendini ikna etmek. Tek tip diyetleri uygulayabileceğine inanmak
4- Kalori sayma konusunda obsesif olmak. Unutmayın kilo kaybında kalori kısıtlaması tek kıstas değildir, yediklerimizin içeriği, miktarı, zamanı, kombinasyonu, vücutta metabolizma olma hızı ve verimi ile hazırlama şekli de çok önemlidir.
5- Çok sık tartılmak ve her tartıda büyük kilo kayıpları beklemek
6- Yeteri kadar sıvı almamak. Su yerine çay, kahve ve gazlı içecek tüketmek
7- Bolca şekerli meşrubatlar, bol kalorili, kremalı kahveler içmek
8- Evlendikten sonra, hamilelik süresince ve özel günlerde kendine sınırsız yemek yeme özgürlüğü tanımak. Her özel anı yemekle ödüllendirme yoluna gitmek
9- Taze gıdalardan çok hazır gıdalara yönelmek, aşırı katkılı, şekerli ve yağlı yemekler tüketmek
Gizli kalorilere tutsak olmayın
10- Sos veya eklenen malzemeleri kalorisiz gibi değerlendirip salata veya sebze tabaklarını tüketerek zayıflamaya çalışmak. Fark etmeden gizli kalorilere tutsak olmak
11- Plansız olmak. Beslenmenizi planlayacak size özel bir mönü olmadan başarı sağlayamazsınız. Mutlaka diyetisyen kontrolünde size özel olarak hazırlanmış bir mönü takip edin
12- Başarısızlık durumunda başkalarını suçlamak, hatalardan ders almamak
13- Çabuk pes etmek, minik bir sıkıntıda diyeti terk etmek
14- Yenilen yüksek kalorili besinlerin zararlarından bihaber olmak, sadece kilo kaybına odaklanıp, ne kaybettiğinin farkında olmamak. Unutmayın gerçek kilo kaybı yağ kaybıdır, su veya kas değil.
15- Doygunluk hissine rağmen tabağı silip süpürmek, durma noktasını bilmemek
'Battı balık yan gider' demeyin
16- ‘Battı balık yan gider’ mantığı ile ufak kaçamakları tehlikeli boyutlara taşımak
17- Paranın karşılığını almak adına veya şuursuzluktan açık büfelerde sınırları zorlarcasına yemek
18- Kahvaltıyı atlamak
19- Bütün gün aç kalarak kilo vermeye çalışmak
20- Bir öğünde aşırı yiyip, akabinde kendini cezalandırırcasına bir diğer güne kadar bir şey yememek
21- Genetik olarak şişman olmaya programlanmış olduğuna inanmak
22- Değişime açık olmamak
23- Spor yapacak vakit bulamadığından yakınmak
24- Sporun iştah artışına neden olabileceğini düşünerek uzak durmak. Sizin ihtiyaç ve performansınıza uygun, spor uzmanı tarafından hazırlanmış programlar kendinizi daha doygun hissetmenize yardımcı olacaktır. Fiziksel olarak aktif hale gelen vücudunuzun besin gereksiniminin, harcanan kalori miktarı ile paralel planlanması gereğini de unutmayınız.
25- Her günü tam anlamıyla sindirerek yaşamamak, zayıf olacağı günlere odaklanıp hayatı ertelemek, dolayısıyla depresif ruh haliyle yemekle kendini mutlu etmeye çabalamak
26- Arkadaş sohbetlerinde alınan diyet veya bitkisel sanılan ilaçlarla zayıflamaya çalışmak
27- Kullanılan bazı ilaçların iştah artırıcı yan etkilerinden kaynaklı aşırı besin tüketimi karşısında doktor ile temasa geçmeden durumu kendi kendine kontrol etmeye çalışmak
28- Meyve yiyerek ya da sadece haşlanmış sebze tüketerek tek tip diyetlerle, kendi kendine zayıflamayı beklemek
29- Sauna veya sıvı kaybettiren aktivitelerle zayıflamaya çalışmak
30- Destek ürünler, vitaminler, çaylar vb. uygulamaların zayıflamada yapılan diyet veya spordan daha önemli olduğuna inanmak
31- Sporu zorunluluk olarak görmek, yaşam standardı içine alamamak, günlük yapılacak işler listesine egzersizi eklememek
Tatmin olma eşiğini artırmayın
32- Şeker eşiğini yükseltmek, doğal şeker kaynakları ile yetinmeyi bilmemek. Bu durum, kişilerin her geçen gün tatmin olma eşiğini artırmakta ve ‘şeker ne kadar fazla ise o kadar iyi’ noktasına ulaşmalarına neden olmaktadır
33- Aşırı alkol tüketmek, yanlış içki tercihleri yapmak
34- Televizyon karşısında, telefonda konuşurken, bilgisayarda çalışırken yemek yemek bu sayede kişiler yemek yeme eylemine odaklanamamakta ve aldıkları fazla kalorilerin farkına varmadıkları gibi doyma eşiğini de algılayamamaktadırlar
35- Çok fazla televizyon izleyerek, playstation oynayarak veya bilgisayarda çalışma saatlerini uzatarak fiziksel aktivite zamanından çalmak
36- Çok bol ve rahat kıyafetler giyerek, beden imajından kaçmak
37- Kişisel gelişime kapalı olmak, kendi ile barışık olmamak
38- Kendini şişman olarak kabul etmek, daha iyiye ulaşmak için inançsız olmak
39- Atılmasın, ziyan olmasın diye tabakta yemek bırakmamak
40- Yemek pişirirken veya sofrayı kurarken tadım yapmak
41- Özel günler haricinde de pasta, börek, hamur işleri ve özel yemekler hazırlamak
Diyete başlamak için gelmeyen yarınları beklemeyin
42- Misafire servis etmek üzere her zaman evde hazır ve yüksek kalorili besinler bulundurmak
43- Şekerleme, abur cubur veya çikolatayı her an görünür kaplarda ve ortamlarda bulundurmak
44- Her öğünde sebze tüketmemek, yemeğe eşlik etmesi için ekmek, makarna, patates püresi gibi yoğun karbonhidrat kaynakları hazırlamak
45- Açılan paketi bitirmeye odaklanmak, porsiyon kontrolü yapamamak
46- Başkaları istiyor diye kilo vermeye çalışmak
47- Zayıflama programına girmeye hazır olmadan diyete başlamak
48- Gazlı içeceklerin mideyi şişirip doygunluk hissi sağladığına inanmak
49- Çok sık fast food tüketmek ve yemekleri çok hızlı yemek
50- Diyete başlamak için gelmeyen yarınları beklemek.
1874-1965 yılları arasında yaşayan Prof. Dr. Johannes Ude’un bu sözlerinin günümüzde daha fazla anlam ifade ettiğini söyleyen Diyetisyen Berrin Yiğit, diyete yanlış hedeflerle başlayıp hatalı yöntemler uygulayanların başarısız olduklarını söylüyor. Yiğit, sağlıklı zayıflama sürecini sekteye uğratan diyet hatalarına dikkat çekiyor. İşte 50 farklı diyet takipçisinin belirlediği ve sık tekrarlanan 50 diyet hatası.
Her özel anı yemekle ödüllendirmeyin
1- Zayıflayabileceğine inanmamak, karamsar tavırlar sergilemek
2- Kısa süreli çözümler getiren zorlayıcı diyetler uygulamak, hayat boyu çözüm getirecek sağlıklı yolların arayışına girmemek
3- Zayıf olmak uğruna her gün aynı tatsız, tuzsuz yemeği yiyeceğine kendini ikna etmek. Tek tip diyetleri uygulayabileceğine inanmak
4- Kalori sayma konusunda obsesif olmak. Unutmayın kilo kaybında kalori kısıtlaması tek kıstas değildir, yediklerimizin içeriği, miktarı, zamanı, kombinasyonu, vücutta metabolizma olma hızı ve verimi ile hazırlama şekli de çok önemlidir.
5- Çok sık tartılmak ve her tartıda büyük kilo kayıpları beklemek
6- Yeteri kadar sıvı almamak. Su yerine çay, kahve ve gazlı içecek tüketmek
7- Bolca şekerli meşrubatlar, bol kalorili, kremalı kahveler içmek
8- Evlendikten sonra, hamilelik süresince ve özel günlerde kendine sınırsız yemek yeme özgürlüğü tanımak. Her özel anı yemekle ödüllendirme yoluna gitmek
9- Taze gıdalardan çok hazır gıdalara yönelmek, aşırı katkılı, şekerli ve yağlı yemekler tüketmek
Gizli kalorilere tutsak olmayın
10- Sos veya eklenen malzemeleri kalorisiz gibi değerlendirip salata veya sebze tabaklarını tüketerek zayıflamaya çalışmak. Fark etmeden gizli kalorilere tutsak olmak
11- Plansız olmak. Beslenmenizi planlayacak size özel bir mönü olmadan başarı sağlayamazsınız. Mutlaka diyetisyen kontrolünde size özel olarak hazırlanmış bir mönü takip edin
12- Başarısızlık durumunda başkalarını suçlamak, hatalardan ders almamak
13- Çabuk pes etmek, minik bir sıkıntıda diyeti terk etmek
14- Yenilen yüksek kalorili besinlerin zararlarından bihaber olmak, sadece kilo kaybına odaklanıp, ne kaybettiğinin farkında olmamak. Unutmayın gerçek kilo kaybı yağ kaybıdır, su veya kas değil.
15- Doygunluk hissine rağmen tabağı silip süpürmek, durma noktasını bilmemek
'Battı balık yan gider' demeyin
16- ‘Battı balık yan gider’ mantığı ile ufak kaçamakları tehlikeli boyutlara taşımak
17- Paranın karşılığını almak adına veya şuursuzluktan açık büfelerde sınırları zorlarcasına yemek
18- Kahvaltıyı atlamak
19- Bütün gün aç kalarak kilo vermeye çalışmak
20- Bir öğünde aşırı yiyip, akabinde kendini cezalandırırcasına bir diğer güne kadar bir şey yememek
21- Genetik olarak şişman olmaya programlanmış olduğuna inanmak
22- Değişime açık olmamak
23- Spor yapacak vakit bulamadığından yakınmak
24- Sporun iştah artışına neden olabileceğini düşünerek uzak durmak. Sizin ihtiyaç ve performansınıza uygun, spor uzmanı tarafından hazırlanmış programlar kendinizi daha doygun hissetmenize yardımcı olacaktır. Fiziksel olarak aktif hale gelen vücudunuzun besin gereksiniminin, harcanan kalori miktarı ile paralel planlanması gereğini de unutmayınız.
25- Her günü tam anlamıyla sindirerek yaşamamak, zayıf olacağı günlere odaklanıp hayatı ertelemek, dolayısıyla depresif ruh haliyle yemekle kendini mutlu etmeye çabalamak
26- Arkadaş sohbetlerinde alınan diyet veya bitkisel sanılan ilaçlarla zayıflamaya çalışmak
27- Kullanılan bazı ilaçların iştah artırıcı yan etkilerinden kaynaklı aşırı besin tüketimi karşısında doktor ile temasa geçmeden durumu kendi kendine kontrol etmeye çalışmak
28- Meyve yiyerek ya da sadece haşlanmış sebze tüketerek tek tip diyetlerle, kendi kendine zayıflamayı beklemek
29- Sauna veya sıvı kaybettiren aktivitelerle zayıflamaya çalışmak
30- Destek ürünler, vitaminler, çaylar vb. uygulamaların zayıflamada yapılan diyet veya spordan daha önemli olduğuna inanmak
31- Sporu zorunluluk olarak görmek, yaşam standardı içine alamamak, günlük yapılacak işler listesine egzersizi eklememek
Tatmin olma eşiğini artırmayın
32- Şeker eşiğini yükseltmek, doğal şeker kaynakları ile yetinmeyi bilmemek. Bu durum, kişilerin her geçen gün tatmin olma eşiğini artırmakta ve ‘şeker ne kadar fazla ise o kadar iyi’ noktasına ulaşmalarına neden olmaktadır
33- Aşırı alkol tüketmek, yanlış içki tercihleri yapmak
34- Televizyon karşısında, telefonda konuşurken, bilgisayarda çalışırken yemek yemek bu sayede kişiler yemek yeme eylemine odaklanamamakta ve aldıkları fazla kalorilerin farkına varmadıkları gibi doyma eşiğini de algılayamamaktadırlar
35- Çok fazla televizyon izleyerek, playstation oynayarak veya bilgisayarda çalışma saatlerini uzatarak fiziksel aktivite zamanından çalmak
36- Çok bol ve rahat kıyafetler giyerek, beden imajından kaçmak
37- Kişisel gelişime kapalı olmak, kendi ile barışık olmamak
38- Kendini şişman olarak kabul etmek, daha iyiye ulaşmak için inançsız olmak
39- Atılmasın, ziyan olmasın diye tabakta yemek bırakmamak
40- Yemek pişirirken veya sofrayı kurarken tadım yapmak
41- Özel günler haricinde de pasta, börek, hamur işleri ve özel yemekler hazırlamak
Diyete başlamak için gelmeyen yarınları beklemeyin
42- Misafire servis etmek üzere her zaman evde hazır ve yüksek kalorili besinler bulundurmak
43- Şekerleme, abur cubur veya çikolatayı her an görünür kaplarda ve ortamlarda bulundurmak
44- Her öğünde sebze tüketmemek, yemeğe eşlik etmesi için ekmek, makarna, patates püresi gibi yoğun karbonhidrat kaynakları hazırlamak
45- Açılan paketi bitirmeye odaklanmak, porsiyon kontrolü yapamamak
46- Başkaları istiyor diye kilo vermeye çalışmak
47- Zayıflama programına girmeye hazır olmadan diyete başlamak
48- Gazlı içeceklerin mideyi şişirip doygunluk hissi sağladığına inanmak
49- Çok sık fast food tüketmek ve yemekleri çok hızlı yemek
50- Diyete başlamak için gelmeyen yarınları beklemek.
Kuru Fasulye Diyeti
Haverhill kentinde yaşayan James Skeates, günde en az iki büyük konserve kuru fasulye yiyerek 133 kilodan 95 kiloya inmeyi başardı. Skeates, martta yerel bir zayıflama kuruluşuna yazılan ve aç kalmadan ayda 6 kilo vererek hedef kilosuna ulaştı. Günde iki büyük kutu kuru fasulye açtığını, bunları işte ve evde fırınlanmış kabuklu patates, kepekli ekmek ve makarna ile yediğini belirten genç marangoz, "Hiç aç kalmadım, ama kilo vermeye devam ettim. Sürekli kuru fasulye yemek bende bir soruna neden olmadı, ancak kısa süre önce biraz gaz sıkıntısı çektim" diye konuştu.
5 Kasım 2007 Pazartesi
Çorba İç, Zayıfla
Yemeklerden önce içilen çorbanın zayıflattığı yapılan araştırmalar neticesinde kanıtlandı!
Amerikalı bilim adamları, mideleri çorba ile şişen insanların sıradaki yemekleri daha az yediklerini ve bu sayede aşırı kilo almaktan kurtulduklarını söylediler.
Çorba diyetini gönüllüler üzerinde deneyen Pennsylvania Eyalet Üniversitesi bilim adamları, öğlen yemeğinde ana yemekten önce çorba içenlerin, çorba içmeyenlerden beşte bir daha az kalori aldıklarını tespit ettiler. Ancak uzmanlar içilecek çorbanın da düşük kalorili olması gerektiği yolunda uyarıda bulundular. Örneğin kremalı bir çorba içilirse tam tersi etki yaparak toplam kaloriyi artırıp kilo aldırıyor. Araştırmada sebze çorbası gibi hafif kalorili çorba çeşitleri kullanıldı.
kaynak: e-kolay.net
Amerikalı bilim adamları, mideleri çorba ile şişen insanların sıradaki yemekleri daha az yediklerini ve bu sayede aşırı kilo almaktan kurtulduklarını söylediler.
Çorba diyetini gönüllüler üzerinde deneyen Pennsylvania Eyalet Üniversitesi bilim adamları, öğlen yemeğinde ana yemekten önce çorba içenlerin, çorba içmeyenlerden beşte bir daha az kalori aldıklarını tespit ettiler. Ancak uzmanlar içilecek çorbanın da düşük kalorili olması gerektiği yolunda uyarıda bulundular. Örneğin kremalı bir çorba içilirse tam tersi etki yaparak toplam kaloriyi artırıp kilo aldırıyor. Araştırmada sebze çorbası gibi hafif kalorili çorba çeşitleri kullanıldı.
kaynak: e-kolay.net
Kilo Vermenin 50 Sırrı
Sürekli bir diyeti bırakıp başkasına mı başlıyorsunuz? Peki buna rağmen değil bir kilo 100 gram bile veremiyor musunuz?
"Bir dirhem et bin ayıp örter" anlayışının tarihte kaldığını hepimiz biliyoruz. Ama dirhem dirhem vererek mutluluk veren bir bedene sahip olmak çok zor değil. Kilo vermek için 50 farklı değişiklikle formda vücuda bir adım daha yaklaşabilir, sağlıklı ve zayıf olmanın tadına varabilirsiniz.
İşte uygulaması kolay, oyun haline getirip zevkle deneyeceğiniz minik ipuçları:
1- Tamamen unutun
Sık yediğiniz, yağ oranı yüksek bir yiyeceği seçin ve onu 40 gün için tamamen unutun. Bu süre sonunda o yiyeceğin tadı ağzınızdan silinecektir.
2- Aynı tadı verenler arasında her zaman daha düşük kalorilisini seçin
Örnek: Portakal suyu (l fincan 110 kalori) yerine domates suyu (l fincan 45 kalori) için. Yarım bardak vişne suyunu yarım bardak soda ile karıştırdığınızda kalorisi yüzde 50 düşer.
3- Su için
Daha fazla su içmeye başlamalısınız. Günde en az 8 bardak su içerek işe başlayabilirsiniz. Eğer böyle bir alışkanlığınız yoksa yanınızdan küçük bir su şişesini ayırmayın, bu şişeyi her gördüğünüzde içmek aklınıza gelecektir.
4- Sosları unutun
Salatanıza bir miktar lezzet katmak için döktüğünüz soslar kilo almanıza neden olur. Bu nedenle salata sosu yerine biraz baharat ve bir tatlı kaşığı zeytinyağını salatanıza ekleyebilirsiniz.
5- Yemeğin ardından yatağa girmeyin
Kilo almamak için özellikle akşam yemeğinden hemen sonra yatma alışkanlığından kurtulun, mümkünse akşam altıdan sonra meyve dışında bir şey yemeyin. Gece atıştırmalarından da kurtulun.
kaynak: e-kolay.net
"Bir dirhem et bin ayıp örter" anlayışının tarihte kaldığını hepimiz biliyoruz. Ama dirhem dirhem vererek mutluluk veren bir bedene sahip olmak çok zor değil. Kilo vermek için 50 farklı değişiklikle formda vücuda bir adım daha yaklaşabilir, sağlıklı ve zayıf olmanın tadına varabilirsiniz.
İşte uygulaması kolay, oyun haline getirip zevkle deneyeceğiniz minik ipuçları:
1- Tamamen unutun
Sık yediğiniz, yağ oranı yüksek bir yiyeceği seçin ve onu 40 gün için tamamen unutun. Bu süre sonunda o yiyeceğin tadı ağzınızdan silinecektir.
2- Aynı tadı verenler arasında her zaman daha düşük kalorilisini seçin
Örnek: Portakal suyu (l fincan 110 kalori) yerine domates suyu (l fincan 45 kalori) için. Yarım bardak vişne suyunu yarım bardak soda ile karıştırdığınızda kalorisi yüzde 50 düşer.
3- Su için
Daha fazla su içmeye başlamalısınız. Günde en az 8 bardak su içerek işe başlayabilirsiniz. Eğer böyle bir alışkanlığınız yoksa yanınızdan küçük bir su şişesini ayırmayın, bu şişeyi her gördüğünüzde içmek aklınıza gelecektir.
4- Sosları unutun
Salatanıza bir miktar lezzet katmak için döktüğünüz soslar kilo almanıza neden olur. Bu nedenle salata sosu yerine biraz baharat ve bir tatlı kaşığı zeytinyağını salatanıza ekleyebilirsiniz.
5- Yemeğin ardından yatağa girmeyin
Kilo almamak için özellikle akşam yemeğinden hemen sonra yatma alışkanlığından kurtulun, mümkünse akşam altıdan sonra meyve dışında bir şey yemeyin. Gece atıştırmalarından da kurtulun.
kaynak: e-kolay.net
Zayıflama Ürünlerine Dikkat
Elinizi kolunuzu oynatmadan, yiyip içtiklerinizi az da olsa azaltmadan kilo vermek istiyorsanız, her zaman bulabileceğiniz tehlikeli oyuncaklar hep vardı; bundan sonra da olacak: Doğal zayıflama destekleri!
Meslek yaşamının uzunca bir dönemini kilo sorunu ile mücadeleye ayıran bir uzman olarak neredeyse yirmi yıldır bu "kerametleri kendisinden menkul" mucizelerle uğraşır dururum. Reçete ile satılan ve doğru zamanda uzman hekimler tarafından kullanıldıklarında gerçekten yararlı olan ilaçlar bu tanımın dışındadır.
Şarlatan ilaçlar "her derde deva"
Her yıl özellikle Mart ve onu takip eden aylarda kilo verme sektörü(!) şöyle bir hareketlenir. Yaza daha ince girmek isteyenler, fazla kilolarına çözüm aramaya çoktan başlamışlardır. Akla ziyan etkilere sahip bitkisel veya doğal ürünler piyasayı dolduruverir. Bunlardan bazıları mucize içeceklerdir: Birkaç günde ya da en fazla birkaç haftada size bir kaç beden küçülme garantisi verir. Hiç birinin bilimsel olarak kanıtlanmış bir etkinliği, arkasında güvenilir bir bilimsel çalışma desteği filan da yoktur. İçlerinde daha atraktif olanları, bir taraftan zayıflatırken diğer taraftan detoks yaptıranları, hatta cildi sıkılaştırıp, kırışıklık azaltanları bile vardır. Bazıları size sadece kilo kaybını değil, selülitlerinizden kurtulmayı bile vaat eder.
"Masum" lafına kanmayın
Bu şarlatan ürünlerin ortak özellikleri piyasada en çok üç-beş ay kalmaları, ertesi yıl kutu ve adlarını değiştirip yeniden ortaya çıkmalarıdır. Bir başka özellikleri de çoğu kez "ağızdan ağıza pazarlama" yöntemi ile satılmalarıdır. Şarlatan ürünlerin önemli bir pazarlanma yolu da "evden eve, kapıdan kapıya teslim" sistemidir.
Bu sistemde bırakın doktoru-eczacıyı, eczacı kalfası bile devrede değildir. Bu ürünleri kullandığınızda sağlığınızı ilkokul ya da ortaokul mezunu üç-beş günlük pazarlama kurslarından geçirilmiş insanlara emanet edersiniz. Size bu ürünlerin bir ortak özelliklerini daha hatırlatalım: Bu ürünlerin neredeyse tamamı sağlık bakanlığından değil başka resmi otoritelerden izinlidir. Bu izinler sadece ithalatçı ya da üretici firmanın sunduğu evrakların onayından ibarettir. Çoğu zaman üzerlerinde yazanlar ile gerçek içerikleri aynı değildir. Son olayda karşılaşıldığı gibi çoğu kez insan sağlığını gerçekten tehlikeye atabilecek kimyasallar (sibutramin, tiroid ekstreleri, efetramin, efetra bitkisi ekstreleri) "doğal" diye pazarlanan bu ürünlerin içine eklenmiştir. Ve nedendir bilinmez bu ürünler hep masum(!) kaynaklardan, yosunlardan, çiçeklerden, yapraklardan, meyvelerden üretilmiştir.
kaynak: e-kolay.net
Meslek yaşamının uzunca bir dönemini kilo sorunu ile mücadeleye ayıran bir uzman olarak neredeyse yirmi yıldır bu "kerametleri kendisinden menkul" mucizelerle uğraşır dururum. Reçete ile satılan ve doğru zamanda uzman hekimler tarafından kullanıldıklarında gerçekten yararlı olan ilaçlar bu tanımın dışındadır.
Şarlatan ilaçlar "her derde deva"
Her yıl özellikle Mart ve onu takip eden aylarda kilo verme sektörü(!) şöyle bir hareketlenir. Yaza daha ince girmek isteyenler, fazla kilolarına çözüm aramaya çoktan başlamışlardır. Akla ziyan etkilere sahip bitkisel veya doğal ürünler piyasayı dolduruverir. Bunlardan bazıları mucize içeceklerdir: Birkaç günde ya da en fazla birkaç haftada size bir kaç beden küçülme garantisi verir. Hiç birinin bilimsel olarak kanıtlanmış bir etkinliği, arkasında güvenilir bir bilimsel çalışma desteği filan da yoktur. İçlerinde daha atraktif olanları, bir taraftan zayıflatırken diğer taraftan detoks yaptıranları, hatta cildi sıkılaştırıp, kırışıklık azaltanları bile vardır. Bazıları size sadece kilo kaybını değil, selülitlerinizden kurtulmayı bile vaat eder.
"Masum" lafına kanmayın
Bu şarlatan ürünlerin ortak özellikleri piyasada en çok üç-beş ay kalmaları, ertesi yıl kutu ve adlarını değiştirip yeniden ortaya çıkmalarıdır. Bir başka özellikleri de çoğu kez "ağızdan ağıza pazarlama" yöntemi ile satılmalarıdır. Şarlatan ürünlerin önemli bir pazarlanma yolu da "evden eve, kapıdan kapıya teslim" sistemidir.
Bu sistemde bırakın doktoru-eczacıyı, eczacı kalfası bile devrede değildir. Bu ürünleri kullandığınızda sağlığınızı ilkokul ya da ortaokul mezunu üç-beş günlük pazarlama kurslarından geçirilmiş insanlara emanet edersiniz. Size bu ürünlerin bir ortak özelliklerini daha hatırlatalım: Bu ürünlerin neredeyse tamamı sağlık bakanlığından değil başka resmi otoritelerden izinlidir. Bu izinler sadece ithalatçı ya da üretici firmanın sunduğu evrakların onayından ibarettir. Çoğu zaman üzerlerinde yazanlar ile gerçek içerikleri aynı değildir. Son olayda karşılaşıldığı gibi çoğu kez insan sağlığını gerçekten tehlikeye atabilecek kimyasallar (sibutramin, tiroid ekstreleri, efetramin, efetra bitkisi ekstreleri) "doğal" diye pazarlanan bu ürünlerin içine eklenmiştir. Ve nedendir bilinmez bu ürünler hep masum(!) kaynaklardan, yosunlardan, çiçeklerden, yapraklardan, meyvelerden üretilmiştir.
kaynak: e-kolay.net
Kutu Kolada 15 Küp Şeker Var
Çocuk ve gençlerin fazla kilo problemi büyümeye devam ediyor. Çocuklar, eskisine göre daha fazla şeker, yağ ve tuz tüketiyor.
Tükettikleri besinler tıka basa (yağların en zararlıları) doymuş ve trans-yağlarla dolu. Elli yıl öncesinin çocuklarına oranla çok daha fazla şeker tüketiyorlar. Bir şişe meşrubatta, bir kutu kolada neredeyse 15 küp şeker var ve bir çocuğun günlük şeker tüketimi neredeyse yarım kiloya yaklaşıyor.
1960’lı yıllarda bir şişe meşrubat, 200-220ml civarındaydı, şimdi dev boyları söz konusu olduğunda 2 litreye kadar çıkabiliyor. Televizyon reklamları, sürekli çocuk ve gençlere yemelerini, içmelerini öneriyor. Bir saatlik televizyon izleme süresinde çocuk ve gençler, ortalama 15-20 dakika besin maddesi reklamı izlemek zorunda kalıyor. Üstelik bu besinlerin çoğu, sucuk, sosis, margarin, hamburger, bisküvi, cips, gofret, şekerleme gibi sağlığa yarardan çok zarar veren sağlıksız şeyler.
Sorunun nedeni çok
Daha da kötüsü, bu ürünler aileler ve çocuklara "akıllarını geliştirmek", "beyinlerini güçlendirmek", bedenlerini desteklemek, bağışıklıklarına güç vermek, boylarını uzatmak, kemiklerini desteklemek gibi "hayır" denilmesi güç vaatlerle sunuluyor. Kısacası çocuk ve gençler sürekli olarak kalori bombardımanına ve yanlış beslenme tüyolarına maruz kalıyor. Uzmanlar, çocuk ve gençlerin çok yedikleri için değil, yanlış besinler tüketip yeteri kadar hareket etmedikleri için kilo aldıklarını, şişmanladıklarını belirtiyor. Onlara yemeleri için önerilen besinler arasında ne portakal, elma, kiraz, erik; ne de marul, domates, fasulye veya kabak var. Dayatılan besinler katma değeri yüksek, kalorisi şişmiş, vitamin ve mineral fakiri hazır ürünler: Cipsler, browniler, kalorisi ikiye-üçe katlanmış çikolatalı bisküviler, kolalı içecekler...
Hazır kalori bombası
Çocuk ve gençlerin beslenmesinde ev yemeklerinin hiçbir önemi kalmadı. Sabah kahvaltılarını çoğu kez servislerde veya okullarda yapıyorlar. Öğle yemekleri okul kantinlerinin fast-food yiyecekleri ve şekerli içecekleri ya da okul idaresinin dışarıdan sağladığı sağlıksız besinlerden oluşmak zorunda. Akşam üzeri açlık krizleriyle evine dönen çocukları eskisi gibi evde bekleyen anneler, anneanneler de yok artık. Ya buzdolabından donmuş bir yiyecek çıkarıp yemek, ya da pizza veya hamburger siparişi vermek zorundalar. Yani günümüzde çocuk yemeklerinin çoğu hazır yemek restoranlarından temin ediliyor.
Sorun sadece anne babalardan da kaynaklanmıyor. Yeni hayat, çocukları ve gençleri de değiştirdi. Günümüz çocukları, gençleri, sokaklarda, parklarda koşup oynayarak değil televizyon, bilgisayar ya da DVD ile oyalanarak, chat yaparak eğleniyor. Artık onlar da yavaş yavaş bize benzemeye başladı, çoğu yerinden bile kımıldamıyor. Kısacası bir zamanlar eğlenmek için koşan çocuklar şimdi eğlenmek için oturuyor ya da uzanıyor.
kaynak: e-kolay.net
Tükettikleri besinler tıka basa (yağların en zararlıları) doymuş ve trans-yağlarla dolu. Elli yıl öncesinin çocuklarına oranla çok daha fazla şeker tüketiyorlar. Bir şişe meşrubatta, bir kutu kolada neredeyse 15 küp şeker var ve bir çocuğun günlük şeker tüketimi neredeyse yarım kiloya yaklaşıyor.
1960’lı yıllarda bir şişe meşrubat, 200-220ml civarındaydı, şimdi dev boyları söz konusu olduğunda 2 litreye kadar çıkabiliyor. Televizyon reklamları, sürekli çocuk ve gençlere yemelerini, içmelerini öneriyor. Bir saatlik televizyon izleme süresinde çocuk ve gençler, ortalama 15-20 dakika besin maddesi reklamı izlemek zorunda kalıyor. Üstelik bu besinlerin çoğu, sucuk, sosis, margarin, hamburger, bisküvi, cips, gofret, şekerleme gibi sağlığa yarardan çok zarar veren sağlıksız şeyler.
Sorunun nedeni çok
Daha da kötüsü, bu ürünler aileler ve çocuklara "akıllarını geliştirmek", "beyinlerini güçlendirmek", bedenlerini desteklemek, bağışıklıklarına güç vermek, boylarını uzatmak, kemiklerini desteklemek gibi "hayır" denilmesi güç vaatlerle sunuluyor. Kısacası çocuk ve gençler sürekli olarak kalori bombardımanına ve yanlış beslenme tüyolarına maruz kalıyor. Uzmanlar, çocuk ve gençlerin çok yedikleri için değil, yanlış besinler tüketip yeteri kadar hareket etmedikleri için kilo aldıklarını, şişmanladıklarını belirtiyor. Onlara yemeleri için önerilen besinler arasında ne portakal, elma, kiraz, erik; ne de marul, domates, fasulye veya kabak var. Dayatılan besinler katma değeri yüksek, kalorisi şişmiş, vitamin ve mineral fakiri hazır ürünler: Cipsler, browniler, kalorisi ikiye-üçe katlanmış çikolatalı bisküviler, kolalı içecekler...
Hazır kalori bombası
Çocuk ve gençlerin beslenmesinde ev yemeklerinin hiçbir önemi kalmadı. Sabah kahvaltılarını çoğu kez servislerde veya okullarda yapıyorlar. Öğle yemekleri okul kantinlerinin fast-food yiyecekleri ve şekerli içecekleri ya da okul idaresinin dışarıdan sağladığı sağlıksız besinlerden oluşmak zorunda. Akşam üzeri açlık krizleriyle evine dönen çocukları eskisi gibi evde bekleyen anneler, anneanneler de yok artık. Ya buzdolabından donmuş bir yiyecek çıkarıp yemek, ya da pizza veya hamburger siparişi vermek zorundalar. Yani günümüzde çocuk yemeklerinin çoğu hazır yemek restoranlarından temin ediliyor.
Sorun sadece anne babalardan da kaynaklanmıyor. Yeni hayat, çocukları ve gençleri de değiştirdi. Günümüz çocukları, gençleri, sokaklarda, parklarda koşup oynayarak değil televizyon, bilgisayar ya da DVD ile oyalanarak, chat yaparak eğleniyor. Artık onlar da yavaş yavaş bize benzemeye başladı, çoğu yerinden bile kımıldamıyor. Kısacası bir zamanlar eğlenmek için koşan çocuklar şimdi eğlenmek için oturuyor ya da uzanıyor.
kaynak: e-kolay.net
Daha Çok Elma, Daha Az Kilo
Kanser, kalp ve bağırsak hastalıklarına karşı koruyucu etkisi bulunan elma, düşük kalorisi ve verdiği tokluk hissi nedeniyle kilo vermeye de yardımcı oluyor.
Elmanın 'sağlık sembolü' olduğunu vurgulayan Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim görevlisi Dr. Nurten Budak şunları söylüyor:
"Elma, yapısındaki bileşenlerden dolayı kalp hastalığına karşı vücudu korur. Kanser riskini azaltır. Kabuğundaki posa bağırsak sağlığını korunmasına yardım eder. Cilt sağlığının korunmasına destek sağlar."
Dr. Budak, bir orta boy elmanın 60 kaloriye sahip olduğunu belirterek, bu nedenle diyet listelerinin de ilk sıralarında yer aldığını belirtti.
Dr. Budak, "Düşük kaloriye sahip elma aynı zamanda tokluk hissi verir. Elmanın bu yönü iyi değerlendirilmelidir. Aşırı kilolu olanlar, daha çok elma tüketerek kilo sorunlarından kurtulabilir" diye konuştu.
kaynak: e-kolay.net
Elmanın 'sağlık sembolü' olduğunu vurgulayan Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim görevlisi Dr. Nurten Budak şunları söylüyor:
"Elma, yapısındaki bileşenlerden dolayı kalp hastalığına karşı vücudu korur. Kanser riskini azaltır. Kabuğundaki posa bağırsak sağlığını korunmasına yardım eder. Cilt sağlığının korunmasına destek sağlar."
Dr. Budak, bir orta boy elmanın 60 kaloriye sahip olduğunu belirterek, bu nedenle diyet listelerinin de ilk sıralarında yer aldığını belirtti.
Dr. Budak, "Düşük kaloriye sahip elma aynı zamanda tokluk hissi verir. Elmanın bu yönü iyi değerlendirilmelidir. Aşırı kilolu olanlar, daha çok elma tüketerek kilo sorunlarından kurtulabilir" diye konuştu.
kaynak: e-kolay.net
İştah Kesen Besinler
Diyet yapmanın en zor yanı, sevdiğiniz pek çok yiyecekten vazgeçmek zorunda kalıp, üstüne bir de iştahınızla baş etmek zorunda kalmanız. Bu gibi durumlar için iştah kesen besinleri bilmeniz gerekiyor...
1. Karnabaharı ve brokoliyi hafifçe haşlayıp yoğurtla tatlandırın. Bu karışım lif açısından zengin olduğundan sizi uzun süre tok tutar.
2. Salatalığı iyice yıkayın ve kabuklarıyla birlikte ince dilimler halinde kesip üzerine bol bol dereotu serpin. Bu sebzenin kalorisi yok denilecek kadar az ve oldukça tok tutucudur.
3. Tatlı olarak 250 gr. mor eriği biraz tarçınla haşlayın. Bu meyve früktoz açısından oldukça zengin olmakla birlikte tatlı ihtiyacınızı da karşılayacaktır.
4. Albümin iştahı kapatır. Bir porsiyon yeşil fasulyeyi 20 dakika suda haşlayıp sirke, karabiber ve biraz tuzla tatlandırın. İsterseniz yağsız krema da katabilirsiniz.
5. 200 gr. ananası incecik doğrayın ve süzgeçten geçirin. İçine 100 gr. kefir ve taze nane ekleyin. Ananasın içindeki enzimler, protein sindirimini hızlandırdığından oldukça doyurucudur. Ayrıca selülit oluşumunu da engeller.
6. Kendinize yeşil salata, uskumru veya ton balığı, kivi ve portakaldan oluşan bir ziyafet hazırlayın. Balığın içeriğindeki İyot, tiroit bezinin İşlevlerini hızlandırdığından açlık hissi giderilir.
7. Öğünler arasında acıktığınızda kuru erik yiyin. Kuru erik kan şekerinin düşmesini engeller. Ancak fazla abartmayın. Çünkü bir kuru erikte 8 kalori var.
8. Haftada iki yumurta yiyin. Çünkü yumurtada bol miktarda triptofan var. Bu da neşenizin yerine gelmesini sağlar.
9. Enerjisiz kalmak için 1 demet maydanozu blenderden geçirip sebze suyla karıştırın. Bir-iki damla acı biber sosu ekleyin ve bunu bir güzel için. Bu içeceğin içindeki C vitamini ve bitkisel maddeler yağ yıkımını kolaylaştırır.
10. Kırmızı elmayı ince dilimler halinde kesip 1 çay kaşığı kıyılmış ceviz ve yarım çay kaşığı yonca balıyla karıştırın. Bu karışımın içeriğindeki değerli lifler hem doyurucu hem de bağırsakları çalıştırıcı etki gösterir.
11. Yağsız kaşarı ince ince dilimleyin ve siyah zeytin ile süsleyin. Üzerine 1 yemek kaşığı sirke dökün. Bu, birkaç saat için açlığınızı giderecektir.
12. Karaciğerlerinizi çalıştırmak için 10 adet enginar kökünü, içine 1 doğranmış soğan, karabiber tanesi ve yarım limon katılmış suda haşlayın. Daha sonra 1 çay kaşığı bal, iki sap kekik ve biraz limon suyunu kaynatın. Enginar köklerini süzün ve hazırlamış olduğunuz karışımın İçinde biraz pişirip çıkarın.
kaynak: e-kolay.net
1. Karnabaharı ve brokoliyi hafifçe haşlayıp yoğurtla tatlandırın. Bu karışım lif açısından zengin olduğundan sizi uzun süre tok tutar.
2. Salatalığı iyice yıkayın ve kabuklarıyla birlikte ince dilimler halinde kesip üzerine bol bol dereotu serpin. Bu sebzenin kalorisi yok denilecek kadar az ve oldukça tok tutucudur.
3. Tatlı olarak 250 gr. mor eriği biraz tarçınla haşlayın. Bu meyve früktoz açısından oldukça zengin olmakla birlikte tatlı ihtiyacınızı da karşılayacaktır.
4. Albümin iştahı kapatır. Bir porsiyon yeşil fasulyeyi 20 dakika suda haşlayıp sirke, karabiber ve biraz tuzla tatlandırın. İsterseniz yağsız krema da katabilirsiniz.
5. 200 gr. ananası incecik doğrayın ve süzgeçten geçirin. İçine 100 gr. kefir ve taze nane ekleyin. Ananasın içindeki enzimler, protein sindirimini hızlandırdığından oldukça doyurucudur. Ayrıca selülit oluşumunu da engeller.
6. Kendinize yeşil salata, uskumru veya ton balığı, kivi ve portakaldan oluşan bir ziyafet hazırlayın. Balığın içeriğindeki İyot, tiroit bezinin İşlevlerini hızlandırdığından açlık hissi giderilir.
7. Öğünler arasında acıktığınızda kuru erik yiyin. Kuru erik kan şekerinin düşmesini engeller. Ancak fazla abartmayın. Çünkü bir kuru erikte 8 kalori var.
8. Haftada iki yumurta yiyin. Çünkü yumurtada bol miktarda triptofan var. Bu da neşenizin yerine gelmesini sağlar.
9. Enerjisiz kalmak için 1 demet maydanozu blenderden geçirip sebze suyla karıştırın. Bir-iki damla acı biber sosu ekleyin ve bunu bir güzel için. Bu içeceğin içindeki C vitamini ve bitkisel maddeler yağ yıkımını kolaylaştırır.
10. Kırmızı elmayı ince dilimler halinde kesip 1 çay kaşığı kıyılmış ceviz ve yarım çay kaşığı yonca balıyla karıştırın. Bu karışımın içeriğindeki değerli lifler hem doyurucu hem de bağırsakları çalıştırıcı etki gösterir.
11. Yağsız kaşarı ince ince dilimleyin ve siyah zeytin ile süsleyin. Üzerine 1 yemek kaşığı sirke dökün. Bu, birkaç saat için açlığınızı giderecektir.
12. Karaciğerlerinizi çalıştırmak için 10 adet enginar kökünü, içine 1 doğranmış soğan, karabiber tanesi ve yarım limon katılmış suda haşlayın. Daha sonra 1 çay kaşığı bal, iki sap kekik ve biraz limon suyunu kaynatın. Enginar köklerini süzün ve hazırlamış olduğunuz karışımın İçinde biraz pişirip çıkarın.
kaynak: e-kolay.net
Tabiatın Formülleriyle Zayıflayın!
Gidilen spor salonlarının programlarıyla veya diyet listeleriyle zayıflamaya çözüm bulamayanlar, şimdi doğal yolları deniyor. Kiloları eriten şifalı bitkileri toz haline getiren Herbalium'un, bedendeki yağları düzenli olarak yakan bu uygulaması, tabiatın adeta özel bir formülü.
Fazla kilolarınızdan hızla ve problem yaşamadan kurtulmanın tam zamanı. Vakit kaybetmeden zayıflamak gerek! Ancak zayıflama deyince yapmanız gereken bir sürü özel şey devreye giriyor. Bünyeyi tamamen alışkınlıklardan uzaklaştırma anlamına geliyor kilo verme kararı aynı zamanda. Forma girmek isteyen herkes, kendini sevdiği yiyeceklerden mahrum bırakmak zorunda. Gramla, ölçüyle yaşamaya alışmak durumunda. Oysa son yıllarda bunlardan farklı zayıflama şekilleri ortaya çıktı. Diyetleri deneyip sonuç alamayan insanlar bu yeni yöntemlere yönelmiş. En fazla rağbet göreni bitkisel zayıflama. Doğal ve bitkisel olan her şeye yönelik ilginin gittikçe artması da buna etken... Herbalium, bu konuda araştırmalar yapan bir merkez. Bu mekanın kurucusu Volkan Kurt, özellikle yaza çok kısa bir süre kala herkesin zayıflamak için çaba harcadığını söylüyor. Doğal zayıflamaya yönelik olarak şu açıklamayı yapıyor; "Bizler yağ yakan bitkileri tespit ettik. Tamamıyla doğal ve hiç bir yan etkisi bulunmayan bu bitkiler, gerçek sonuçlar veriyor. Direk olarak yağları yaktığı için "gerçek" kilo verdiriyor."
Doğanın form gücü
Bu sistemle ilgili ve her diğer şifalı bitkiler hakkında bilgi vermek için bir web sitesi kurmuşlar. (www.herbalium.net) Herkesin ihtiyaç duyacağı bilgilerle donatılmış olan sitenin "zayıflama" bölümünde farklı bitkilerden üretilen doğal ürün karışımından söz ediliyor. İçinde hiç bir sentetik kimyasal madde bulunmayan bu ürün, bedendeki yağları enerjiye dönüştürme özelliğine sahip. Şimdiye kadar kullananların yaşadığı deneyimlere göre, bu bitkiler inanılmaz ölçüde zayıflamaya neden olmuş. Bedendeki yağları düzene sokan bu şifalı bitkiler, toz haline getirilmiş. Form kazanmak için günde üç kez bu tozun yoğurtla yenmesi gerektiğini belirtiyor uzman Volkan Kurt. Doğal Zayıflama tozunun asgari 1 aylık sürede, düzenli ve disiplinli kullanımda 4 veya 5 kilo zayıflattığını belirtiyor. Bu sistemle kalıcı zayıflamaya kavuşabilmek için, ayrıca bitki özlerinin de önemi olduğunu anlatıyor.
Öğünlük kullanılması gereken miktar; bir çorba kaşığı. Sabah kahvaltı öncesi bir kaşığı yoğurda karıştırarak yemekle güne başlanıyor. Ardından öğle ve akşam yemekleri öncesinde de birer kaşıkla devam ediliyor. Yöntemin sadece doğal olması şunu da artı olarak bünyeye kazandırıyor: canlılık. Çünkü bu doğal karışımda insan hayatı için gerekli tüm mineral ve vitaminler yer alıyor. Tabiattaki iştah kesici gücü keşfettiklerini söyleyen Kurt, obeziteye karşı yenik düşen çok insanın bu yönteme başvurduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Ülkemizin kırlarında yetişen bitkilerin yemek yeme isteğini frenlemesi özelliğinin haricinde metabolizmanın çalışmasını da hızlandırıyor. Bedendeki yağları yakıp enerjiye çeviriyor. Ayrıca kan şekerini ayarlıyor, bakterileri yok ediyor, stresi azaltıyor, mide ve barsak problemlerini hafifletiyor."
Doğal ve bitkisel olarak zayıflama sistemiyle kilo vermenin trend olduğu bu günlerde yapılan düşük kalorili diyet listeleri rafa kaldırılıyor. Sağlıklı kilo vermek ve güzel bir vücuda sahip olmak için doğaya başvuran insanların yüzünü tabiat kara çıkarmıyor!
kaynak: e-kolay.net
Fazla kilolarınızdan hızla ve problem yaşamadan kurtulmanın tam zamanı. Vakit kaybetmeden zayıflamak gerek! Ancak zayıflama deyince yapmanız gereken bir sürü özel şey devreye giriyor. Bünyeyi tamamen alışkınlıklardan uzaklaştırma anlamına geliyor kilo verme kararı aynı zamanda. Forma girmek isteyen herkes, kendini sevdiği yiyeceklerden mahrum bırakmak zorunda. Gramla, ölçüyle yaşamaya alışmak durumunda. Oysa son yıllarda bunlardan farklı zayıflama şekilleri ortaya çıktı. Diyetleri deneyip sonuç alamayan insanlar bu yeni yöntemlere yönelmiş. En fazla rağbet göreni bitkisel zayıflama. Doğal ve bitkisel olan her şeye yönelik ilginin gittikçe artması da buna etken... Herbalium, bu konuda araştırmalar yapan bir merkez. Bu mekanın kurucusu Volkan Kurt, özellikle yaza çok kısa bir süre kala herkesin zayıflamak için çaba harcadığını söylüyor. Doğal zayıflamaya yönelik olarak şu açıklamayı yapıyor; "Bizler yağ yakan bitkileri tespit ettik. Tamamıyla doğal ve hiç bir yan etkisi bulunmayan bu bitkiler, gerçek sonuçlar veriyor. Direk olarak yağları yaktığı için "gerçek" kilo verdiriyor."
Doğanın form gücü
Bu sistemle ilgili ve her diğer şifalı bitkiler hakkında bilgi vermek için bir web sitesi kurmuşlar. (www.herbalium.net) Herkesin ihtiyaç duyacağı bilgilerle donatılmış olan sitenin "zayıflama" bölümünde farklı bitkilerden üretilen doğal ürün karışımından söz ediliyor. İçinde hiç bir sentetik kimyasal madde bulunmayan bu ürün, bedendeki yağları enerjiye dönüştürme özelliğine sahip. Şimdiye kadar kullananların yaşadığı deneyimlere göre, bu bitkiler inanılmaz ölçüde zayıflamaya neden olmuş. Bedendeki yağları düzene sokan bu şifalı bitkiler, toz haline getirilmiş. Form kazanmak için günde üç kez bu tozun yoğurtla yenmesi gerektiğini belirtiyor uzman Volkan Kurt. Doğal Zayıflama tozunun asgari 1 aylık sürede, düzenli ve disiplinli kullanımda 4 veya 5 kilo zayıflattığını belirtiyor. Bu sistemle kalıcı zayıflamaya kavuşabilmek için, ayrıca bitki özlerinin de önemi olduğunu anlatıyor.
Öğünlük kullanılması gereken miktar; bir çorba kaşığı. Sabah kahvaltı öncesi bir kaşığı yoğurda karıştırarak yemekle güne başlanıyor. Ardından öğle ve akşam yemekleri öncesinde de birer kaşıkla devam ediliyor. Yöntemin sadece doğal olması şunu da artı olarak bünyeye kazandırıyor: canlılık. Çünkü bu doğal karışımda insan hayatı için gerekli tüm mineral ve vitaminler yer alıyor. Tabiattaki iştah kesici gücü keşfettiklerini söyleyen Kurt, obeziteye karşı yenik düşen çok insanın bu yönteme başvurduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Ülkemizin kırlarında yetişen bitkilerin yemek yeme isteğini frenlemesi özelliğinin haricinde metabolizmanın çalışmasını da hızlandırıyor. Bedendeki yağları yakıp enerjiye çeviriyor. Ayrıca kan şekerini ayarlıyor, bakterileri yok ediyor, stresi azaltıyor, mide ve barsak problemlerini hafifletiyor."
Doğal ve bitkisel olarak zayıflama sistemiyle kilo vermenin trend olduğu bu günlerde yapılan düşük kalorili diyet listeleri rafa kaldırılıyor. Sağlıklı kilo vermek ve güzel bir vücuda sahip olmak için doğaya başvuran insanların yüzünü tabiat kara çıkarmıyor!
kaynak: e-kolay.net
Ne Yapsanız Kilo Veremiyorsanız
Kilo kaybetmek için özel beslenme ve egzersiz programlarına başlayanlar bazen daha yolun başında pes eder! Peki ama neden?
Kilo verememenin pek çok nedeni var ama en önemlisi arzulanan kilo kaybının bir türlü sağlanamamasıdır. Eğer bir kilo kaybı programında yağlarınızdan istediğiniz hızda kurtulamıyorsanız bu yazıyı dikkatle okuyun. Mutsuz bir zayıflama yolcusu olmak istemiyorsanız anlatılanların sizinle ilgili olup olmadığına daha çok dikkat gösterin. Aklınıza takılan soruların çoğunun yanıtını da önceki başarısızlıklarınızın nedenlerini de bu yazıda bulabileceğinizi umuyorum.
Hormonlar: Gizli kilo sabotajcıları
Kilo yönetimi programına başlayan hastalarımıza neredeyse ezberletmeye çalıştığımız bir cümle var: Kilo kaybını değil yaşam tarzınızı değiştirmeyi hedefleyin. Eğer kilo kaybına odaklanırsanız ve hele bir de yağlardan kurtulmanın aynı hızda devam edeceğini sanırsanız bir süre sonra hayal kırıklığına uğrarsınız. Vücudunuz özenle biriktirdiği yağlarını kaybetmekten pek hoşlanmaz. Kilo almaya karşı herhangi bir direnç göstermeyen bedenimizin kilo kaybına gösterdiği tepki traji-komik bir davranıştır. Bu davranıştan "tutumlu genler"in sorumlu olduğunu daha önce yazmıştık. Buzul çağındaki uzun açlık dönemlerinde insan genlerinde oluşan değişikliklerin ürettiği bu tutumlu genler -herhangi bir açlık, kıtlık ihtimaline karşı- vücudun yağ kaybını engellemektedir. Vücudunuz bunu başaracak pek çok sistem ve kimyasalla donatılmıştır.
İlk yanıtı tiroit bezi veriyor
İlk yanıt tiroit hormonları aracılığıyla verilir. Siz kilo vermeye başlayınca bedeninizde üretilen T4 hormonunun T3 hormonuna dönüşmesi bozulmakta, bir tiroit hormonu yetersizliği ortaya çıkmaktadır. Tiroit hormonu yetersizliğinin daha yavaş çalışan, daha az enerji harcayan bir metabolik süreç oluşturduğunu yani metabolizmanızı tembelleştirdiğini daha önce de hatırlatmıştık. Kilo kaybı sürecinde bir süre sonra ortaya çıkan yavaşlamanın başka nedenleri de var. Bunların da çoğu hormonal savunma mekanizmalarıdır. Vücudunuz leptin, oreksin, ghrelin, insülin, kortizol gibi hormonları salgılama süreçlerinde yaptığı değişikliklerde yağ kaybını önlemeye çalışır. Kısacası eğer bir kilo kaybı süreci planlıyorsanız vücudunuzda şu veya bu şekilde yaşayacağınız metabolik ve hormonal bazı kavgalara hazır olmalısınız.
Siz de mutsuz bir "kronik diyetçi" olmayın
"Kilo kaybedemiyorum" diye üzülen hastaların yaptıkları en önemli yanlış, beslenme hatalarıdır. Kilo kaybı için uzun süre aç kalan, düzensiz yemek yiyen, besin dengelerini bozan diyetlerle metabolizmasını alt üst eden, bütün gün aç kalıp akşam saatlerinde sürekli buzdolabını ziyaret eden -hatta bu ziyaretlerini gece tatlı uykusunu bölerek sürdüren-, kilo vermeye çalışmasına rağmen hálá karbonhidratı fazla, şekerden zengin, besin yükü fazla besinler tüketerek, kafeinli içecekler ve diyet ürünlerle hipoglisemi nöbetlerini tetikleyen pek çok müzmin diyetçi(!) tanıdım. Her şeyi bildiklerini ve her yolu denediklerini ama kilo kaybını bir türlü beceremediklerini anlatırken bile ümitsiz ve yorgundular. Üzülerek belirtelim ki kronik diyetçilerin üretiminde onlar kadar yanlış diyet programlarının, ticari diyet merkezlerinin, kuşkulu diyet ürünlerinin, tehlikeli, zararlı ve etkisiz diyet haplarının ve bu işi sadece kazanç amacıyla yapan sözde uzmanların da rolü var.
kaynak: e-kolay.net
Kilo verememenin pek çok nedeni var ama en önemlisi arzulanan kilo kaybının bir türlü sağlanamamasıdır. Eğer bir kilo kaybı programında yağlarınızdan istediğiniz hızda kurtulamıyorsanız bu yazıyı dikkatle okuyun. Mutsuz bir zayıflama yolcusu olmak istemiyorsanız anlatılanların sizinle ilgili olup olmadığına daha çok dikkat gösterin. Aklınıza takılan soruların çoğunun yanıtını da önceki başarısızlıklarınızın nedenlerini de bu yazıda bulabileceğinizi umuyorum.
Hormonlar: Gizli kilo sabotajcıları
Kilo yönetimi programına başlayan hastalarımıza neredeyse ezberletmeye çalıştığımız bir cümle var: Kilo kaybını değil yaşam tarzınızı değiştirmeyi hedefleyin. Eğer kilo kaybına odaklanırsanız ve hele bir de yağlardan kurtulmanın aynı hızda devam edeceğini sanırsanız bir süre sonra hayal kırıklığına uğrarsınız. Vücudunuz özenle biriktirdiği yağlarını kaybetmekten pek hoşlanmaz. Kilo almaya karşı herhangi bir direnç göstermeyen bedenimizin kilo kaybına gösterdiği tepki traji-komik bir davranıştır. Bu davranıştan "tutumlu genler"in sorumlu olduğunu daha önce yazmıştık. Buzul çağındaki uzun açlık dönemlerinde insan genlerinde oluşan değişikliklerin ürettiği bu tutumlu genler -herhangi bir açlık, kıtlık ihtimaline karşı- vücudun yağ kaybını engellemektedir. Vücudunuz bunu başaracak pek çok sistem ve kimyasalla donatılmıştır.
İlk yanıtı tiroit bezi veriyor
İlk yanıt tiroit hormonları aracılığıyla verilir. Siz kilo vermeye başlayınca bedeninizde üretilen T4 hormonunun T3 hormonuna dönüşmesi bozulmakta, bir tiroit hormonu yetersizliği ortaya çıkmaktadır. Tiroit hormonu yetersizliğinin daha yavaş çalışan, daha az enerji harcayan bir metabolik süreç oluşturduğunu yani metabolizmanızı tembelleştirdiğini daha önce de hatırlatmıştık. Kilo kaybı sürecinde bir süre sonra ortaya çıkan yavaşlamanın başka nedenleri de var. Bunların da çoğu hormonal savunma mekanizmalarıdır. Vücudunuz leptin, oreksin, ghrelin, insülin, kortizol gibi hormonları salgılama süreçlerinde yaptığı değişikliklerde yağ kaybını önlemeye çalışır. Kısacası eğer bir kilo kaybı süreci planlıyorsanız vücudunuzda şu veya bu şekilde yaşayacağınız metabolik ve hormonal bazı kavgalara hazır olmalısınız.
Siz de mutsuz bir "kronik diyetçi" olmayın
"Kilo kaybedemiyorum" diye üzülen hastaların yaptıkları en önemli yanlış, beslenme hatalarıdır. Kilo kaybı için uzun süre aç kalan, düzensiz yemek yiyen, besin dengelerini bozan diyetlerle metabolizmasını alt üst eden, bütün gün aç kalıp akşam saatlerinde sürekli buzdolabını ziyaret eden -hatta bu ziyaretlerini gece tatlı uykusunu bölerek sürdüren-, kilo vermeye çalışmasına rağmen hálá karbonhidratı fazla, şekerden zengin, besin yükü fazla besinler tüketerek, kafeinli içecekler ve diyet ürünlerle hipoglisemi nöbetlerini tetikleyen pek çok müzmin diyetçi(!) tanıdım. Her şeyi bildiklerini ve her yolu denediklerini ama kilo kaybını bir türlü beceremediklerini anlatırken bile ümitsiz ve yorgundular. Üzülerek belirtelim ki kronik diyetçilerin üretiminde onlar kadar yanlış diyet programlarının, ticari diyet merkezlerinin, kuşkulu diyet ürünlerinin, tehlikeli, zararlı ve etkisiz diyet haplarının ve bu işi sadece kazanç amacıyla yapan sözde uzmanların da rolü var.
kaynak: e-kolay.net
Zayıflamanın 12 Basit Kuralı
Spor salonuna veya diyetisyene gitmeden kilo veremeyeceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz!
Hayatınızda önemli değişiklikler yaparak, paradan tasarruf ederken emniyetli ve kalıcı bir biçimde kilo verebilirsiniz...
1. Eliniz abur cubura değil, suya uzansın. İştahınızı yatıştırmanın eldeki en ucuz, en emniyetli yolu bu...
2. Dolapları boş tutun. Hem paradan hem de sizi caydıracak şeylerden tasarruf edersiniz. Etrafınızdaki yiyecek çeşitlerini azaltmanız sizi gereksiz yere atıştırmaktan alıkoyacak.
3. İlham verici bir şeyler yapın. Kilo verdiğinizde giymekten büyük keyif alacağınız bir elbiseyi buzdolabınızın kapağına yapıştırarak kendinizi teşvik edebilirsiniz. Göbeğinize ‘piercing’ yaptırmak da zayıflama azminizi artıracak bir fikir olabilir.
4. Baharatları dilediğiniz gibi kullanın. Araştırmalara göre, zencefil, kırmızıbiber, pul biber gibi baharatlar ve bunlarla yapılan soslar vücudunuzun yağ yakma kabiliyetini %25 oranında artırabilir.
5. Kilo vermek için uyuyun. Uykunuzu yeteri kadar almanız, daha fazla enerji elde etmek için yemek yemenizi engeller. Yapılan son bir araştırmaya göre, yeterince uyuyan bir kadının metabolizması yüzde 40 oranında artıyor.
6. Gece mutfak seferlerine bir son verin. Araştırmacılar karanlık odaların ve gecenin karanlığının bizi daha fazla yemeye sevk ettiğini belirtiyorlar. Yataya bir saat erken girmeyi deneyin. Evinizde daha neşeli, parlak ışıklara yer verin, hem daha mutlu olacak hem de daha az atıştıracaksınız.
7. Kahvaltıyı kesinlikle sektirmeyin. Gün için gereken enerji yakıtınızı almanızı ve öğle yemeğinde kendinizi daha az aç hissetmenizi sağlar.
8. Doğru bir biçimde atıştırın. Sert bir şeker 20 kalori civarındadır, tüketme süresi 20 dakikaya kadar çıkabilir. 400 kalori içeren bir dondurma külahı ise on dakikaya kalmadan midenizde olur.
9. İçinizden çılgınca yemek yemek geliyorsa, size kendinizi iyi hissettiren müzikler dinleyin. Araştırmacılar müziğin beyindeki, en sevilen yiyeceği yemenin etkilediği merkezi harekete geçirdiğini belirtiyorlar.
10. Yeşil çay için. İsviçre Üniversitesi’nde yürütülen bir araştırmanın sonuçlarına göre, yeşil çay içmek vücudun yaktığı kalori miktarını artırıyor. Günde üç fincan içmeye çalışın.
11. Yediğiniz şeye yoğunlaşın. TV izlerken, bir şeyler okurken, ders çalışırken ya da e-mail’lerinizi yanıtlarken yiyecekleri gözden uzak tutun.
12. Dışarı çıkın. Günde en az yirmi dakikayı dışarıda oturarak ya da yürüyerek geçirin. Güneş ışığı içinizdeki yeme istediğini kontrol etmenize yardımcı olur.
kaynak: e-kolay.net
Hayatınızda önemli değişiklikler yaparak, paradan tasarruf ederken emniyetli ve kalıcı bir biçimde kilo verebilirsiniz...
1. Eliniz abur cubura değil, suya uzansın. İştahınızı yatıştırmanın eldeki en ucuz, en emniyetli yolu bu...
2. Dolapları boş tutun. Hem paradan hem de sizi caydıracak şeylerden tasarruf edersiniz. Etrafınızdaki yiyecek çeşitlerini azaltmanız sizi gereksiz yere atıştırmaktan alıkoyacak.
3. İlham verici bir şeyler yapın. Kilo verdiğinizde giymekten büyük keyif alacağınız bir elbiseyi buzdolabınızın kapağına yapıştırarak kendinizi teşvik edebilirsiniz. Göbeğinize ‘piercing’ yaptırmak da zayıflama azminizi artıracak bir fikir olabilir.
4. Baharatları dilediğiniz gibi kullanın. Araştırmalara göre, zencefil, kırmızıbiber, pul biber gibi baharatlar ve bunlarla yapılan soslar vücudunuzun yağ yakma kabiliyetini %25 oranında artırabilir.
5. Kilo vermek için uyuyun. Uykunuzu yeteri kadar almanız, daha fazla enerji elde etmek için yemek yemenizi engeller. Yapılan son bir araştırmaya göre, yeterince uyuyan bir kadının metabolizması yüzde 40 oranında artıyor.
6. Gece mutfak seferlerine bir son verin. Araştırmacılar karanlık odaların ve gecenin karanlığının bizi daha fazla yemeye sevk ettiğini belirtiyorlar. Yataya bir saat erken girmeyi deneyin. Evinizde daha neşeli, parlak ışıklara yer verin, hem daha mutlu olacak hem de daha az atıştıracaksınız.
7. Kahvaltıyı kesinlikle sektirmeyin. Gün için gereken enerji yakıtınızı almanızı ve öğle yemeğinde kendinizi daha az aç hissetmenizi sağlar.
8. Doğru bir biçimde atıştırın. Sert bir şeker 20 kalori civarındadır, tüketme süresi 20 dakikaya kadar çıkabilir. 400 kalori içeren bir dondurma külahı ise on dakikaya kalmadan midenizde olur.
9. İçinizden çılgınca yemek yemek geliyorsa, size kendinizi iyi hissettiren müzikler dinleyin. Araştırmacılar müziğin beyindeki, en sevilen yiyeceği yemenin etkilediği merkezi harekete geçirdiğini belirtiyorlar.
10. Yeşil çay için. İsviçre Üniversitesi’nde yürütülen bir araştırmanın sonuçlarına göre, yeşil çay içmek vücudun yaktığı kalori miktarını artırıyor. Günde üç fincan içmeye çalışın.
11. Yediğiniz şeye yoğunlaşın. TV izlerken, bir şeyler okurken, ders çalışırken ya da e-mail’lerinizi yanıtlarken yiyecekleri gözden uzak tutun.
12. Dışarı çıkın. Günde en az yirmi dakikayı dışarıda oturarak ya da yürüyerek geçirin. Güneş ışığı içinizdeki yeme istediğini kontrol etmenize yardımcı olur.
kaynak: e-kolay.net
2 Kasım 2007 Cuma
DiyetMax
Kilolu olmak, hem sağlık açımızdan, hemde fiziksel görüntümüz açısından, hepimizi rahatsız eden bir durumdur. Amerika'da yıllarca yapılan deneyler ve testler sonucunda; harika bir diyetmax bant gerçekleştirildi. Diyetmax bant'ı kullanan milyolarca kişi, fazla kilolarını kaybetti. Diyetmax'in en önemli özelliği, kendine özel menüsü olması. Diyetmax ile birlikte uygulanan bu menu ile birlikte, 1 AYDA 8 iLA 12 kilo vermek, işten bile değil. Özel menüsü kesinlikle diyet menüsü değildir...
Menüler özel olup; kesinlikle diyet menüleri değildir. Diyetmax ile kullanmak için SB Corporations Uzman Hekimleri tarafından hazırlanmıştır. Başka diyet ürünleriyle beraber veya yalnızca menüleri uygulamayınız. Sağlığınız bozulur ve kilo alırsınız. 2 hafta diyetmax ile beraber menülerini kullandığınız takdirde; metabolizmanıza bağli olarak, 1 ayda 8 ila 12 kilo verebilirsiniz. Menülerimizde miktar verilmemiştir. Yemeklerden istediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Kendinize uygun menü de yapabilirsiniz. Tek şart aç kalmamak ve yemek yemek...
Diyetmax'ı kullanmak çok kolay. 1 aylık paketinde 30 adet diyetmax bant bulunuyor. 24 saate bir tanesini kullanıyorsunuz. Omuzunuza veya sırtınıza yapıştırıyorsunuz. Hemen Çalışmaya başlıyor. Yapıştırdıktan sonra, kendi kendine düşmez. Her gün banyo yapıyorsanız, banyodan sonra kullanmalısınız. Cildiniz kuru ve yağsız olmalı. Her gün aynı yere yapıştırmayınız. Kesinlikle hiç bir yan etkisi yoktur. Diyetmax'ın ihtiva ettiği doğal maddeler, cildinizin altından, kılcal damarlar vasıtasıyla kana karışarak, metabolizmanızı dengelemeye başlayacaktır.. Hemen hemen herşeyi yiyerek kilo verdirmesi en büyük ozelliği.
Lütfen özel ambaljında rutubetsiz ve kuru bir yerde muhafaza ediniz. Diyetmax son kullanma tarihi yoktur. Muhakkak paketinizi actiktan sonra 1 ay kullanarak, bitiriniz. Muhakkak paketinizi actiktan sonra 1 ay kullanarak, bitiriniz.
Kilonuza kavuştuğunuzda, ara verebilir; daha sonra ihtiyaç duyarsanız tekrar kullanabilirsiniz. 2 hafta diyetmax ile beraber menulerimizi kullandiginiz takdirde; 3 ila 5 kilo verceksiniz. Menulerimizde miktar verilmemistir. Yemeklerden istediginiz kadar yiyebilirsiniz. Kesinlikle menu disana cikmayiniz ve ac kalmayiniz. Sayet diyetmax kullanmiyorsaniz, menuleri uygulamayiniz. Kilo almaya baslarsiniz. Menu listelerini uygulamada hic bir zorluk yoktur. Evlerimizde kolayca hazirlanan yemeklerdir.
Menüler özel olup; kesinlikle diyet menüleri değildir. Diyetmax ile kullanmak için SB Corporations Uzman Hekimleri tarafından hazırlanmıştır. Başka diyet ürünleriyle beraber veya yalnızca menüleri uygulamayınız. Sağlığınız bozulur ve kilo alırsınız. 2 hafta diyetmax ile beraber menülerini kullandığınız takdirde; metabolizmanıza bağli olarak, 1 ayda 8 ila 12 kilo verebilirsiniz. Menülerimizde miktar verilmemiştir. Yemeklerden istediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Kendinize uygun menü de yapabilirsiniz. Tek şart aç kalmamak ve yemek yemek...
Diyetmax'ı kullanmak çok kolay. 1 aylık paketinde 30 adet diyetmax bant bulunuyor. 24 saate bir tanesini kullanıyorsunuz. Omuzunuza veya sırtınıza yapıştırıyorsunuz. Hemen Çalışmaya başlıyor. Yapıştırdıktan sonra, kendi kendine düşmez. Her gün banyo yapıyorsanız, banyodan sonra kullanmalısınız. Cildiniz kuru ve yağsız olmalı. Her gün aynı yere yapıştırmayınız. Kesinlikle hiç bir yan etkisi yoktur. Diyetmax'ın ihtiva ettiği doğal maddeler, cildinizin altından, kılcal damarlar vasıtasıyla kana karışarak, metabolizmanızı dengelemeye başlayacaktır.. Hemen hemen herşeyi yiyerek kilo verdirmesi en büyük ozelliği.
Lütfen özel ambaljında rutubetsiz ve kuru bir yerde muhafaza ediniz. Diyetmax son kullanma tarihi yoktur. Muhakkak paketinizi actiktan sonra 1 ay kullanarak, bitiriniz. Muhakkak paketinizi actiktan sonra 1 ay kullanarak, bitiriniz.
Kilonuza kavuştuğunuzda, ara verebilir; daha sonra ihtiyaç duyarsanız tekrar kullanabilirsiniz. 2 hafta diyetmax ile beraber menulerimizi kullandiginiz takdirde; 3 ila 5 kilo verceksiniz. Menulerimizde miktar verilmemistir. Yemeklerden istediginiz kadar yiyebilirsiniz. Kesinlikle menu disana cikmayiniz ve ac kalmayiniz. Sayet diyetmax kullanmiyorsaniz, menuleri uygulamayiniz. Kilo almaya baslarsiniz. Menu listelerini uygulamada hic bir zorluk yoktur. Evlerimizde kolayca hazirlanan yemeklerdir.
Sigarayı Bırakma Programı
Sigarayı bırakmak, sağlıklı bir yaşam sürmek için atabileceğiniz en önemli adımdır. Kendinize ve sizi sevenlere büyük bir iyilik yapın. Sigarayı sonsuza dek hayatınızdan çıkarın.
Sigara bağımlılığı
İnsanlarımızın %32 sinin sigara bağımlısı olduğu ülkemizde; Tütün kullanımı, toplum sağlığı ve ülke refahını tehdit eden bir salgın boyutundadır.
Türkiye’de yılda 100 bin, dünyada 5 milyon kişi sigaradan ölüyor. Başta akciğer kanseri olmak üzere pek çok kanser türünün, kalp damar hastalıkları, Akçiğer ve beyin hasalıklarının en önemli sebebi sigaradır.
Bırakmak için asla geç değil
Sigara bırakmada pek çok yöntem var. Ancak bilimsel olarak kanıtlanmış en etkili yöntem sigara bırakma klinikleridir.
İrade gücü ile sigarayı bırakma oranı sadece %3’dür.
Sigarayı bırakmada kişinin kararlılığı ile birlikte profesyonel yardım ve ekip çalışması başarıyı 20 kat artırır.
Nasıl hizmet verilmektedir
Öncelikle sigaranın kişide oluşturduğu mevcut zarar ortaya konur, nikotin bağımlılık derecesi ölçülür ve sigara bilinci artırılır. Daha sonra sigara bırakma günü kararlaştırılır, ilaç desteği ile sigara isteği azaltılır. Sigara bırakıldığı dönemde geçici süreyle dışarıdan nikotin verilerek yoksunluk belirtileri önlenir.
Bağımlılıktan kurtulma ve yoksunlık belirtileri ile baş etme konusunda uzman psikoloğun önereceği aralıklarla psikolojik destek sunulur.
Sigarayı bıraktıktan sonra kilo alınmaması için uzman diyetisyenlerimiz tarafından sağlıklı beslenme eğitimi verilir
Tedavinin toplam süresi 6 aydır. Hasta önce muayene edilir daha sonra birinci ay haftada bir, ikinici ay iki haftada bir, 3,4 5 ve 6. aylarda ayda bir defa kontrole çağrılır. Tedavi süresince sigara içmek istendiği zamanlarda ne yapması gerektiği konusunda hastaya bilgi, eğitim ve yazılı dökümanlar verilir.
Sigara bırakma paketi hangi hizmetleri kapsar
Göğüs hastalıkları muayenesi
Karbonmonoksit ölçümü
Solunum fonksiyon testi
EKG
Beslenme ve diyet danışmanlığı
Psikolojik danışmanlık
6 aylık takip
Sigara bağımlılığı
İnsanlarımızın %32 sinin sigara bağımlısı olduğu ülkemizde; Tütün kullanımı, toplum sağlığı ve ülke refahını tehdit eden bir salgın boyutundadır.
Türkiye’de yılda 100 bin, dünyada 5 milyon kişi sigaradan ölüyor. Başta akciğer kanseri olmak üzere pek çok kanser türünün, kalp damar hastalıkları, Akçiğer ve beyin hasalıklarının en önemli sebebi sigaradır.
Bırakmak için asla geç değil
Sigara bırakmada pek çok yöntem var. Ancak bilimsel olarak kanıtlanmış en etkili yöntem sigara bırakma klinikleridir.
İrade gücü ile sigarayı bırakma oranı sadece %3’dür.
Sigarayı bırakmada kişinin kararlılığı ile birlikte profesyonel yardım ve ekip çalışması başarıyı 20 kat artırır.
Nasıl hizmet verilmektedir
Öncelikle sigaranın kişide oluşturduğu mevcut zarar ortaya konur, nikotin bağımlılık derecesi ölçülür ve sigara bilinci artırılır. Daha sonra sigara bırakma günü kararlaştırılır, ilaç desteği ile sigara isteği azaltılır. Sigara bırakıldığı dönemde geçici süreyle dışarıdan nikotin verilerek yoksunluk belirtileri önlenir.
Bağımlılıktan kurtulma ve yoksunlık belirtileri ile baş etme konusunda uzman psikoloğun önereceği aralıklarla psikolojik destek sunulur.
Sigarayı bıraktıktan sonra kilo alınmaması için uzman diyetisyenlerimiz tarafından sağlıklı beslenme eğitimi verilir
Tedavinin toplam süresi 6 aydır. Hasta önce muayene edilir daha sonra birinci ay haftada bir, ikinici ay iki haftada bir, 3,4 5 ve 6. aylarda ayda bir defa kontrole çağrılır. Tedavi süresince sigara içmek istendiği zamanlarda ne yapması gerektiği konusunda hastaya bilgi, eğitim ve yazılı dökümanlar verilir.
Sigara bırakma paketi hangi hizmetleri kapsar
Göğüs hastalıkları muayenesi
Karbonmonoksit ölçümü
Solunum fonksiyon testi
EKG
Beslenme ve diyet danışmanlığı
Psikolojik danışmanlık
6 aylık takip
Egzersiz Danışmanlığı
Başarılı bir şekilde kilo veren ve indikleri kiloyu koruyan kişilerin değerlendirilmesi bir tek ortak faktör olduğunu göstermektedir: Egzersiz. Kilo verme biçimine bakılmaksızın en önemli başarı göstergesi egzersizdir. Kilo verdikten sonra egzersiz yapmayı bırakanların hiç şaşmaz bir biçimde yeniden kilo aldıkları, egzersizlerini sürdürenlerin ise yeni kilolarını korudukları saptanmıştır. Gerçekten de bu kadar basittir. Eğer kilo vermek ve ulaştığınız kiloyu korumak istiyorsanız egzersiz yapmak zorundasınız.
Bu, yaşam boyu her gün kilometrelerce koşmak ya da bisiklet kullanmak olarak algılanmamalıdır. Fiziksel aktivitenizde orta derecede bir artış sağlamanız kilo vermeniz ve dolayısıyla sağlığınızın düzelmesi açısından yararlı olacaktır.
Bu bölümde "egzersiz" kelimesi ile evi ya da arabayı temizlemek, yürümek gibi günlük işler yada spor, aerobik gibi fiziksel aktiviteler tanımlanmaktadır.
Egzersiz hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Her bildirim için uygun olan seçeneği işaretleyiniz:
Doğru - Yanlış
Egzersiz iştahımı artırıyor.
Egzersiz kilo almama neden oluyor.
Egzersiz yapmak için vaktim yok.
Egzersiz beni fazlasıyla yoruyor.
Vücudumu bir şekle sokmak için çok yaşlıyım.
Egzersiz yapmayı bırakırsam kaslarımın yağa dönüşeceğinden korkuyorum.
Egzersiz bana sıkıntı veriyor.
Sporda iyi değilim.
Sadece çok efor gerektiren sporlar yarar sağlar.
Yukarıdaki bildirimlerden her hangi birine evet yanıtı verdiyseniz egzersiz hakkında yanlış inanışlara sahipsiniz demektir.
Gerçekte:
Egzersiz iştahınızı azaltır.
Kilo verirsiniz. Kas doku yağa göre artar ve daha sağlıklı olursunuz.
Günde 30 dakika olsun ayırabilirsiniz.
Egzersiz size ek enerji ve güç verir.
Egzersizin getirilerinden yararlanmak için hiçbir zaman geç değildir.
Anlamsız! Kas hiçbir zaman yağa dönüşmez.
Pek çok aktivite tek başınayken yapılabilir.
Yürümek özel yetenek gerektirmez.
Kilo vermeniz ve sağlığınızın düzelmesi için hafif ve orta derecede egzersizler de etkilidir.
Neden egzersiz yapmalısınız?
Egzersiz tahmin edebileceğinizden daha çok yarar sağlar. En önemlisi kilo vermeniz açısından çok önemli olan çeşitli fiziksel ve psikolojik değişikliklere yol açar.
Egzersiz kalori yaktırır.
Egzersizin en aşikar, ancak belki de en önemsiz etkisi budur. 1 saat koşu yaptığınızda, bir hamburger yemekle kazanacağınıza eşdeğer olan 600 kalori yakarsınız. Egzersizin kısa süreli etkileri sınırlı olsa da uzun vadede çok fazladır. Günde 30 dakika yürüdüğünüzde 200 kalori yakarsınız. Aldığınız gıdanın değişmediğini varsayarsak 6 ayda fazladan 36400 kalori yakar ve 4.5 kg verirsiniz. Sadece yürümeyle yılda 9 kg verirsiniz ve verdiğiniz kiloları geri almazsınız. Görüldüğü gibi, egzersiz kalori yaktırmanın dışında kilo da kaybettirmektedir.
Egzersiz verilen kiloların kastan değil yağdan olmasını sağlar.
Diyet yaparak hem yağ, hem de kas dokusundan kaybedilir. Egzersiz ise kas dokuyu güçlendirirken yağ kaybını kolaylaştırır. Kas dokunun artışı da istirahatteki metabolizma hızını artırarak daha çok kalori yakılmasına yol açar.
Egzersiz iştahı azaltır.
Yaygın inanışın tersine egzersiz iştahı artırmaz. Orta derecede egzersizden sonra iştah genel olarak azalmaktadır. Yoğun egzersiz yapanların daha çok yedikleri doğru olmakla birlikte, artış her zaman için harcanan kaloriden azdır. Egzersizin aynı zamanda yağ bakımından zengin gıdalara olan isteği azalttığına dair kanıtlar da vardır.
Egzersiz metabolizmanızı artırır.
Her gün yaktığınız kalorinin yaklaşık olarak %70'i istirahat halinde iken tüketilir. Bu olaya istirahat metabolik aktivitesi (RMR) adı verilir ve vücudunuzun idamesi için gerekli olan sindirim, vücut ısısı gibi çeşitli sistemlerin fonksiyonunu kontrol eder.
Aldığınız kalori miktarı azalırsa istirahat metabolik aktivitesi 2 gün içinde düşmeye başlar ve 2 hafta sonra düşüş oranı %30'lara ulaşır. Bu olay diyet başlangıcının erken dönemlerinde kilo kaybının fazla olmasını da açıklamaktadır. Egzersiz ise istirahat metabolik aktivitesini artırarak diyetin olumsuz etkilerini önler.
Egzersiz sağlığınızı düzeltir.
Egzersizin özellikle aşırı kilolu olanlarda kan basıncı, kan lipid düzeyi, plazma insülin düzeyi, kalp ve akciğerlerin normal çalışması üzerinde olumlu etkileri vardır. Kilo kaybından bağımsız olan bu yararlar orta derecede egzersizle bile sağlanabilir.
Yeni çalışmalar egzersizin, yaşlı insanlarda bile osteoporozu, bazı kanserleri ve kalp hastalıklarını önlediğini göstermektedir. Egzersize başlamak için hiçbir zaman geç değildir.
Egzersiz psikolojik sağlığınızı da olumlu etkiler.
Fiziksel aktivitede artış kafanızın rahat olmasını, dolayısıyla vücudunuzun da rahat olmasını sağlar. Egzersiz konsantrasyonunuzu artırır, stresinizi ve gerginliğinizi azaltır, kontrolünüzü artırır, kendinizi iyi hissetmenize neden olur ve diyetinize uymanızı kolaylaştırır. Hafif ve orta derecede bir fiziksel aktivite ile sağlanan psikolojik yararlar uzun solukludur.
Egzersiz yapmak için engeller
Fiziksel engeller
Kilonuzla sorununuz yoksa bir egzersiz programına başlamanız zor olabilir. Aşırı kilolu olanlar bazı zorluklarla başa çıkmak durumundadır. Aşırı kilo fiziksel aktiviteyi kısıtlayabilir ve yorgunluğa neden olabilir. Bu nedenle yapılabilir aktiviteleri denemek ve ulaşılabilir hedefler belirlemek çok önemlidir. Basit aktivitelerle başlamak ve yapabildikçe yoğunluğu artırmak en uygun yöntemdir.
Psikolojik engeller
Özellikle küçüklüğünden beri aşırı kilolu olanlar için egzersizin olumsuz etkileri olabilir. Vücutlarından utanan bu kişilerin bir grup içinde jimnastik salonunda çalışmak yerine yürümek gibi tek başına yapılabilen aktivitelere yönelmeleri daha doğru olur.
Beklentilerinizi belirleyin
Piyasada bulunan pek çok kitap ve video kilo vermeye yönelik değil, daha ziyade sağlıklı olmayı sağlamaya yöneliktir. Bunlar aşırı kilolu olanları pek dikkate almadıkları için önerdikleri hedefler genellikle sakatlanma ya da başarısızlıkla sonuçlanır.
Sizin için en uygun egzersiz hangisi?
Bu soruya verilebilecek en iyi yanıt, yapabileceğiniz ve yapmayı sürdürebileceğiniz her türlü aktivitedir. Sizin için en uygun aktiviteleri belirlemenize yardımcı olmak amacıyla hazırlanmış olan şu soruları yanıtlayın:
Şu anki fiziksel durumunuz nedir? Şu andaki fiziksel sağlık durumunuza uygun bir aktivite seçin ve hafiften başlayıp giderek artırın.
Egzersiz yaparken tek başınıza olmayı mı yoksa başkalarıyla birlikte çalışmayı mı tercih edersiniz? Bu tamamen size kalmış. Egzersizi yalnız kalmak ya da arkadaşlarınızla birlikte olmak için bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz.
Kapalı bir ortamda olmayı mı dışarda olmayı mı tercih edersiniz? Mevsime ya da hava durumuna göre karar verebilirsiniz.
Egzersiz yaparken yanınızda bir eğitmen olmasını mı yoksa kendi başınıza çalışmayı mı tercih edersiniz? Bazı kişiler kendilerini eğitmesi, motive etmesi ya da koruması için bir eğitmenin yanlarında bulunmasını uygun bulur.
Günlük programınız içinde egzersiz için en uygun zamanı seçin. Sabahları mı yoksa akşamları mı daha aktif olursunuz? Öğle yemeğine ayıracak vaktiniz var mı? Egzersizlerinizi atlamamak için en uygun zamanı seçin.
Nelerden zevk alırsınız? Değerlendirilmesi gereken en önemli nokta egzersizlerin eğlenceli olmasıdır. Kim sıkıcı aktivitelerde bulunmak ister ki?
Aerobik ve direnç egzersizleri
Kilo vermek için aerobik ve direnç egzersizleri gibi aktivitelerde bulunmanız gerekecektir.Aerobik egzersiz sıkı spor kıyafetleri giyip jimnastik salonlarında karmaşık dans hareketleri yapmak olarak algılanmamalıdır. Bacaklardaki büyük kaslar başta olmak üzere bütün vücudu çalıştıran yürüme, koşu ve bisiklet gibi sporlar aerobik egzersizler arasında sayılabilir. Kalbinizin ve akciğerlerinizin çalışmasını düzenleyen bu egzersizler istirahat metabolizmanızı hızlandırır.Ağırlık kaldırma, vücut geliştirme gibi direnç egzersizleri daha fazla kalori yakmanıza neden olurlar ve dayanıklılığınızı artırırlar.
Ne kadar egzersiz yapmalısınız?
Pek çok egzersiz programı az miktarda bile egzersizin yararlı olduğu fikrinden yola çıkmaktadır. Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken nokta, yeterli egzersiz düzeyini tutturamadığınızda başarısız olduğunuz hissine kapılmanızın ve programınızı bırakmanızın çok kolay olduğudur.
Hafif egzersizlerin bile sağlığınız açısından çok yararlı olduğunu ve duygusal anlamda da sizi rahatlatacağını unutmayın. Gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirleyin, her başarıdan sonra yeni hedefler seçin.
Amacınız her gün 30 dakika fiziksel aktivitede bulunmak olmalıdır. Bu iş için ayıracak 30 dakikanız yoksa günde 3 kez 10 dakika bulabilirsiniz. Başlangıç aşamasında 30 dakika boyunca spor yapmak gerçekten zor gelebilir, bu nedenle daha kısa süre ile başlayabilirsiniz.
İdeal olanı her gün egzersiz yapmanızdır. Bu işten yarar görmeniz için haftada en az üç kez spor yapmanız yeterlidir.
Başlamadan önce
Egzersiz planlarınızı doktorunuzla görüşün. Tam bir kontrolden geçtikten sonra aktivitelerinizi kısıtlayabilecek her hangi bir hastalığınız olup olmadığını araştırın.
Aktivitelerinizin kaydını tutun. Doktorunuzdan alabileceğiniz Kilo Kontrol Cetvellerini kullanın. Bu bölümün sonundaki planı da kullanabilirsiniz.
Yaşam biçiminize uyan aktivitelerle başlayın. Çalışma saatlerinizde ve serbest zamanınızda fiziksel aktivitenizi artıracak fırsatlar yaratın. Bu işi egzersiz yapmak olarak değil, aktivite olarak görün ve 10 dakikadan kısa olmamasına dikkat edin.
Küçük adımlar. Bir kaç hafta içinde egzersiz düzeyinizi artırmaya hazır hale geldiğinizi göreceksiniz. Değişiklikleri yavaş yavaş gerçekleştirin.
Gün içindeki fiziksel aktivitenizi artırmak için bazı ipuçları
Sabah: Sabah yapılacak egzersiz gün boyunca daha enerjik olmanızı sağlayacaktır. Şunları deneyebilirsiniz:
Sabah haberlerini dinlerken pedal çevirin.
Yataktan kalktığınızda yürüyüş ayakkabılarınızı ve kıyafetlerinizi giyerek kısa bir yürüyüş yapın.
Kaslarınızı germe egzersizi uygulayın.
İşte: Çalışma ortamında yapacağınız fiziksel aktiviteler daha zinde, daha az gergin ve daha üretken olmanızı sağlar. Şunları deneyebilirsiniz:
İşe giderken otobüsten bir durak erken inin ve yürüyün. Aracınız varsa biraz uzak bir yere park edin.
Ayağa kalkmak için her fırsatı değerlendirin.
İş arkadaşınızla konuşmanız gerektiğinde telefonla aramak yerine yanına gidin.
Merdivenleri kullanın.
Öğle arasında yürüyüş yapın.
Evde:
Ev ve bahçe işleri, araba yıkamak vb. çok iyi birer egzersizdir. Sakatlanmamak için son derece dikkatli olun.
Bir fırsat yaratıp yürüyüşe çıkın. Bu sizi rahatlatacak ve gününüzü iyi geçirmenizi kolaylaştıracaktır.
Gün içinde egzersiz için özel bir zaman ayırın ve eğlenceli olmasını sağlayın.
Televizyona ayırdığınız süreyi kısaltın ve arkadaşlarınız ya da ailenizle paylaşabileceğiniz aktiviteler bulun.
Aktif olmanın en iyi yollarından biri: Yürümek
Yürümek tüm egzersiz çeşitleri içinde en iyilerinden biridir. Özel bir yetenek ya da donanım gerektirmediği gibi her zaman ve her yerde, tek başına ya da başkalarıyla birlikte yapılabilir. Sağladığı yararlar da çok fazladır.
Bir yürüyüş programına başlamak son derece kolaydır. Rahat yürüyüş ayakkabıları ve kıyafetleri edindikten sonra tekniğinizi ya da hızınızı önemsemeden yürümeye başlayın, yorulduğunuzda durun.
Bunu her gün tekrar edin ve mesafenizi giderek artırın. Özel bir yürüyüş biçimi olmamakla birlikte, yaptığınız egzersizin etkinliğini artıracak ve sakatlanma riskinizi azaltacak bazı ipuçları verilebilir.
Postür: Ayak bileklerinizden yararlanarak öne doğru eğilin. Eğilme işini belden yaparsanız solunumunuz zorlaşacaktır. Yürürken başınızı kaldırın.
Kol sallama: Yürürken kollarınızı sallamanız tüm vücudunuzun aktif olmasını sağlayacaktır. Kollarınızı dirseklerinizden bükün ve omuzlarınızdan sallayın.
Uzun adımlarla yürüme: Adımlarınızın uzun ve yumuşak olmasına dikkat edin.
Jimnastik ve sağlık kulüpleri
Bir jimnastik kulübüne ya da grup aktivitesine katılmanız aktif olmanızı sağladığı gibi motive olmanızı kolaylaştırır ve çeşitlilik sunar. İşte size aklınızda tutmanız gereken bazı önemli noktalar:
Sadece sizin için. Size uyan, yapmaktan zevk alacağınız ve en önemlisi yapabileceğiniz aktiviteler seçtiğinizden emin olun. Kulüp çalışanlarının herkesin özel gereksinimlerine duyarlı olup olmadıkları da önemlidir.
Yeri: Kolay ulaşılabilir bir yerde değilse hiç bir zaman gitmezsiniz. Evinize veya işyerinize yakın bir yer olmasına özen gösterin.
Zaman: Başlamadan önce gitmeyi düşündüğünüz saatlerde kalabalık olup olmadığını, bulunan insanların yanında kendinizi rahat hissedip hissetmediğinizi saptayın.
Kolaylıklar: Diyetisyen önerileri ve yapısal kilo verme programları gibi ek hizmetler ilginizi çeker mi? Egzersizi daha eğlenceli hale getirmek için düşünülmüş şeyler var mı? Soyunma odaları temiz mi? Sauna ya da buhar odası ister misiniz?
İlk gidişinizde yapmanız gerekenler: İlk gittiğinizde ilginizi çeken aletleri ve ekipmanları kullanın. İyi bulmadıysanız başka bir yer arayın.
Hiçbir zaman unutmayın ki bir sağlık kulübüne kaydolmak sizi sağlıklı kılmaz. Bunun için kulübe düzenli olarak gitmek gereklidir.
Egzersiz programınızı aksatmayın
Egzersiz programına başlamak kolay, sürdürmek ise zordur. İşte size birkaç öneri:
Gerçekçi ve kısa süreli hedefler belirleyin. Yeni başladığınızda iki hafta süreyle günde 10 dakika yürüyüş yapmak uygulanabilir bir egzersizdir. Bunu yapmayı başardığınızda yeni bir hedef belirleyebilirsiniz.
Uzun vadedeki hedefleriniz mantıklı olsun. Uzun süreli egzersiz programınız planınızı uygulama konusunda sizi motive etmelidir. İlginizi çeken spor dalları yeterince kilo vermeniz için uygun olmayabilir.
Egzersizi gerektiği gibi yapın. Bunu öğrenerek kendinizi sakatlama riskinden ve gereğinden fazla yorulmaktan kurtulursunuz. Egzersizden önce daima ısının ve kültür-fizik hareketleri yapın.
Aktivitelerinize çeşitlilik kazandırın. Aerobik ve direnç egzersizlerini kombine etmeniz işin rutin sıkıcılığa bürünmesini önleyeceği gibi dayanıklılığınızı da artırır. Değişik egzersizler yapmayı deneyin, yürüyorsanız yolunuzu değiştirin.
Kayıt tutun. Bir gün dönüp baktığınızda ne kadar iyi bir duruma ulaştığınızı görmeniz motivasyonunuzu artıracaktır.
Önceden plan yapın. Gelecek haftalarda yapacağınız egzersizleri önceden belirleyin ve yaptığınız plana uyun.
Destek arayın. Bir arkadaşınızla ya da grupla egzersiz yaptığınızda programa uymanız kolaylaşır ve egzersiz yapmamak için bahane aramazsınız.
Durmayın. Ne kadar iyi göründüğünüzü ve kendinizi ne kadar sağlıklı hissettiğinizi düşünün ve kilo vermek için en önemli yöntemin egzersiz olduğunu unutmayın. Bu noktaya kadar getirdiniz, bundan sonrasına boş vermeyin.
Kendi aktivite planınızı hazırlayın.
Yapmayı planladığınız aktivitelerin bir listesini yaptıktan sonra haftanın her günü için ayırmayı düşündüğünüz süreyi belirleyin. Tamamladığınız her aktiviteyi listeniz üzerinde onaylayın. Mesela:
Aktivite
Öğle arası yürüyüş
Pazartesi
10 dakika
x
Salı
10 dakika
x
Çarşamba
10 dakika
x
Perşembe
10 dakika
x
Cuma
10 dakika
x
Cumartesi
15 dakika
x
Pazar
15 dakika
x
Toplam
80 dakika
x
Bu, yaşam boyu her gün kilometrelerce koşmak ya da bisiklet kullanmak olarak algılanmamalıdır. Fiziksel aktivitenizde orta derecede bir artış sağlamanız kilo vermeniz ve dolayısıyla sağlığınızın düzelmesi açısından yararlı olacaktır.
Bu bölümde "egzersiz" kelimesi ile evi ya da arabayı temizlemek, yürümek gibi günlük işler yada spor, aerobik gibi fiziksel aktiviteler tanımlanmaktadır.
Egzersiz hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Her bildirim için uygun olan seçeneği işaretleyiniz:
Doğru - Yanlış
Egzersiz iştahımı artırıyor.
Egzersiz kilo almama neden oluyor.
Egzersiz yapmak için vaktim yok.
Egzersiz beni fazlasıyla yoruyor.
Vücudumu bir şekle sokmak için çok yaşlıyım.
Egzersiz yapmayı bırakırsam kaslarımın yağa dönüşeceğinden korkuyorum.
Egzersiz bana sıkıntı veriyor.
Sporda iyi değilim.
Sadece çok efor gerektiren sporlar yarar sağlar.
Yukarıdaki bildirimlerden her hangi birine evet yanıtı verdiyseniz egzersiz hakkında yanlış inanışlara sahipsiniz demektir.
Gerçekte:
Egzersiz iştahınızı azaltır.
Kilo verirsiniz. Kas doku yağa göre artar ve daha sağlıklı olursunuz.
Günde 30 dakika olsun ayırabilirsiniz.
Egzersiz size ek enerji ve güç verir.
Egzersizin getirilerinden yararlanmak için hiçbir zaman geç değildir.
Anlamsız! Kas hiçbir zaman yağa dönüşmez.
Pek çok aktivite tek başınayken yapılabilir.
Yürümek özel yetenek gerektirmez.
Kilo vermeniz ve sağlığınızın düzelmesi için hafif ve orta derecede egzersizler de etkilidir.
Neden egzersiz yapmalısınız?
Egzersiz tahmin edebileceğinizden daha çok yarar sağlar. En önemlisi kilo vermeniz açısından çok önemli olan çeşitli fiziksel ve psikolojik değişikliklere yol açar.
Egzersiz kalori yaktırır.
Egzersizin en aşikar, ancak belki de en önemsiz etkisi budur. 1 saat koşu yaptığınızda, bir hamburger yemekle kazanacağınıza eşdeğer olan 600 kalori yakarsınız. Egzersizin kısa süreli etkileri sınırlı olsa da uzun vadede çok fazladır. Günde 30 dakika yürüdüğünüzde 200 kalori yakarsınız. Aldığınız gıdanın değişmediğini varsayarsak 6 ayda fazladan 36400 kalori yakar ve 4.5 kg verirsiniz. Sadece yürümeyle yılda 9 kg verirsiniz ve verdiğiniz kiloları geri almazsınız. Görüldüğü gibi, egzersiz kalori yaktırmanın dışında kilo da kaybettirmektedir.
Egzersiz verilen kiloların kastan değil yağdan olmasını sağlar.
Diyet yaparak hem yağ, hem de kas dokusundan kaybedilir. Egzersiz ise kas dokuyu güçlendirirken yağ kaybını kolaylaştırır. Kas dokunun artışı da istirahatteki metabolizma hızını artırarak daha çok kalori yakılmasına yol açar.
Egzersiz iştahı azaltır.
Yaygın inanışın tersine egzersiz iştahı artırmaz. Orta derecede egzersizden sonra iştah genel olarak azalmaktadır. Yoğun egzersiz yapanların daha çok yedikleri doğru olmakla birlikte, artış her zaman için harcanan kaloriden azdır. Egzersizin aynı zamanda yağ bakımından zengin gıdalara olan isteği azalttığına dair kanıtlar da vardır.
Egzersiz metabolizmanızı artırır.
Her gün yaktığınız kalorinin yaklaşık olarak %70'i istirahat halinde iken tüketilir. Bu olaya istirahat metabolik aktivitesi (RMR) adı verilir ve vücudunuzun idamesi için gerekli olan sindirim, vücut ısısı gibi çeşitli sistemlerin fonksiyonunu kontrol eder.
Aldığınız kalori miktarı azalırsa istirahat metabolik aktivitesi 2 gün içinde düşmeye başlar ve 2 hafta sonra düşüş oranı %30'lara ulaşır. Bu olay diyet başlangıcının erken dönemlerinde kilo kaybının fazla olmasını da açıklamaktadır. Egzersiz ise istirahat metabolik aktivitesini artırarak diyetin olumsuz etkilerini önler.
Egzersiz sağlığınızı düzeltir.
Egzersizin özellikle aşırı kilolu olanlarda kan basıncı, kan lipid düzeyi, plazma insülin düzeyi, kalp ve akciğerlerin normal çalışması üzerinde olumlu etkileri vardır. Kilo kaybından bağımsız olan bu yararlar orta derecede egzersizle bile sağlanabilir.
Yeni çalışmalar egzersizin, yaşlı insanlarda bile osteoporozu, bazı kanserleri ve kalp hastalıklarını önlediğini göstermektedir. Egzersize başlamak için hiçbir zaman geç değildir.
Egzersiz psikolojik sağlığınızı da olumlu etkiler.
Fiziksel aktivitede artış kafanızın rahat olmasını, dolayısıyla vücudunuzun da rahat olmasını sağlar. Egzersiz konsantrasyonunuzu artırır, stresinizi ve gerginliğinizi azaltır, kontrolünüzü artırır, kendinizi iyi hissetmenize neden olur ve diyetinize uymanızı kolaylaştırır. Hafif ve orta derecede bir fiziksel aktivite ile sağlanan psikolojik yararlar uzun solukludur.
Egzersiz yapmak için engeller
Fiziksel engeller
Kilonuzla sorununuz yoksa bir egzersiz programına başlamanız zor olabilir. Aşırı kilolu olanlar bazı zorluklarla başa çıkmak durumundadır. Aşırı kilo fiziksel aktiviteyi kısıtlayabilir ve yorgunluğa neden olabilir. Bu nedenle yapılabilir aktiviteleri denemek ve ulaşılabilir hedefler belirlemek çok önemlidir. Basit aktivitelerle başlamak ve yapabildikçe yoğunluğu artırmak en uygun yöntemdir.
Psikolojik engeller
Özellikle küçüklüğünden beri aşırı kilolu olanlar için egzersizin olumsuz etkileri olabilir. Vücutlarından utanan bu kişilerin bir grup içinde jimnastik salonunda çalışmak yerine yürümek gibi tek başına yapılabilen aktivitelere yönelmeleri daha doğru olur.
Beklentilerinizi belirleyin
Piyasada bulunan pek çok kitap ve video kilo vermeye yönelik değil, daha ziyade sağlıklı olmayı sağlamaya yöneliktir. Bunlar aşırı kilolu olanları pek dikkate almadıkları için önerdikleri hedefler genellikle sakatlanma ya da başarısızlıkla sonuçlanır.
Sizin için en uygun egzersiz hangisi?
Bu soruya verilebilecek en iyi yanıt, yapabileceğiniz ve yapmayı sürdürebileceğiniz her türlü aktivitedir. Sizin için en uygun aktiviteleri belirlemenize yardımcı olmak amacıyla hazırlanmış olan şu soruları yanıtlayın:
Şu anki fiziksel durumunuz nedir? Şu andaki fiziksel sağlık durumunuza uygun bir aktivite seçin ve hafiften başlayıp giderek artırın.
Egzersiz yaparken tek başınıza olmayı mı yoksa başkalarıyla birlikte çalışmayı mı tercih edersiniz? Bu tamamen size kalmış. Egzersizi yalnız kalmak ya da arkadaşlarınızla birlikte olmak için bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz.
Kapalı bir ortamda olmayı mı dışarda olmayı mı tercih edersiniz? Mevsime ya da hava durumuna göre karar verebilirsiniz.
Egzersiz yaparken yanınızda bir eğitmen olmasını mı yoksa kendi başınıza çalışmayı mı tercih edersiniz? Bazı kişiler kendilerini eğitmesi, motive etmesi ya da koruması için bir eğitmenin yanlarında bulunmasını uygun bulur.
Günlük programınız içinde egzersiz için en uygun zamanı seçin. Sabahları mı yoksa akşamları mı daha aktif olursunuz? Öğle yemeğine ayıracak vaktiniz var mı? Egzersizlerinizi atlamamak için en uygun zamanı seçin.
Nelerden zevk alırsınız? Değerlendirilmesi gereken en önemli nokta egzersizlerin eğlenceli olmasıdır. Kim sıkıcı aktivitelerde bulunmak ister ki?
Aerobik ve direnç egzersizleri
Kilo vermek için aerobik ve direnç egzersizleri gibi aktivitelerde bulunmanız gerekecektir.Aerobik egzersiz sıkı spor kıyafetleri giyip jimnastik salonlarında karmaşık dans hareketleri yapmak olarak algılanmamalıdır. Bacaklardaki büyük kaslar başta olmak üzere bütün vücudu çalıştıran yürüme, koşu ve bisiklet gibi sporlar aerobik egzersizler arasında sayılabilir. Kalbinizin ve akciğerlerinizin çalışmasını düzenleyen bu egzersizler istirahat metabolizmanızı hızlandırır.Ağırlık kaldırma, vücut geliştirme gibi direnç egzersizleri daha fazla kalori yakmanıza neden olurlar ve dayanıklılığınızı artırırlar.
Ne kadar egzersiz yapmalısınız?
Pek çok egzersiz programı az miktarda bile egzersizin yararlı olduğu fikrinden yola çıkmaktadır. Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken nokta, yeterli egzersiz düzeyini tutturamadığınızda başarısız olduğunuz hissine kapılmanızın ve programınızı bırakmanızın çok kolay olduğudur.
Hafif egzersizlerin bile sağlığınız açısından çok yararlı olduğunu ve duygusal anlamda da sizi rahatlatacağını unutmayın. Gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirleyin, her başarıdan sonra yeni hedefler seçin.
Amacınız her gün 30 dakika fiziksel aktivitede bulunmak olmalıdır. Bu iş için ayıracak 30 dakikanız yoksa günde 3 kez 10 dakika bulabilirsiniz. Başlangıç aşamasında 30 dakika boyunca spor yapmak gerçekten zor gelebilir, bu nedenle daha kısa süre ile başlayabilirsiniz.
İdeal olanı her gün egzersiz yapmanızdır. Bu işten yarar görmeniz için haftada en az üç kez spor yapmanız yeterlidir.
Başlamadan önce
Egzersiz planlarınızı doktorunuzla görüşün. Tam bir kontrolden geçtikten sonra aktivitelerinizi kısıtlayabilecek her hangi bir hastalığınız olup olmadığını araştırın.
Aktivitelerinizin kaydını tutun. Doktorunuzdan alabileceğiniz Kilo Kontrol Cetvellerini kullanın. Bu bölümün sonundaki planı da kullanabilirsiniz.
Yaşam biçiminize uyan aktivitelerle başlayın. Çalışma saatlerinizde ve serbest zamanınızda fiziksel aktivitenizi artıracak fırsatlar yaratın. Bu işi egzersiz yapmak olarak değil, aktivite olarak görün ve 10 dakikadan kısa olmamasına dikkat edin.
Küçük adımlar. Bir kaç hafta içinde egzersiz düzeyinizi artırmaya hazır hale geldiğinizi göreceksiniz. Değişiklikleri yavaş yavaş gerçekleştirin.
Gün içindeki fiziksel aktivitenizi artırmak için bazı ipuçları
Sabah: Sabah yapılacak egzersiz gün boyunca daha enerjik olmanızı sağlayacaktır. Şunları deneyebilirsiniz:
Sabah haberlerini dinlerken pedal çevirin.
Yataktan kalktığınızda yürüyüş ayakkabılarınızı ve kıyafetlerinizi giyerek kısa bir yürüyüş yapın.
Kaslarınızı germe egzersizi uygulayın.
İşte: Çalışma ortamında yapacağınız fiziksel aktiviteler daha zinde, daha az gergin ve daha üretken olmanızı sağlar. Şunları deneyebilirsiniz:
İşe giderken otobüsten bir durak erken inin ve yürüyün. Aracınız varsa biraz uzak bir yere park edin.
Ayağa kalkmak için her fırsatı değerlendirin.
İş arkadaşınızla konuşmanız gerektiğinde telefonla aramak yerine yanına gidin.
Merdivenleri kullanın.
Öğle arasında yürüyüş yapın.
Evde:
Ev ve bahçe işleri, araba yıkamak vb. çok iyi birer egzersizdir. Sakatlanmamak için son derece dikkatli olun.
Bir fırsat yaratıp yürüyüşe çıkın. Bu sizi rahatlatacak ve gününüzü iyi geçirmenizi kolaylaştıracaktır.
Gün içinde egzersiz için özel bir zaman ayırın ve eğlenceli olmasını sağlayın.
Televizyona ayırdığınız süreyi kısaltın ve arkadaşlarınız ya da ailenizle paylaşabileceğiniz aktiviteler bulun.
Aktif olmanın en iyi yollarından biri: Yürümek
Yürümek tüm egzersiz çeşitleri içinde en iyilerinden biridir. Özel bir yetenek ya da donanım gerektirmediği gibi her zaman ve her yerde, tek başına ya da başkalarıyla birlikte yapılabilir. Sağladığı yararlar da çok fazladır.
Bir yürüyüş programına başlamak son derece kolaydır. Rahat yürüyüş ayakkabıları ve kıyafetleri edindikten sonra tekniğinizi ya da hızınızı önemsemeden yürümeye başlayın, yorulduğunuzda durun.
Bunu her gün tekrar edin ve mesafenizi giderek artırın. Özel bir yürüyüş biçimi olmamakla birlikte, yaptığınız egzersizin etkinliğini artıracak ve sakatlanma riskinizi azaltacak bazı ipuçları verilebilir.
Postür: Ayak bileklerinizden yararlanarak öne doğru eğilin. Eğilme işini belden yaparsanız solunumunuz zorlaşacaktır. Yürürken başınızı kaldırın.
Kol sallama: Yürürken kollarınızı sallamanız tüm vücudunuzun aktif olmasını sağlayacaktır. Kollarınızı dirseklerinizden bükün ve omuzlarınızdan sallayın.
Uzun adımlarla yürüme: Adımlarınızın uzun ve yumuşak olmasına dikkat edin.
Jimnastik ve sağlık kulüpleri
Bir jimnastik kulübüne ya da grup aktivitesine katılmanız aktif olmanızı sağladığı gibi motive olmanızı kolaylaştırır ve çeşitlilik sunar. İşte size aklınızda tutmanız gereken bazı önemli noktalar:
Sadece sizin için. Size uyan, yapmaktan zevk alacağınız ve en önemlisi yapabileceğiniz aktiviteler seçtiğinizden emin olun. Kulüp çalışanlarının herkesin özel gereksinimlerine duyarlı olup olmadıkları da önemlidir.
Yeri: Kolay ulaşılabilir bir yerde değilse hiç bir zaman gitmezsiniz. Evinize veya işyerinize yakın bir yer olmasına özen gösterin.
Zaman: Başlamadan önce gitmeyi düşündüğünüz saatlerde kalabalık olup olmadığını, bulunan insanların yanında kendinizi rahat hissedip hissetmediğinizi saptayın.
Kolaylıklar: Diyetisyen önerileri ve yapısal kilo verme programları gibi ek hizmetler ilginizi çeker mi? Egzersizi daha eğlenceli hale getirmek için düşünülmüş şeyler var mı? Soyunma odaları temiz mi? Sauna ya da buhar odası ister misiniz?
İlk gidişinizde yapmanız gerekenler: İlk gittiğinizde ilginizi çeken aletleri ve ekipmanları kullanın. İyi bulmadıysanız başka bir yer arayın.
Hiçbir zaman unutmayın ki bir sağlık kulübüne kaydolmak sizi sağlıklı kılmaz. Bunun için kulübe düzenli olarak gitmek gereklidir.
Egzersiz programınızı aksatmayın
Egzersiz programına başlamak kolay, sürdürmek ise zordur. İşte size birkaç öneri:
Gerçekçi ve kısa süreli hedefler belirleyin. Yeni başladığınızda iki hafta süreyle günde 10 dakika yürüyüş yapmak uygulanabilir bir egzersizdir. Bunu yapmayı başardığınızda yeni bir hedef belirleyebilirsiniz.
Uzun vadedeki hedefleriniz mantıklı olsun. Uzun süreli egzersiz programınız planınızı uygulama konusunda sizi motive etmelidir. İlginizi çeken spor dalları yeterince kilo vermeniz için uygun olmayabilir.
Egzersizi gerektiği gibi yapın. Bunu öğrenerek kendinizi sakatlama riskinden ve gereğinden fazla yorulmaktan kurtulursunuz. Egzersizden önce daima ısının ve kültür-fizik hareketleri yapın.
Aktivitelerinize çeşitlilik kazandırın. Aerobik ve direnç egzersizlerini kombine etmeniz işin rutin sıkıcılığa bürünmesini önleyeceği gibi dayanıklılığınızı da artırır. Değişik egzersizler yapmayı deneyin, yürüyorsanız yolunuzu değiştirin.
Kayıt tutun. Bir gün dönüp baktığınızda ne kadar iyi bir duruma ulaştığınızı görmeniz motivasyonunuzu artıracaktır.
Önceden plan yapın. Gelecek haftalarda yapacağınız egzersizleri önceden belirleyin ve yaptığınız plana uyun.
Destek arayın. Bir arkadaşınızla ya da grupla egzersiz yaptığınızda programa uymanız kolaylaşır ve egzersiz yapmamak için bahane aramazsınız.
Durmayın. Ne kadar iyi göründüğünüzü ve kendinizi ne kadar sağlıklı hissettiğinizi düşünün ve kilo vermek için en önemli yöntemin egzersiz olduğunu unutmayın. Bu noktaya kadar getirdiniz, bundan sonrasına boş vermeyin.
Kendi aktivite planınızı hazırlayın.
Yapmayı planladığınız aktivitelerin bir listesini yaptıktan sonra haftanın her günü için ayırmayı düşündüğünüz süreyi belirleyin. Tamamladığınız her aktiviteyi listeniz üzerinde onaylayın. Mesela:
Aktivite
Öğle arası yürüyüş
Pazartesi
10 dakika
x
Salı
10 dakika
x
Çarşamba
10 dakika
x
Perşembe
10 dakika
x
Cuma
10 dakika
x
Cumartesi
15 dakika
x
Pazar
15 dakika
x
Toplam
80 dakika
x
Beslenme ve Diyet Danışmanlığı
Zayıflamak sadece kilo vermek değil, aynı zamanda kontrolü ele almaktır. Yiyeceklerinizi iyi seçerseniz kontrolü de elinizde tutarsınız.
Kilo vermek alınan ve yakılan kalorilerin dengelenmesi ile ilgili bir süreçtir. Bu bölümde yediklerinizle ilgili bilgiler bulacaksınız. "Diyet" kelimesi ile, belli bir zaman uygulanan ve kilo verildikten sonra bırakılan bir program anlatıldığından "diyet uygulamak" terimi pek uygun değildir. Diyet, uzun süreli bir sorun için kısa vadeli çözümler getirir.
Öneriler, başarılı bir şekilde kilo vermenizi sağlamak ve yeniden kilo almanızı önlemek amacıyla tasarlanmıştır.
Beslenme programının üç basit kuralı vardır:
Daha az yağ yiyin. Aldığınız yağ miktarının günlük toplam kalori miktarının 1/3'ünden az olmasını sağlayın.
Daha çok sebze ve meyve içeren, dengeli ve çeşitli yiyecekler yiyin.
Günde 3 ana öğün ve aralarda yağdan ve kaloriden fakir ara öğünler yiyin.
Sağlıklı beslenmenin temel kuralları
Kaloriler hayatın yakıtıdır
Kaloriler hayatınızı sürdürmeniz için gereken enerjiyi verirler. Yediğiniz her yiyecekte belli miktarda kalori vardır. Besinlerle aldığınız kalorilerin kaynakları yağlar, karbonhidratlar ve proteinlerdir.
1 gram yağ = 9 kilokalori
1 gram karbonhidrat = 4 kilokalori
1 gram protein = 4 kilokalori
Yukarıda da belirtildiği gibi yağlar kalori açısından, hem karbonhidratlardan hem de proteinlerden iki kat daha zengindir. Vücudunuz yiyeceklerden gelen kalorileri alabilmek için besinleri karbonhidratlar, proteinler, yağlar, mineraller ve vitaminler gibi bileşenlerine ayırmak zorundadır. Bu bileşenler daha sonra kan dolaşımına katılırlar ve tüm vücuda dağılırlar.
Sindirimin gerçekleşmesi için de enerji gereklidir. Bu olaya termojenik etki denir.
Yiyeceklerin termojenik etkisi
Tüketilen her 100 kalori için yakılması gereken kalori miktarı:
Protein 25-40
Karbonhidrat 6-8
Yağ 3
Sizin de gördüğünüz gibi diyetsel yağın termojenik etkisi yok denecek kadar azdır ve bu nedenle doğrudan yağ olarak depolanır. Bu yakma işlemi yemekten hemen sonra başlar ve birkaç saat sürer. Yağdan zengin beslenme durumunda vücut aşırı yüklenir ve yakma süresi kısalır. Gün içinde ki birkaç hafif yemek, vücudunuza kalori yakması için ek fırsatlar kazandırır.
Karbonhidratlar
Karbonhidrat vücudun glikoza dönüştürebildiği her türlü maddedir. Glikoz hücrelerin enerji olarak kullandığı en önemli maddelerden biridir. Karbonhidratlar glikoza yıkılma özeliklerine göre basit ya da karmaşık olabilirler. Saf buğday ekmeği, şeker ve alkol kalori fazlalığı olduğunda kolaylıkla yağa dönüşebilen basit karbonhidratlara örnek olarak verilebilir. Yapraklı sebzeler, patates ve hububat ürünleri karmaşık karbonhidratlara örnektir. Bu grup yiyecekler sağlıklı olmanız için gereken bütün besinlere sahiptir ve beslenme programınızın temelini oluşturmalıdır.
Proteinler
Proteinler, vücudun en etkili kalori yakıcı bölümü olan kas dokusunu güçlendirmek açısından çok önemlidir. Protein ette, süt ürünlerinde ve daha az olarak hububat ürünlerinde bulunmaktadır. Yemeklerinizin yeterli miktarda protein içerdiğinden emin olun, ancak bu tür gıdaların yağdan da zengin olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Mümkün olduğunca yağ açısından fakir alternatifleri seçmeye çalışın.
Yağ
Yaşamın idamesi ve sağlık için çok önemli olan yağ, sadece fazla miktarda alındığında zarar verir. A, D, E ve K vitaminleri gibi önemli vitaminler için taşıyıcılık görevi yapar. Vücudun savunma sisteminde önemli bir rolü olan yağ, östrojen gibi homonların üretiminde ve depolanmasında görev alır.
Günümüzde, sağlık uzmanları sağlıklı bir diyette bulunması gereken kalori miktarının en fazla 1/3'ünün yağdan gelebileceğini belirtmektedirler.
Yağ kaybı sadece kilo kaybı demek değildir
Gerek hastalar, gerekse doktorlar başarı göstergesi olarak verilen kiloyu dikkate alma eğilimindedirler. Oysa bakmanız gereken şey nicelik değil niteliktir. Kilo kaybı yağdan ya da "yağ dışı kitleden" olur. Kilo kaybının ilk dönemlerinde bu yağ dışı kitle su iken, ilerleyen zamanlarda kas ağırlıklı olur. Kas dokunun kalori yaktığı, buna karşın yağ hücrelerinin ise depoladığı bilinen bir gerçektir. Kayıp, kas dokudan olduğunda vücudunuzun fazla kaloriyi yakma yeteneği de azalır. Hızlı kilo vermeyi sağlayan diyetler niceliği niteliğin önünde tuttuklarından kayıplar daha çok yağ dışı kitleden olur ve bu nedenle çok kısa süre içinde yeniden kilo alınır.
İdeal olanı kayıpların ¾'ünün yağdan ve ¼'ünün de yağ dışı kitleden olmasıdır. Yağ dokudan kaybetmeyi hedefleyen, yavaş ve sabit bir kilo kontrol programı bu amaca ulaşmak için yeterlidir.
Diyetinizdeki yağı kesin
Yağ beğenilen pek çok yiyeceğin tadına ve kokusuna güzellik kattığından, yiyeceklerinizdeki yağ oranını azaltmanız hiç de kolay değildir. Buna rağmen, beğenilerinizden çok fazla fedakarlık yapmadan da yiyeceklerinizdeki yağ miktarını azaltabilirsiniz.
Yiyeceklerinizdeki yağı azaltmanıza yardımcı olacak bazı öneriler:
Tereyağı, mayonez ve salata sosu gibi şeyleri azaltın.
Patates cipsi gibi yağlı çerezleri azaltın.
Yağda kızartılan yemekleri azaltın.
Et yerine tavuk ya da balık eti tüketin.
Daha çok sebze, meyve ve hububat ürünü tüketin.
Kahvaltı alışkanlıklarınızı değiştirin. Önceden böyle bir alışkanlığınız yoksa kahvaltı yapmaya başlayın. Yağda yumurta, tereyağlı kızarmış ekmek gibi şeyler yemeyin.
Mümkün oldukça yağdan oranı düşük alternatifleri tercih edin.
Yiyecek Piramidi - Doğru seçim için rehberiniz
Günümüzde insanların çoğu arzuladıkları yiyeceklere kolaylıkla ulaşabilmektedir. Sosyal ve duygusal gereksinimlerimizi karşılayan, dengeli beslenmemizi sağlayan bütün yiyeceklerin hayatımızda yeri vardır. Yiyecekleri iyi ya da kötü diye sınıflamak ya da yasaklamak doğru değildir. Sağlıklı bir şekilde kilo vermenin anahtarı dengeyi bulmaktır. Yiyecek piramidi bu dengeyi oluşturmanıza yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Herkesin günlük kalori ve besin gereksinimleri farklıdır. Bir beslenme uzmanı bu konuda size yardımcı olabilir. Kilo vermek ve sağlıklı yaşamak için piramidin tabanını oluşturan yiyeceklerden bol miktarda yemeli, tepesindekilerden ise mümkün olduğunca kaçınmalısınız.
İyi planlanmış dengeli bir yemek şunlardan oluşmalıdır:
%20-30 oranında yağ
%10-20 oranında protein
%50-70 oranında karbonhidrat
Kilo Kontrolünde Yiyecek Piramidi
Yağlar, tatlılar, alkol yağdan açısından zengin yiyeceklerSüt ürünleri Daha az yeyinEt, kümes hayvanları, balık, deniz ürünleri, yumurta, fındıkHububat ürünleri, tahıl ürünleri, pirinç, makarnaMeyveler Yağdan açısından fakir yiyeceklerSebzeler Daha çok yeyin
Bir porsiyon ne anlama gelir?
Günlük porsiyon sayısı
Hububat ürünleri
(ekmek, tahıl ürünleri, pirinç, makarna)
1 dilim ekmek (30 gram)
1 kase hazır mısır gevreği (30 gram)
½ kase pilav ya da makarna (100 gram)
½ kase pişmiş bakliyat (100 gram)
Her öğün 2-3
Sebzeler
1 kase yapraklı pişmemiş sebze (50 gram)
½ kase pişmiş sebze (50 gram)
½ kase sebze suyu (180 gram)
Her öğün 2-3
Meyveler
1 adet orta boy meyve (100 gram)
½ kase dilimlenmiş meyve (125 gram)
1 kase taneli meyve (100 gram)
¾ bardak meyve suyu (180 gram)
Yemeklerle birlikte ya da
ara öğün olarak 1-2
Süt ürünleri
(süt, yoğurt, peynir)
1 kase süt ya da yoğurt (245 gram)
Doğal peynir (45 gram)
İşlenmiş peynir (60 gram)
Kahvaltıda ve
öğle yemeğinde 1-2
Et ve bakliyat
(et, kümes hayvanları, balık, kuru fasulye, yumurta,
fındık)
Pişirilmiş et, kümes hayvanı eti, balık (56-85 gram)
½ kase bakliyat ya da 1 yumurta = 30 gram et
1/3 kase fındık ya da türevi çerez = 30 gram et
Herhangi iki öğünde bir 2
Sağlıklı yiyecek seçimi
Kilonuzu düzenlemeye yağ ve kalori içeriği düşük yiyecekleri öğrenerek başlayın. Bunun için yiyecek piramidinden yararlanabilir ve yemeklerinizi planlarken de aşağıdaki önerileri uygulayabilirsiniz.
İçecekler
Alkollü içecekler yağ içermemelerine rağmen kaloriden zengindir ve kolayca yağa dönüşen basit şekerlerden meydana gelirler. Alkol oranı arttıkça kalori miktarı da artar. Alkol ayrıca vücudun yağı yakma yeteneğini azaltır.
Normal bir kutu kolada yaklaşık olarak 200 kalori vardır. Günde bir kutu kola içerseniz bu yılda 73000 kaloriye ve 9 kilograma tekabül eder. Şekersiz içecekleri tercih etmeniz daha mantıklıdır.
En iyisi günde 6-8 bardak su için.
Sebzeler
Kilo vermek için sebzelerden daha iyi bir yiyecek grubu yoktur. Sebzeler kalori açısından fakir, lif, mineral ve vitamin açısından zengindir. Hiç yağ içermedikleri ya da çok az içerdikleri için sağlıklı beslenmenize katkıda bulunurlar.
Yediğiniz sebzelere tereyağı, krema ya da peynir sosu dökmeyin. Sirke, soya sosu ya da limon suyu ise kullanabileceğiniz alternatiflerdir.
Kremalı salata soslarından uzak durun.
Salatanıza yağ dökmeyin ve yağ içeriği yüksek katkı maddeleri kullanmayın.
Patates yağ oranı düşük ve kilo verme programınızda gönül rahatlığı içinde kullanabileceğiniz bir yiyecektir. Ancak kesinlikle tereyağı ile yemeyin. Kızartmak yerine fırında ya da yapışmayan bir tencerede pişirmeniz daha doğru olur.
Zeytin, yağ yönünden zengin olduğu için kısıtlı yenmelidir.
Süt ürünleri
Yağsız ya da az yağlı süt, yoğurt veya peynir kullanın.
Çırpılarak hazırlanmış kremanın bir kasesinde neredeyse tamamı yağdan gelen 400 kalori vardır.
Soslar ya da tatlı için krema yerine koyulaştırılmış süt kullanın.
Yumurta
Tam yumurta yerine yumurtanın akını kullanın.
Yumurtayı yağda kızartmak yerine kaynatın ya da haşlayın.
Yumurta ve omletlerinizi yapışmayan bir tavada yapın.
Şekerler ve tatlılar
Tatlı yaparken şeker yerine bal kullanın.
Bütün meyve konservelerinde yağ ve şeker miktarı düşüktür.
Otlar ve baharatlar
Taze otlar ve baharatlar kullanarak, yağ korkusu taşımaksızın yemeklerinize lezzet katmanız mümkündür. Bazı istisnalar dışında otlarda ve baharatlarda kalori ve yağ miktarı düşüktür.
Et, kümes hayvanları ve balık
Hiç bir zaman kızartmayın. Bunun yerine, fırında pişirin.
Kümes hayvanlarının derisini ayırın.
Beyaz et kırmızı etten daha sağlıklıdır.
Tavuk ya da hindi sosisleri en azından sığır etinden yapılan sosis kadar yağlı olabilir.
Bel bölgesi, sığır ya da kuzu etinin en hafif yeridir.
Etinizdeki yağlı kısımları her zaman ayırın.
Sosis, salam gibi önceden hazırlanmış etler yağdan zengindir.
Et yemeklerini, çorbaları ve sosları bir gün önceden yapın ve soğutun. Servis yapacağınız zaman yağını ayırın.
Balık ve deniz ürünleri mükemmel seçeneklerdir.
Hububat ve tahıl ürünleri, pirinç, makarna
Hububat ve tahıl ürünleri dengeli ve sağlıklı beslenmenin ana unsurlarındandır. Yağdan fakir olmalarına rağmen kalori içerikleri yüksek olduğu için çok fazla miktarda yenmeleri doğru değildir.
Makarna kilo kontrolünün sağlanmasında son derece önemlidir. Ancak porsiyon boyunun çok önemli olduğu (1 kase makarna 200 kalori içerir) ve et sosu gibi katkı maddelerinin kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır.
Yağlar ve soslar
Margarindeki yağ ve kalori miktarı tereyağından daha fazladır. Bu nedenle, kalori miktarı düşük, "diyet" margarin kullanabilirsiniz.
Yağsız mayonez kullanın.
Diyet salata sosu, ya da en iyisi sirke kullanın.
Kolesterolsüz demek yağsız demek değildir.
Dondurulmuş gıdalar
İş hayatı yoğun olan pek çok kişi dondurulmuş hazır gıdalara yönelmektedir. Bunlar genellikle yağ ve kalori açısından zengin yiyeceklerdir. Paket etiketlerini dikkatli bir şekilde okuyun ve 100 kalori başına 3 gramdan fazla yağ varsa bu yiyeceklerden uzak durun.
Kuruyemiş
İyi yanları kolesterol içermemeleri, lif, vitamin ve mineral açısından zengin olmalarıdır.
Kötü yanları, kalori ve yağ açısından zengin olmalarıdır. İki avuç dolusu yediğinizde günlük yağ miktarınızın tamamını ve kalori miktarınızın yarısını alırsınız.
Ara öğünler
Yağdan ve kaloriden fakir ara öğünler kilo verme programınızın önemli bir bölümünü oluştururlar.
Taze sebze ve meyveler çok yararlıdır.
Yağsız krakerler cipslerden daha uygundur.
Sağlıklı yiyecek seçenekleri için öneriler
Genel olarak
Her gün vitamin hapı alın, bu özellikle yeterli miktarda meyve ve sebze yemiyorsanız önemlidir.
Gün boyunca 5-8 kez hafif yemekler yeyin. Öğün atlamayın ve ağır yemeklerden kaçının.
Yemeklere saldırmayın. Daha az ve yavaş yerseniz daha çok tat alırsınız.
İçki içmeden önce düşünün. Alkol kalori bakımından çok zengindir, besleyiciliği yoktur, yağ depolanmasını uyarır ve irade gücünüzü olumsuz etkileyerek yanlış seçimler yapmanıza zemin hazırlar.
Günde 6-8 bardak su için. Yemeklerden önce içeceğiniz bir-iki bardak su daha çabuk doymanızı sağlar.
Yemeklere yağsız sıcak bir çorba ile başlayın. Bu sizin yavaş yemenizi ve çabuk doymanızı sağlar.
Tetikleyici yiyecekleri kontrol etmeniz son derece güç olduğundan bunlardan tamamen uzak durun.
Elle yenen yiyeceklerden kaçının. Ne kadar yediğinizi kontrol edemezsiniz.
Başka birinin tabağındakilere göz koymayın.
Daha çok, balık ve derisini ayırarak kümes hayvanı eti yeyin, kırmızı et miktarını azaltın.
Daha çok sebze ve hububat yeyin.
Mümkün olduğunca yağdan fakir alternatifleri seçin.
Annenizin ne söylediği önemli değil, tabağınızdaki her şeyi yemek zorunda değilsiniz.
Alışverişte
Alışverişe boş bir mideyle gitmeyin. Gördüğünüz her şeyi almak istersiniz.
Bir alışveriş listesi hazırlayın ve bu listeye bağlı kalın.
Sizin için uygun olmayan, sakınmak istediğiniz yiyeceklerin bulunduğu reyonlara gitmeyin.
Paket etiketlerini okumayı öğrenin.
İhtiyacınız olandan fazlasını satın almayın.
Genellikle yağ ve kalori yüklü olan hazır gıdalardan kaçının.
Satın almazsanız yemezsiniz.
Yemek hazırlarken
Yemekleri basit hazırlayın, sos eklemeyin.
Yemek pişirirken yemeyin. Taze sebzeler bu kuralın dışındadır.
Yemek pişirirken yağ gereksinimini azaltmak için yapışmayan tencereler kullanın.
Yağ kullanmak zorundaysanız zeytin yağı veya susam yağı kullanmaya çalışın ve miktarını az tutmaya özen gösterin.
Et üzerinde görülen tüm yağı ayırın.
Bonfile yerine hindi etini tercih edin.
Bir tam yumurta yerine iki yumurtanın beyazını kullanın.
Fırında pişirilen yiyeceklerde, meyva püresi ve sosu yağın yerine kullanılabilecek mükemmel alternatiflerdir.
Bir parça rendelenmiş peynir yemeğe çeşni katar, verdiği kalori de çok azdır.
Yağda kızartmak yerine tavuk suyu, tuzdan fakir soya sosu ya da su içine sote yiyecekler hazırlayın.
Yemeği hazırlarken en iyisi fırında pişirmek ya da kaynatmaktır.
Sos ve çorbalara krema yerine patates püresi eklenebilir.
Yemek tarifinde 1/2 kaşık yağdan söz ediliyorsa siz onun da yarısını koyun. Tat tomurcuklarınız aradaki farkı anlamaz, fakat bel çevreniz bunu ayırt eder.
Yağ yerine baharat kullanın. Taze otlar ve baharatlar kalori ya da yağ korkusu olmadan yemeklerinize çeşni katar. Çeşitli etnik yemekleri deneyin.
Arta kalan yemekleri hemen dondurun, yoksa buzdolabına koyamazsınız ve kendinizi yemek zorunda hissedersiniz.
Evde yemek
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Evinizde yağdan ve kaloriden zengin yiyecekler bulundurmak zorundaysanız kolayca ulaşabileceğiniz yerlerde olmamalarına dikkat edin.
Televizyon ile yemeği karıştırmayın. Tabağınız yerine televizyona bakarsanız ne yediğinizi ve ne kadar yediğinizi anlamazsınız.
Yemeği daima yemek masasında yemeyi bir kural olarak belirleyin, hiçbir zaman ayakta yemeyin.
Hiçbir zaman paketten ya da kutudan yemeyin. Bir tabağa bir miktar alıp paketi ortadan kaldırın.
Yemeği tabaklara koyarken porsiyonların çok büyük olmamasına özen gösterin ve bu işi mutfakta yapın. Masada sadece salata ve sebze gibi yararlı şeylerin bulunmasına izin verin.
Dışarda yemek
Evden asla aç karnınıza çıkmayın. Bir restorana gitmeden önce bir bardak meyve suyu için ya da bir parça meyve veya havuç gibi şeyler yeyin.
Restoranda ekmek sepetinin masadan kaldırılmasını isteyin.
Tüm sosların yemeğinizin üzerine değil, yanında servis edilmesini isteyin. Bunları çatalla alın.
Garsona yemeklerin nasıl hazırlandığını sorun.
Kızarmış yiyeceklerden uzak durun!
Büyük porsiyon istemek en iyi fikir gibi gözükse de fazla kalori ve yağa değmez.
Kaçınılması gereken yağdan zengin yiyecekler
Tam yağlı beyaz peynirler
Bonfile
Pirzola
Ördek eti
Yağ (günde üç çay kaşığına kadar alabilirsiniz)
Mayonez (günde üç çay kaşığına kadar alabilirsiniz)
Salata sosu (günde en fazla bir yemek kaşığı)
Kuruyemiş (günde en fazla bir yemek kaşığı)
Not: 1200, 1500 ya da 1800 kalorilik bir günlük diyeti her biri 300 kaloriden oluşan küçük gruplara bölün.
Kilo vermek alınan ve yakılan kalorilerin dengelenmesi ile ilgili bir süreçtir. Bu bölümde yediklerinizle ilgili bilgiler bulacaksınız. "Diyet" kelimesi ile, belli bir zaman uygulanan ve kilo verildikten sonra bırakılan bir program anlatıldığından "diyet uygulamak" terimi pek uygun değildir. Diyet, uzun süreli bir sorun için kısa vadeli çözümler getirir.
Öneriler, başarılı bir şekilde kilo vermenizi sağlamak ve yeniden kilo almanızı önlemek amacıyla tasarlanmıştır.
Beslenme programının üç basit kuralı vardır:
Daha az yağ yiyin. Aldığınız yağ miktarının günlük toplam kalori miktarının 1/3'ünden az olmasını sağlayın.
Daha çok sebze ve meyve içeren, dengeli ve çeşitli yiyecekler yiyin.
Günde 3 ana öğün ve aralarda yağdan ve kaloriden fakir ara öğünler yiyin.
Sağlıklı beslenmenin temel kuralları
Kaloriler hayatın yakıtıdır
Kaloriler hayatınızı sürdürmeniz için gereken enerjiyi verirler. Yediğiniz her yiyecekte belli miktarda kalori vardır. Besinlerle aldığınız kalorilerin kaynakları yağlar, karbonhidratlar ve proteinlerdir.
1 gram yağ = 9 kilokalori
1 gram karbonhidrat = 4 kilokalori
1 gram protein = 4 kilokalori
Yukarıda da belirtildiği gibi yağlar kalori açısından, hem karbonhidratlardan hem de proteinlerden iki kat daha zengindir. Vücudunuz yiyeceklerden gelen kalorileri alabilmek için besinleri karbonhidratlar, proteinler, yağlar, mineraller ve vitaminler gibi bileşenlerine ayırmak zorundadır. Bu bileşenler daha sonra kan dolaşımına katılırlar ve tüm vücuda dağılırlar.
Sindirimin gerçekleşmesi için de enerji gereklidir. Bu olaya termojenik etki denir.
Yiyeceklerin termojenik etkisi
Tüketilen her 100 kalori için yakılması gereken kalori miktarı:
Protein 25-40
Karbonhidrat 6-8
Yağ 3
Sizin de gördüğünüz gibi diyetsel yağın termojenik etkisi yok denecek kadar azdır ve bu nedenle doğrudan yağ olarak depolanır. Bu yakma işlemi yemekten hemen sonra başlar ve birkaç saat sürer. Yağdan zengin beslenme durumunda vücut aşırı yüklenir ve yakma süresi kısalır. Gün içinde ki birkaç hafif yemek, vücudunuza kalori yakması için ek fırsatlar kazandırır.
Karbonhidratlar
Karbonhidrat vücudun glikoza dönüştürebildiği her türlü maddedir. Glikoz hücrelerin enerji olarak kullandığı en önemli maddelerden biridir. Karbonhidratlar glikoza yıkılma özeliklerine göre basit ya da karmaşık olabilirler. Saf buğday ekmeği, şeker ve alkol kalori fazlalığı olduğunda kolaylıkla yağa dönüşebilen basit karbonhidratlara örnek olarak verilebilir. Yapraklı sebzeler, patates ve hububat ürünleri karmaşık karbonhidratlara örnektir. Bu grup yiyecekler sağlıklı olmanız için gereken bütün besinlere sahiptir ve beslenme programınızın temelini oluşturmalıdır.
Proteinler
Proteinler, vücudun en etkili kalori yakıcı bölümü olan kas dokusunu güçlendirmek açısından çok önemlidir. Protein ette, süt ürünlerinde ve daha az olarak hububat ürünlerinde bulunmaktadır. Yemeklerinizin yeterli miktarda protein içerdiğinden emin olun, ancak bu tür gıdaların yağdan da zengin olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Mümkün olduğunca yağ açısından fakir alternatifleri seçmeye çalışın.
Yağ
Yaşamın idamesi ve sağlık için çok önemli olan yağ, sadece fazla miktarda alındığında zarar verir. A, D, E ve K vitaminleri gibi önemli vitaminler için taşıyıcılık görevi yapar. Vücudun savunma sisteminde önemli bir rolü olan yağ, östrojen gibi homonların üretiminde ve depolanmasında görev alır.
Günümüzde, sağlık uzmanları sağlıklı bir diyette bulunması gereken kalori miktarının en fazla 1/3'ünün yağdan gelebileceğini belirtmektedirler.
Yağ kaybı sadece kilo kaybı demek değildir
Gerek hastalar, gerekse doktorlar başarı göstergesi olarak verilen kiloyu dikkate alma eğilimindedirler. Oysa bakmanız gereken şey nicelik değil niteliktir. Kilo kaybı yağdan ya da "yağ dışı kitleden" olur. Kilo kaybının ilk dönemlerinde bu yağ dışı kitle su iken, ilerleyen zamanlarda kas ağırlıklı olur. Kas dokunun kalori yaktığı, buna karşın yağ hücrelerinin ise depoladığı bilinen bir gerçektir. Kayıp, kas dokudan olduğunda vücudunuzun fazla kaloriyi yakma yeteneği de azalır. Hızlı kilo vermeyi sağlayan diyetler niceliği niteliğin önünde tuttuklarından kayıplar daha çok yağ dışı kitleden olur ve bu nedenle çok kısa süre içinde yeniden kilo alınır.
İdeal olanı kayıpların ¾'ünün yağdan ve ¼'ünün de yağ dışı kitleden olmasıdır. Yağ dokudan kaybetmeyi hedefleyen, yavaş ve sabit bir kilo kontrol programı bu amaca ulaşmak için yeterlidir.
Diyetinizdeki yağı kesin
Yağ beğenilen pek çok yiyeceğin tadına ve kokusuna güzellik kattığından, yiyeceklerinizdeki yağ oranını azaltmanız hiç de kolay değildir. Buna rağmen, beğenilerinizden çok fazla fedakarlık yapmadan da yiyeceklerinizdeki yağ miktarını azaltabilirsiniz.
Yiyeceklerinizdeki yağı azaltmanıza yardımcı olacak bazı öneriler:
Tereyağı, mayonez ve salata sosu gibi şeyleri azaltın.
Patates cipsi gibi yağlı çerezleri azaltın.
Yağda kızartılan yemekleri azaltın.
Et yerine tavuk ya da balık eti tüketin.
Daha çok sebze, meyve ve hububat ürünü tüketin.
Kahvaltı alışkanlıklarınızı değiştirin. Önceden böyle bir alışkanlığınız yoksa kahvaltı yapmaya başlayın. Yağda yumurta, tereyağlı kızarmış ekmek gibi şeyler yemeyin.
Mümkün oldukça yağdan oranı düşük alternatifleri tercih edin.
Yiyecek Piramidi - Doğru seçim için rehberiniz
Günümüzde insanların çoğu arzuladıkları yiyeceklere kolaylıkla ulaşabilmektedir. Sosyal ve duygusal gereksinimlerimizi karşılayan, dengeli beslenmemizi sağlayan bütün yiyeceklerin hayatımızda yeri vardır. Yiyecekleri iyi ya da kötü diye sınıflamak ya da yasaklamak doğru değildir. Sağlıklı bir şekilde kilo vermenin anahtarı dengeyi bulmaktır. Yiyecek piramidi bu dengeyi oluşturmanıza yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Herkesin günlük kalori ve besin gereksinimleri farklıdır. Bir beslenme uzmanı bu konuda size yardımcı olabilir. Kilo vermek ve sağlıklı yaşamak için piramidin tabanını oluşturan yiyeceklerden bol miktarda yemeli, tepesindekilerden ise mümkün olduğunca kaçınmalısınız.
İyi planlanmış dengeli bir yemek şunlardan oluşmalıdır:
%20-30 oranında yağ
%10-20 oranında protein
%50-70 oranında karbonhidrat
Kilo Kontrolünde Yiyecek Piramidi
Yağlar, tatlılar, alkol yağdan açısından zengin yiyeceklerSüt ürünleri Daha az yeyinEt, kümes hayvanları, balık, deniz ürünleri, yumurta, fındıkHububat ürünleri, tahıl ürünleri, pirinç, makarnaMeyveler Yağdan açısından fakir yiyeceklerSebzeler Daha çok yeyin
Bir porsiyon ne anlama gelir?
Günlük porsiyon sayısı
Hububat ürünleri
(ekmek, tahıl ürünleri, pirinç, makarna)
1 dilim ekmek (30 gram)
1 kase hazır mısır gevreği (30 gram)
½ kase pilav ya da makarna (100 gram)
½ kase pişmiş bakliyat (100 gram)
Her öğün 2-3
Sebzeler
1 kase yapraklı pişmemiş sebze (50 gram)
½ kase pişmiş sebze (50 gram)
½ kase sebze suyu (180 gram)
Her öğün 2-3
Meyveler
1 adet orta boy meyve (100 gram)
½ kase dilimlenmiş meyve (125 gram)
1 kase taneli meyve (100 gram)
¾ bardak meyve suyu (180 gram)
Yemeklerle birlikte ya da
ara öğün olarak 1-2
Süt ürünleri
(süt, yoğurt, peynir)
1 kase süt ya da yoğurt (245 gram)
Doğal peynir (45 gram)
İşlenmiş peynir (60 gram)
Kahvaltıda ve
öğle yemeğinde 1-2
Et ve bakliyat
(et, kümes hayvanları, balık, kuru fasulye, yumurta,
fındık)
Pişirilmiş et, kümes hayvanı eti, balık (56-85 gram)
½ kase bakliyat ya da 1 yumurta = 30 gram et
1/3 kase fındık ya da türevi çerez = 30 gram et
Herhangi iki öğünde bir 2
Sağlıklı yiyecek seçimi
Kilonuzu düzenlemeye yağ ve kalori içeriği düşük yiyecekleri öğrenerek başlayın. Bunun için yiyecek piramidinden yararlanabilir ve yemeklerinizi planlarken de aşağıdaki önerileri uygulayabilirsiniz.
İçecekler
Alkollü içecekler yağ içermemelerine rağmen kaloriden zengindir ve kolayca yağa dönüşen basit şekerlerden meydana gelirler. Alkol oranı arttıkça kalori miktarı da artar. Alkol ayrıca vücudun yağı yakma yeteneğini azaltır.
Normal bir kutu kolada yaklaşık olarak 200 kalori vardır. Günde bir kutu kola içerseniz bu yılda 73000 kaloriye ve 9 kilograma tekabül eder. Şekersiz içecekleri tercih etmeniz daha mantıklıdır.
En iyisi günde 6-8 bardak su için.
Sebzeler
Kilo vermek için sebzelerden daha iyi bir yiyecek grubu yoktur. Sebzeler kalori açısından fakir, lif, mineral ve vitamin açısından zengindir. Hiç yağ içermedikleri ya da çok az içerdikleri için sağlıklı beslenmenize katkıda bulunurlar.
Yediğiniz sebzelere tereyağı, krema ya da peynir sosu dökmeyin. Sirke, soya sosu ya da limon suyu ise kullanabileceğiniz alternatiflerdir.
Kremalı salata soslarından uzak durun.
Salatanıza yağ dökmeyin ve yağ içeriği yüksek katkı maddeleri kullanmayın.
Patates yağ oranı düşük ve kilo verme programınızda gönül rahatlığı içinde kullanabileceğiniz bir yiyecektir. Ancak kesinlikle tereyağı ile yemeyin. Kızartmak yerine fırında ya da yapışmayan bir tencerede pişirmeniz daha doğru olur.
Zeytin, yağ yönünden zengin olduğu için kısıtlı yenmelidir.
Süt ürünleri
Yağsız ya da az yağlı süt, yoğurt veya peynir kullanın.
Çırpılarak hazırlanmış kremanın bir kasesinde neredeyse tamamı yağdan gelen 400 kalori vardır.
Soslar ya da tatlı için krema yerine koyulaştırılmış süt kullanın.
Yumurta
Tam yumurta yerine yumurtanın akını kullanın.
Yumurtayı yağda kızartmak yerine kaynatın ya da haşlayın.
Yumurta ve omletlerinizi yapışmayan bir tavada yapın.
Şekerler ve tatlılar
Tatlı yaparken şeker yerine bal kullanın.
Bütün meyve konservelerinde yağ ve şeker miktarı düşüktür.
Otlar ve baharatlar
Taze otlar ve baharatlar kullanarak, yağ korkusu taşımaksızın yemeklerinize lezzet katmanız mümkündür. Bazı istisnalar dışında otlarda ve baharatlarda kalori ve yağ miktarı düşüktür.
Et, kümes hayvanları ve balık
Hiç bir zaman kızartmayın. Bunun yerine, fırında pişirin.
Kümes hayvanlarının derisini ayırın.
Beyaz et kırmızı etten daha sağlıklıdır.
Tavuk ya da hindi sosisleri en azından sığır etinden yapılan sosis kadar yağlı olabilir.
Bel bölgesi, sığır ya da kuzu etinin en hafif yeridir.
Etinizdeki yağlı kısımları her zaman ayırın.
Sosis, salam gibi önceden hazırlanmış etler yağdan zengindir.
Et yemeklerini, çorbaları ve sosları bir gün önceden yapın ve soğutun. Servis yapacağınız zaman yağını ayırın.
Balık ve deniz ürünleri mükemmel seçeneklerdir.
Hububat ve tahıl ürünleri, pirinç, makarna
Hububat ve tahıl ürünleri dengeli ve sağlıklı beslenmenin ana unsurlarındandır. Yağdan fakir olmalarına rağmen kalori içerikleri yüksek olduğu için çok fazla miktarda yenmeleri doğru değildir.
Makarna kilo kontrolünün sağlanmasında son derece önemlidir. Ancak porsiyon boyunun çok önemli olduğu (1 kase makarna 200 kalori içerir) ve et sosu gibi katkı maddelerinin kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır.
Yağlar ve soslar
Margarindeki yağ ve kalori miktarı tereyağından daha fazladır. Bu nedenle, kalori miktarı düşük, "diyet" margarin kullanabilirsiniz.
Yağsız mayonez kullanın.
Diyet salata sosu, ya da en iyisi sirke kullanın.
Kolesterolsüz demek yağsız demek değildir.
Dondurulmuş gıdalar
İş hayatı yoğun olan pek çok kişi dondurulmuş hazır gıdalara yönelmektedir. Bunlar genellikle yağ ve kalori açısından zengin yiyeceklerdir. Paket etiketlerini dikkatli bir şekilde okuyun ve 100 kalori başına 3 gramdan fazla yağ varsa bu yiyeceklerden uzak durun.
Kuruyemiş
İyi yanları kolesterol içermemeleri, lif, vitamin ve mineral açısından zengin olmalarıdır.
Kötü yanları, kalori ve yağ açısından zengin olmalarıdır. İki avuç dolusu yediğinizde günlük yağ miktarınızın tamamını ve kalori miktarınızın yarısını alırsınız.
Ara öğünler
Yağdan ve kaloriden fakir ara öğünler kilo verme programınızın önemli bir bölümünü oluştururlar.
Taze sebze ve meyveler çok yararlıdır.
Yağsız krakerler cipslerden daha uygundur.
Sağlıklı yiyecek seçenekleri için öneriler
Genel olarak
Her gün vitamin hapı alın, bu özellikle yeterli miktarda meyve ve sebze yemiyorsanız önemlidir.
Gün boyunca 5-8 kez hafif yemekler yeyin. Öğün atlamayın ve ağır yemeklerden kaçının.
Yemeklere saldırmayın. Daha az ve yavaş yerseniz daha çok tat alırsınız.
İçki içmeden önce düşünün. Alkol kalori bakımından çok zengindir, besleyiciliği yoktur, yağ depolanmasını uyarır ve irade gücünüzü olumsuz etkileyerek yanlış seçimler yapmanıza zemin hazırlar.
Günde 6-8 bardak su için. Yemeklerden önce içeceğiniz bir-iki bardak su daha çabuk doymanızı sağlar.
Yemeklere yağsız sıcak bir çorba ile başlayın. Bu sizin yavaş yemenizi ve çabuk doymanızı sağlar.
Tetikleyici yiyecekleri kontrol etmeniz son derece güç olduğundan bunlardan tamamen uzak durun.
Elle yenen yiyeceklerden kaçının. Ne kadar yediğinizi kontrol edemezsiniz.
Başka birinin tabağındakilere göz koymayın.
Daha çok, balık ve derisini ayırarak kümes hayvanı eti yeyin, kırmızı et miktarını azaltın.
Daha çok sebze ve hububat yeyin.
Mümkün olduğunca yağdan fakir alternatifleri seçin.
Annenizin ne söylediği önemli değil, tabağınızdaki her şeyi yemek zorunda değilsiniz.
Alışverişte
Alışverişe boş bir mideyle gitmeyin. Gördüğünüz her şeyi almak istersiniz.
Bir alışveriş listesi hazırlayın ve bu listeye bağlı kalın.
Sizin için uygun olmayan, sakınmak istediğiniz yiyeceklerin bulunduğu reyonlara gitmeyin.
Paket etiketlerini okumayı öğrenin.
İhtiyacınız olandan fazlasını satın almayın.
Genellikle yağ ve kalori yüklü olan hazır gıdalardan kaçının.
Satın almazsanız yemezsiniz.
Yemek hazırlarken
Yemekleri basit hazırlayın, sos eklemeyin.
Yemek pişirirken yemeyin. Taze sebzeler bu kuralın dışındadır.
Yemek pişirirken yağ gereksinimini azaltmak için yapışmayan tencereler kullanın.
Yağ kullanmak zorundaysanız zeytin yağı veya susam yağı kullanmaya çalışın ve miktarını az tutmaya özen gösterin.
Et üzerinde görülen tüm yağı ayırın.
Bonfile yerine hindi etini tercih edin.
Bir tam yumurta yerine iki yumurtanın beyazını kullanın.
Fırında pişirilen yiyeceklerde, meyva püresi ve sosu yağın yerine kullanılabilecek mükemmel alternatiflerdir.
Bir parça rendelenmiş peynir yemeğe çeşni katar, verdiği kalori de çok azdır.
Yağda kızartmak yerine tavuk suyu, tuzdan fakir soya sosu ya da su içine sote yiyecekler hazırlayın.
Yemeği hazırlarken en iyisi fırında pişirmek ya da kaynatmaktır.
Sos ve çorbalara krema yerine patates püresi eklenebilir.
Yemek tarifinde 1/2 kaşık yağdan söz ediliyorsa siz onun da yarısını koyun. Tat tomurcuklarınız aradaki farkı anlamaz, fakat bel çevreniz bunu ayırt eder.
Yağ yerine baharat kullanın. Taze otlar ve baharatlar kalori ya da yağ korkusu olmadan yemeklerinize çeşni katar. Çeşitli etnik yemekleri deneyin.
Arta kalan yemekleri hemen dondurun, yoksa buzdolabına koyamazsınız ve kendinizi yemek zorunda hissedersiniz.
Evde yemek
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Evinizde yağdan ve kaloriden zengin yiyecekler bulundurmak zorundaysanız kolayca ulaşabileceğiniz yerlerde olmamalarına dikkat edin.
Televizyon ile yemeği karıştırmayın. Tabağınız yerine televizyona bakarsanız ne yediğinizi ve ne kadar yediğinizi anlamazsınız.
Yemeği daima yemek masasında yemeyi bir kural olarak belirleyin, hiçbir zaman ayakta yemeyin.
Hiçbir zaman paketten ya da kutudan yemeyin. Bir tabağa bir miktar alıp paketi ortadan kaldırın.
Yemeği tabaklara koyarken porsiyonların çok büyük olmamasına özen gösterin ve bu işi mutfakta yapın. Masada sadece salata ve sebze gibi yararlı şeylerin bulunmasına izin verin.
Dışarda yemek
Evden asla aç karnınıza çıkmayın. Bir restorana gitmeden önce bir bardak meyve suyu için ya da bir parça meyve veya havuç gibi şeyler yeyin.
Restoranda ekmek sepetinin masadan kaldırılmasını isteyin.
Tüm sosların yemeğinizin üzerine değil, yanında servis edilmesini isteyin. Bunları çatalla alın.
Garsona yemeklerin nasıl hazırlandığını sorun.
Kızarmış yiyeceklerden uzak durun!
Büyük porsiyon istemek en iyi fikir gibi gözükse de fazla kalori ve yağa değmez.
Kaçınılması gereken yağdan zengin yiyecekler
Tam yağlı beyaz peynirler
Bonfile
Pirzola
Ördek eti
Yağ (günde üç çay kaşığına kadar alabilirsiniz)
Mayonez (günde üç çay kaşığına kadar alabilirsiniz)
Salata sosu (günde en fazla bir yemek kaşığı)
Kuruyemiş (günde en fazla bir yemek kaşığı)
Not: 1200, 1500 ya da 1800 kalorilik bir günlük diyeti her biri 300 kaloriden oluşan küçük gruplara bölün.
Zayıflama Tedavisi
Günümüzün hızla yayılan hastalıkları arasında yer alan obezite (şişmanlık) her yaştan bireyler için ciddi bir sağlık problemidir. Araştırmalar gösteriyor ki şişmanlık, istemek ya da kendine hakim olamamak kadar basit bir sorun değildir. Nedeni tam olarak kesinleşmese de genetik, metabolik, biyokimyasal, kültürel ve psikososyal faktörlerin sebep olduğu bir hastalıktır. Bazı kişiler kilolu ya da şişman olmaya herkesten biraz daha fazla eğilimlidir.
Çünkü hemen kilo almaya genetik ve biyolojik olarak yatkınlıkları vardır. Ancak ülkemizde ve dünyada obezitenin son 20-30 yılda hızla artmasının sebebi genetikten çok yaşam tarzı değişikliği ve beslenme alışkanlığımızla daha fazla ilgilidir.
Denge sağlıklı yaşam kliniğine gelen fazla kilolu hastaların, önce muayene ve tahlilleri yapılarak fazla kilolarının sebebi araştırılır. Daha sonra doktor, diyetisyen, psikolog ve spor eğitmeni tarafından kişiye özel bir tedavi programı hazırlanarak hastanın bu kilolardan kurtulması sağlanır.
Obezite nedir?
Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık,vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Obezite nasıl ölçülür?
Obezite için en yaygın kullanılan ölçüm, beden (vücut) kitle indeksi (BKİ=VKİ) ya da İngilizce adıyla “Body Mass Index” (BMİ) ve bel çevresi ölçümüdür.
BMI değeri ve anlamı
BMİ, vücut ağırlığının (kg), boyun karesine (m2) bölünmesi ile hesaplanır. Bu değer yaş ve cinsiyetten bağımsızdır. Bununla beraber, BMİ çocuklarda, hamile kadınlarda ve çok adaleli kişilerde doğru sonuç vermeyebilir, bu nedenle bu kişilerde kullanılması uygun değildir.
BMI nasıl hesaplanır?
Örneğin ağırlığınız 75 kg, boyunuz ise 1.60 m’dir. Buna göre BMİ değeriniz:BMI değeri18.5 kg/m2’nin altında olanlar; zayıf
18.5-24.9 kg/m2 arasında olanlar; normal kilolu
25-29.9 kg/m2 arasında olanlar; fazla kilolu
30-39.9 kg/m2 arasında olanlar; obez /şişman)
40 kg/m2’nin üzerinde olanlar;
ileri derecede obez olarak tanımlanmaktadır.
Bel çevresi ölçümü ve anlamı
Vücutta toplam yağ miktarı önemli olmakla beraber, yağın nerede biriktiği daha önemlidir. Karın çevresinde yağ birikimi, iç organlardaki yağlanmayı gösterdiğinden kalça ve vücudun diğer bölgelerindeki yağ birikimlerinden daha fazla sağlık risklerine neden olur.Bel çevresi ile sağlık riski arasındaki ilişki
Artmış risk
Yüksek risk
Erkek
94 cm
102 cm
Kadın
80 cm
88 cm
Obezitenin sebepleri nelerdir?
Araştırmalar göstermektedir ki şişmanlık; istemek ya da kendine hakim olamamak kadar basit bir problem değildir. Sebebi tam olarak kesinleşmese de genetik, metabolik, biyokimyasal, kültürel ve psiko sosyal faktörlerin sebep olduğu bir hastalıktır. Bazı bireyler kilolu ya da şişman olmaya meyillidir. Çünkü hemen kilo almaya genetik ve biyolojik yatkınlıkları vardır.
Ancak ülkemizde ve dünyada obezitenin son 20-30 yılda çok hızlı artmasının sebebi genetikten çok yaşam tarzı değişikliği ve beslenme alışkanlığımızla daha fazla ilgilidir.
Günlük kalori ihtiyacımız nasıl hesaplanır?
Günlük kalori gereksinimimiz şu formülle hesaplanır:Erkekler için kg x 30 – Kadınlar için kg x 25.Diyelim ki 80 kg olan bir erkeğin günlük kalori gereksinimi 80 x 30 = 2400 kcal.
Kadınlar için 80 x 25 = 2000 kcal’dır.Bu kcal kadar kalori alan bireyler kilolarını korur. Daha az kalori aldıklarında zayıflar, daha çok kalori aldıklarında şişmanlarlar. Normal kalori aldıklarında fiziksel aktivite yapıp daha fazla enerji harcarlarsa zayıflarlar.
Obezite risk faktörleri nelerdir?
Yeme Alışkanlığı: çok yemek, fast-food yemekler, yağlı, kızartmalı, soslu yemekler, cips, çekirdek gibi çerezler ve tatlılarHareketsiz Yaşam: normal kalori alınsa dahi bu kaloriler yakılmazsa şişmanlık oluşur. Günde 5 saat veya daha fazla TV seyredenlerde obezite gelişme riski günde 2 saat veya altında seyredenlere oranla 5 kat daha fazladır.Genetik: Eğer kilo problemleri olan bir aileden geliyorsanız sizinde kilolu olma ihtimaliniz %25-30 daha fazladırPsikolojik faktörler: Bazı insanlar mutsuz, stresli ve sıkıntılı olduklarında aşırı yemek yeme eğilimde olurlar. Katı diyetler sonrası da kişilerde aşırı yemek yeme isteği gözlenir.Yaş: Yaş ilerledikçe metabolizma hızı ve kas kütlesi azaldığından ilerleyen yaşlarda insanlar kilo almaya meyilli olurlar.Cins: Erkeklerde kas kütlesi kadınlara göre daha fazladır. Erkekler istirahat halinde bile kadınlardan %20 fazla kalori harcarlar. Bu sebepten dolayı kadınlarda obezite riski daha yüksektir.Hamilelik: her hamilelikte kadınlar kilo alırlar. Bu kilolar doğumdan sonra kalıcı hale gelebilir.İlaçlar: kortikostreoidler ve trisilik antidepresan gibi bazı ilaçlar kilo almaya sebep olabilirler.Bazı Hastalıklar: hipotiroidi, cushing gibi bazı hastalıklar kilo aldırabilirler.
İdeal Kilo nedir?
İdeal kilo yoktur. Herkesin duygusal ve sosyal gereksinimlerine yanıt veren sağlığı için uygun olan ulaşılabilir kilosu vardır.
Obezitenin sebep olduğu fiziksel ve psikolojik problemler nelerdir?
Kalp hastalıkları (angina, kalp krizi v.b.)
Tip 2 diyabet (şeker hastalığı)
Hipertansiyon
İnme(felç)
Çeşitli kanserler (rahim, meme, prostat)
Kanda yağ ve kolestrol artması
Safrakesesi hastalıkları ve taşı
Uyku apnesi ve diğer solunum problemleri
Azalmış fertilite, adet düzensizlikleri
Osteoartrit (eklemlerde kireçlenme)
Tüm nedenlerle ölüm riskinde artış
Duygusal stres
Toplumsal dışlanma
Sosyal takıntı, saplantı
Yüzde 5-10 oranında kilo kaybının yararları nelerdir?
Aşırı kiloya bağlı hastalık riskini azaltır.
Kan basıncını düşürür.
Diyabetiniz varsa kan glikoz düzeyinizi indirir.
Kolestrol ve trigliserid seviyesini aşağı çeker.
Diğer hastalıklara bağlı ölüm riskini azaltır.
Kendinizi iyi hissetmenizi ve iyi görünmenizi sağlar
Kilo verebildiğinizi ve kilonuzu koruyabildiğinizi gösterir.
Nasıl sağlıklı kilo verebilirim?
Doğal ve bilimsel yöntemlerle kilo vermenin, kilonuzu korumanın yolu yaşama biçiminizi değiştirmekten geçer. Hayat tarzınızda ve beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız kalıcı değişiklikler hiç de zor değildir. Yüzlerce diyet, kilo verme programı, pek çok yöntem hızlı ve kolay kilo vermeyi vaat eder. Bu yöntemleri kullanan kişiler kısa zamanda anlamlı oranda kilo kaybedebilirler fakat en kısa zamanda verdikleri kilonun daha fazlasını geri almaya başlarlar. Anlamlı oranda kilo verip bunu korumak için hayat tarzınızı ve beslenme alışkanlıklarınızı kalıcı şekilde değiştirmeniz gerekir. Doğal olan yollardan şaşmamalı, FDA tarafından onaylanmamış hiçbir ilacı ve ürünü kullanmamalısınız.
Sağlıklı ve kalıcı kilo vermek için;
-Anlaşma yapın
Sağlıklı kilonuza ulaşmak ve bunu korumak yaşam boyu anlaşma ve konsantrasyon, zaman ve efor gerektirir. Kalıcı değişikliklere ve bunları doğru sebepler için yapmaya hazır olduğunuzdan emin olun.Kimse size dışardan kilo verdiremez. Aslında dışardan özellikle yakınlarınız tarafından yapılan baskılar sonucu durum daha da kötüleşebilir. Kendinize iyilik etmek için diyet ve egzersizi sizin istemeniz gerekir.Kilo ile ilgili yaşam tarzı değişikliklerini yapmayı planlarken, önce hayatınızdaki mevcut diğer problemleri çözmeye çalışın. Alışkanlıklarınızı değiştirmek, belirgin zihinsel ve fiziksel enerji gerektirir.Onun için hayatınızda evliliğiniz ya da para durumu ile ilgili başka büyük problemler olmadığından emin olun. Zamanlama başarının anahtarıdır. Hayatınızda ciddi kilo vermek için mücadele verebilecek bir noktada olmalısınız.Aklınızdan çıkarmayın ki ne kadar hazır olursanız olun kaçınmanız gereken yiyecekler yiyebilir ve aşırıya kaçabilirsiniz. Vazgeçip başa dönmek yerine bunun olup bittiğini kabul edin ve diyetinize devam edin. Mükemmel olmayı değil daha enerjik ve sağlıklı olmayı hedefleyin. Hiçbir zaman vazgeçmeyin. Egzersiz yapmak için zaman bulamama gibi bahaneleri bırakıp nasıl daha fazla egzersiz yapabilirim diye düşünün. (merdivenleri yürüyerek çıkmak ya da otomobilinizi uzağa park etmek gibi.
-Başkalarından destek alın
Sonuçta, sadece siz kendiniz kilo verme konusunda kendinize yardım edebilirsiniz. O zaman kendi davranışlarınızın sorumluluğunu almalısınız. Fakat bu her şeyi tek başınıza yapmanız anlamına gelmez. Arkadaş veya ailenizden destek alın.Sizin için en iyisini istediklerini bildiğiniz ve sizi cesaretlendirecek kişileri seçin. Sizi destekleyen kişiler sizin duygu ve düşüncelerinizi dinleyebilmeli. Sizi cesaretlendirmeli ve hatta sizle egzersiz yapmak için zaman ayırabilmeli, daha sağlıklı bir yaşam için önceliklerinizi paylaşmalı. İdeal destekleyici kişi kilo verme programına da katılan kişidir. Bazı kişiler diyetisyen veya kişisel çalıştırıcı gibi profesyonel destekte, bazıları da kilo verme organizasyonlarındaki grup desteğinden fayda görür. Bir gruba katılıyorsanız oradan kazancınız sizin verdiğinizle doğru orantılıdır. Aktif olarak katılmanız halinde destek, cesaret, yalnız olmadığınızı hissetme ve özel kaygılarınıza yardımcı öneriler gibi grubun potansiyel ödüllerinden faydalanırsınız.
-Gerçekçi bir hedef belirleyin
Yeme ve egzersiz planınızdan ne beklediğinizi düşünürken gerçekçi olun. Sağlıklı kilo verme yavaş ve istikrarlı olur. Haftada 1-2 kilo vermeye çalışın. Daha hızlı kilo vermek demek yağ yerine su veya kas dokusundan kaybetmek demektir. 6 ayda mevcut kilonuzun % 10 u hedeflenmelidir. Sonraki 3 ay içinde bu kiloyu korumalı bir problem yaşanmıyorsa 2. hedef belirlenmelidir.20 kg vermek gibi sonuca yönelik amaçlar yerine az yemek ve egzersiz yapmak gibi uygulamaya yönelik hedefler belirleyin. Alışkanlıklarınızı değiştirmek kilo vermenin anahtarıdır. Hedeflerinizin gerçekçi, size özel ve ölçülebilir olduğundan emin olun. Haftanın 5 günü günde yarım saat yürümek gibi. Geçmişteki kilo verme çabalarınızdan farklı olarak, alışkanlıklarınızı dereceli olarak değiştiren bir strateji belirleyin. Kesin bir başlama tarihi belirleyin. Nerede ve ne sıklıkla egzersiz yapacağınızı planlayın. Bol su, meyve ve sebze, hububat ve balık içeren gerçekçi bir yeme planı hazırlayın. Bir defter tutun ve bu deftere yaptığınız ve yediğiniz her şeyi not alın. Olası engeller bulun ve bunlarla başa çıkma yöntemleri geliştirin.
-Sağlıklı besinlerden zevk almayı öğrenin
Zayıflama çayları, diyet hapları, popüler diyetler ve garip bileşimler uzun dönemli kilo kontrolü ve sağlıklı bir yaşam için çözüm değildir.Onun yerine nasıl çok çeşitli sağlıklı besinler yiyebileceğinizi öğrenin.Sizin için sağlıklı bir kiloyu amaçlayan yeni bir yeme stili, alınan toplam kalorinin azaltılması hedeflenmelidir. Fakat kalorileri eksiltmek yemekten alınan tadı, tatmini ve yemek hazırlama süresini azaltmak demek değildir. Aldığınız kaloriyi azaltmanın yolu bitki ağırlıklı beslenmedir. Meyve sebze ve hububat gibi. Hedefinize ulaşırken damak tadından ve beslenmeden ödün vermemek için çeşitlilik yaratın. Yağı eksiltme üzerine uğraşırsanız kalorileri azaltmak daha kolay olur. Yukarıda belirttiğimiz formül ile günlük kalori ihtiyacınızı hesaplayın. Toplam kalori üzerinden %15-20 az kalori almak 6 ayda sizi anlamlı derecede zayıflatır. Çok düşük kalorili diyetler sağlıklı bir uzun dönem stratejisi olamazlar. Kadınlar için günde 1200 kalori, erkekler için ise 1400 kaloriden azı genellikle önerilmez. Aldığınız kalori çok düşükse sağlık için alınan tüm besinleri almama riski doğar. Herhangi bir kilo verme programına başlamadan önce en iyisi bir uzmana danışmaktır. Uzman bireysel ihtiyaçlarınıza dayanarak sağlıklı ve güvenli yiyecek seçeneklerini belirlemek için size yardımcı olacaktır.
-Aktif olun ve aktif kalın
Tek başına diyet yapmak size kilo verdirebilir. Günlük diyetinizden 250 kalori kısmak sizin ayda 1 kg vermenizi sağlar. 8000 kalori 1 kg a eşittir. Buna haftada 30 dak. Yürüyüş eklerseniz kilo verme oranınız 2 katına çıkar. Bununla birlikte egzersizin başka birçok faydası vardır. Ne kadar kalori yaktığınız aktivitenizin sıklığına süresine ve yoğunluğuna bağlıdır. Kilo vermenin en iyi yollarından biri haftanın 3 veya daha fazla gününde 30 dakikadan fazla süreli aerobik egzersiz, koşma, bisiklet gibi egzersizler yapmaktır. Ağır kaldırma v.b. gibi egzersizler yaşlanmayla birlikte gelen kas kaybını önlemeye yardımcı olur. Kas dokusu daha fazla kalori yaktığı için kas kütlesi sağlıklı kiloya ulaşmada çok önemlidir. Ne kadar fazla yağsız kas kütleniz varsa o kadar fazla kalori yakabilirsiniz demektir. Egzersize yavaş yavaş başlayıp dereceli olarak süresini ve yoğunluğunu arttırın. Ürüme, yüzme, bisiklet ve koşama ideal seçeneklerdir. Ayrıca yalnız mı yoksa başkalarıyla mı egzersiz yapacağınıza karar verin. Genelde bir arkadaş bulmak sizi programa bağlı kalmaya teşvik eder. Düzenli ve programlı bir aerobik yağ kaybetmede en iyi olsa da her türlü ekstra hareket kalori yakmanıza yardımcı olur. Yaşam tarzı aktiviteleri günümüz içerisine daha kolay uyarlanabilir. Gün içerisinde fiziksel aktivitelerinizi arttıracak yollar düşünün.
-Yaşam tarzınızı değiştirin
Birçok hafta ya da birkaç ay sağlıklı besinler yemek ya da egzersiz yapmak yeterli değildir. Bu davranışlarınızı hayatınızın geneline uyarlamanız gerekir. Bunun için öncelikle kilolu olmanıza sebep olan davranışlarınızı değiştirmelisiniz. Yaşam tarzı değişiklikleri, yeme alışkanlıkları ve günlük rutininizi dürüst olarak gözden geçirmekle başlayın. Yeme alışkanlıklarınızı değiştirmek için kendinize hangi psikolojik şartlar altında yeme isteğinizin tetiklendiğini sorun (sıkıntı, depresyon, stress, toplumsal baskı) yeme tarzınıza, alışveriş yapma alışkanlıklarınıza dikkat edin. Sizi tetikleyen durumları tespit edip onları ortadan kaldırmaya çalışın. En azından fazla etkilenmemeye gayret edin. Kilo verme konusunda kişisel hedeflerinizi belirledikten sonra geçmişinizde bu çabalarınızı sabote eden etkenleri gözden geçirin ve aynı tuzaklara düşmemeye çalışın. Başlangıçta engellerle karşılaşabilirsiniz. Ama tamamen vazgeçmek yerine tekrar deneme yoluna gidin. Unutmayın hayatınızı değiştirmeyi planlıyorsunuz ve bu bir anda olmaz. Sağlıklı yaşam tarzınıza uyduğunuz takdirde sonuç almanız kaçınılmazdır.
Fiziksel Aktivite sağlığını nasıl etkiler?
Aktif yaşam tarzı her insan için faydalıdır. Aşağıda bu yaralardan bazılarını göreceksiniz:
Kalp hastalığı ya da felç nedeniyle gelen ölüm riskini azaltır.
Kalp, hipertansiyon, kalınbağırsak kanseri ve diyabet oluşumu riskini azaltır.
Yüksek tansiyonu düşürür.
Kemik, kas ve eklemlerimizi sağlamlaştırır. Dolayısıyla Osteoporozu (kemik erimesi) önler.
Depresyonu önler ve mutlu olmanızı sağlar.
Stresle en iyi başa çıkma yoludur.
Kilonuzun kontrol altında tutulmasını sağlar.
Kemikleri güçlendirdiğinden ileriki yaşlarda yaşanan düşme ve kemik kırılması riskini azaltır.
Meme kanseri riskini azaltır.
Eklem şişlikleri ve artrite bağlı diğer rahatsızlıkları önler.
Size enerji verir ve gün içinde canlı hissetmenizi sağlar.
Daha iyi ve kaliteli bir uyku uyumanıza sebep olur.
Kesinlikle daha fit ve güzel görünmenizi sağlar.
Obezitenin İlaçla Tedavisi:
Obezite tedavisinde etkinliği kanıtlanmış FDA tarafından onaylanmış 2 ilaç vardır :
Sibutramin (Reductil)
Bazal metabolizmayı attırır, iştahı azaltır. Ağız kuruluğu ve kabızlık yapabilir. Koroner arter hastalığı ve hipertansiyonu olanlarda tavsiye edilmez. Orlistat (Xenical)
Bağırsaklardan yağ emilimini eksilterek alınan kalori miktarını azaltır. Sistematik emilimi yoktur. Karın ağrısı, gaz ve ishal yapabilir.
Çünkü hemen kilo almaya genetik ve biyolojik olarak yatkınlıkları vardır. Ancak ülkemizde ve dünyada obezitenin son 20-30 yılda hızla artmasının sebebi genetikten çok yaşam tarzı değişikliği ve beslenme alışkanlığımızla daha fazla ilgilidir.
Denge sağlıklı yaşam kliniğine gelen fazla kilolu hastaların, önce muayene ve tahlilleri yapılarak fazla kilolarının sebebi araştırılır. Daha sonra doktor, diyetisyen, psikolog ve spor eğitmeni tarafından kişiye özel bir tedavi programı hazırlanarak hastanın bu kilolardan kurtulması sağlanır.
Obezite nedir?
Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık,vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Obezite nasıl ölçülür?
Obezite için en yaygın kullanılan ölçüm, beden (vücut) kitle indeksi (BKİ=VKİ) ya da İngilizce adıyla “Body Mass Index” (BMİ) ve bel çevresi ölçümüdür.
BMI değeri ve anlamı
BMİ, vücut ağırlığının (kg), boyun karesine (m2) bölünmesi ile hesaplanır. Bu değer yaş ve cinsiyetten bağımsızdır. Bununla beraber, BMİ çocuklarda, hamile kadınlarda ve çok adaleli kişilerde doğru sonuç vermeyebilir, bu nedenle bu kişilerde kullanılması uygun değildir.
BMI nasıl hesaplanır?
Örneğin ağırlığınız 75 kg, boyunuz ise 1.60 m’dir. Buna göre BMİ değeriniz:BMI değeri18.5 kg/m2’nin altında olanlar; zayıf
18.5-24.9 kg/m2 arasında olanlar; normal kilolu
25-29.9 kg/m2 arasında olanlar; fazla kilolu
30-39.9 kg/m2 arasında olanlar; obez /şişman)
40 kg/m2’nin üzerinde olanlar;
ileri derecede obez olarak tanımlanmaktadır.
Bel çevresi ölçümü ve anlamı
Vücutta toplam yağ miktarı önemli olmakla beraber, yağın nerede biriktiği daha önemlidir. Karın çevresinde yağ birikimi, iç organlardaki yağlanmayı gösterdiğinden kalça ve vücudun diğer bölgelerindeki yağ birikimlerinden daha fazla sağlık risklerine neden olur.Bel çevresi ile sağlık riski arasındaki ilişki
Artmış risk
Yüksek risk
Erkek
94 cm
102 cm
Kadın
80 cm
88 cm
Obezitenin sebepleri nelerdir?
Araştırmalar göstermektedir ki şişmanlık; istemek ya da kendine hakim olamamak kadar basit bir problem değildir. Sebebi tam olarak kesinleşmese de genetik, metabolik, biyokimyasal, kültürel ve psiko sosyal faktörlerin sebep olduğu bir hastalıktır. Bazı bireyler kilolu ya da şişman olmaya meyillidir. Çünkü hemen kilo almaya genetik ve biyolojik yatkınlıkları vardır.
Ancak ülkemizde ve dünyada obezitenin son 20-30 yılda çok hızlı artmasının sebebi genetikten çok yaşam tarzı değişikliği ve beslenme alışkanlığımızla daha fazla ilgilidir.
Günlük kalori ihtiyacımız nasıl hesaplanır?
Günlük kalori gereksinimimiz şu formülle hesaplanır:Erkekler için kg x 30 – Kadınlar için kg x 25.Diyelim ki 80 kg olan bir erkeğin günlük kalori gereksinimi 80 x 30 = 2400 kcal.
Kadınlar için 80 x 25 = 2000 kcal’dır.Bu kcal kadar kalori alan bireyler kilolarını korur. Daha az kalori aldıklarında zayıflar, daha çok kalori aldıklarında şişmanlarlar. Normal kalori aldıklarında fiziksel aktivite yapıp daha fazla enerji harcarlarsa zayıflarlar.
Obezite risk faktörleri nelerdir?
Yeme Alışkanlığı: çok yemek, fast-food yemekler, yağlı, kızartmalı, soslu yemekler, cips, çekirdek gibi çerezler ve tatlılarHareketsiz Yaşam: normal kalori alınsa dahi bu kaloriler yakılmazsa şişmanlık oluşur. Günde 5 saat veya daha fazla TV seyredenlerde obezite gelişme riski günde 2 saat veya altında seyredenlere oranla 5 kat daha fazladır.Genetik: Eğer kilo problemleri olan bir aileden geliyorsanız sizinde kilolu olma ihtimaliniz %25-30 daha fazladırPsikolojik faktörler: Bazı insanlar mutsuz, stresli ve sıkıntılı olduklarında aşırı yemek yeme eğilimde olurlar. Katı diyetler sonrası da kişilerde aşırı yemek yeme isteği gözlenir.Yaş: Yaş ilerledikçe metabolizma hızı ve kas kütlesi azaldığından ilerleyen yaşlarda insanlar kilo almaya meyilli olurlar.Cins: Erkeklerde kas kütlesi kadınlara göre daha fazladır. Erkekler istirahat halinde bile kadınlardan %20 fazla kalori harcarlar. Bu sebepten dolayı kadınlarda obezite riski daha yüksektir.Hamilelik: her hamilelikte kadınlar kilo alırlar. Bu kilolar doğumdan sonra kalıcı hale gelebilir.İlaçlar: kortikostreoidler ve trisilik antidepresan gibi bazı ilaçlar kilo almaya sebep olabilirler.Bazı Hastalıklar: hipotiroidi, cushing gibi bazı hastalıklar kilo aldırabilirler.
İdeal Kilo nedir?
İdeal kilo yoktur. Herkesin duygusal ve sosyal gereksinimlerine yanıt veren sağlığı için uygun olan ulaşılabilir kilosu vardır.
Obezitenin sebep olduğu fiziksel ve psikolojik problemler nelerdir?
Kalp hastalıkları (angina, kalp krizi v.b.)
Tip 2 diyabet (şeker hastalığı)
Hipertansiyon
İnme(felç)
Çeşitli kanserler (rahim, meme, prostat)
Kanda yağ ve kolestrol artması
Safrakesesi hastalıkları ve taşı
Uyku apnesi ve diğer solunum problemleri
Azalmış fertilite, adet düzensizlikleri
Osteoartrit (eklemlerde kireçlenme)
Tüm nedenlerle ölüm riskinde artış
Duygusal stres
Toplumsal dışlanma
Sosyal takıntı, saplantı
Yüzde 5-10 oranında kilo kaybının yararları nelerdir?
Aşırı kiloya bağlı hastalık riskini azaltır.
Kan basıncını düşürür.
Diyabetiniz varsa kan glikoz düzeyinizi indirir.
Kolestrol ve trigliserid seviyesini aşağı çeker.
Diğer hastalıklara bağlı ölüm riskini azaltır.
Kendinizi iyi hissetmenizi ve iyi görünmenizi sağlar
Kilo verebildiğinizi ve kilonuzu koruyabildiğinizi gösterir.
Nasıl sağlıklı kilo verebilirim?
Doğal ve bilimsel yöntemlerle kilo vermenin, kilonuzu korumanın yolu yaşama biçiminizi değiştirmekten geçer. Hayat tarzınızda ve beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız kalıcı değişiklikler hiç de zor değildir. Yüzlerce diyet, kilo verme programı, pek çok yöntem hızlı ve kolay kilo vermeyi vaat eder. Bu yöntemleri kullanan kişiler kısa zamanda anlamlı oranda kilo kaybedebilirler fakat en kısa zamanda verdikleri kilonun daha fazlasını geri almaya başlarlar. Anlamlı oranda kilo verip bunu korumak için hayat tarzınızı ve beslenme alışkanlıklarınızı kalıcı şekilde değiştirmeniz gerekir. Doğal olan yollardan şaşmamalı, FDA tarafından onaylanmamış hiçbir ilacı ve ürünü kullanmamalısınız.
Sağlıklı ve kalıcı kilo vermek için;
-Anlaşma yapın
Sağlıklı kilonuza ulaşmak ve bunu korumak yaşam boyu anlaşma ve konsantrasyon, zaman ve efor gerektirir. Kalıcı değişikliklere ve bunları doğru sebepler için yapmaya hazır olduğunuzdan emin olun.Kimse size dışardan kilo verdiremez. Aslında dışardan özellikle yakınlarınız tarafından yapılan baskılar sonucu durum daha da kötüleşebilir. Kendinize iyilik etmek için diyet ve egzersizi sizin istemeniz gerekir.Kilo ile ilgili yaşam tarzı değişikliklerini yapmayı planlarken, önce hayatınızdaki mevcut diğer problemleri çözmeye çalışın. Alışkanlıklarınızı değiştirmek, belirgin zihinsel ve fiziksel enerji gerektirir.Onun için hayatınızda evliliğiniz ya da para durumu ile ilgili başka büyük problemler olmadığından emin olun. Zamanlama başarının anahtarıdır. Hayatınızda ciddi kilo vermek için mücadele verebilecek bir noktada olmalısınız.Aklınızdan çıkarmayın ki ne kadar hazır olursanız olun kaçınmanız gereken yiyecekler yiyebilir ve aşırıya kaçabilirsiniz. Vazgeçip başa dönmek yerine bunun olup bittiğini kabul edin ve diyetinize devam edin. Mükemmel olmayı değil daha enerjik ve sağlıklı olmayı hedefleyin. Hiçbir zaman vazgeçmeyin. Egzersiz yapmak için zaman bulamama gibi bahaneleri bırakıp nasıl daha fazla egzersiz yapabilirim diye düşünün. (merdivenleri yürüyerek çıkmak ya da otomobilinizi uzağa park etmek gibi.
-Başkalarından destek alın
Sonuçta, sadece siz kendiniz kilo verme konusunda kendinize yardım edebilirsiniz. O zaman kendi davranışlarınızın sorumluluğunu almalısınız. Fakat bu her şeyi tek başınıza yapmanız anlamına gelmez. Arkadaş veya ailenizden destek alın.Sizin için en iyisini istediklerini bildiğiniz ve sizi cesaretlendirecek kişileri seçin. Sizi destekleyen kişiler sizin duygu ve düşüncelerinizi dinleyebilmeli. Sizi cesaretlendirmeli ve hatta sizle egzersiz yapmak için zaman ayırabilmeli, daha sağlıklı bir yaşam için önceliklerinizi paylaşmalı. İdeal destekleyici kişi kilo verme programına da katılan kişidir. Bazı kişiler diyetisyen veya kişisel çalıştırıcı gibi profesyonel destekte, bazıları da kilo verme organizasyonlarındaki grup desteğinden fayda görür. Bir gruba katılıyorsanız oradan kazancınız sizin verdiğinizle doğru orantılıdır. Aktif olarak katılmanız halinde destek, cesaret, yalnız olmadığınızı hissetme ve özel kaygılarınıza yardımcı öneriler gibi grubun potansiyel ödüllerinden faydalanırsınız.
-Gerçekçi bir hedef belirleyin
Yeme ve egzersiz planınızdan ne beklediğinizi düşünürken gerçekçi olun. Sağlıklı kilo verme yavaş ve istikrarlı olur. Haftada 1-2 kilo vermeye çalışın. Daha hızlı kilo vermek demek yağ yerine su veya kas dokusundan kaybetmek demektir. 6 ayda mevcut kilonuzun % 10 u hedeflenmelidir. Sonraki 3 ay içinde bu kiloyu korumalı bir problem yaşanmıyorsa 2. hedef belirlenmelidir.20 kg vermek gibi sonuca yönelik amaçlar yerine az yemek ve egzersiz yapmak gibi uygulamaya yönelik hedefler belirleyin. Alışkanlıklarınızı değiştirmek kilo vermenin anahtarıdır. Hedeflerinizin gerçekçi, size özel ve ölçülebilir olduğundan emin olun. Haftanın 5 günü günde yarım saat yürümek gibi. Geçmişteki kilo verme çabalarınızdan farklı olarak, alışkanlıklarınızı dereceli olarak değiştiren bir strateji belirleyin. Kesin bir başlama tarihi belirleyin. Nerede ve ne sıklıkla egzersiz yapacağınızı planlayın. Bol su, meyve ve sebze, hububat ve balık içeren gerçekçi bir yeme planı hazırlayın. Bir defter tutun ve bu deftere yaptığınız ve yediğiniz her şeyi not alın. Olası engeller bulun ve bunlarla başa çıkma yöntemleri geliştirin.
-Sağlıklı besinlerden zevk almayı öğrenin
Zayıflama çayları, diyet hapları, popüler diyetler ve garip bileşimler uzun dönemli kilo kontrolü ve sağlıklı bir yaşam için çözüm değildir.Onun yerine nasıl çok çeşitli sağlıklı besinler yiyebileceğinizi öğrenin.Sizin için sağlıklı bir kiloyu amaçlayan yeni bir yeme stili, alınan toplam kalorinin azaltılması hedeflenmelidir. Fakat kalorileri eksiltmek yemekten alınan tadı, tatmini ve yemek hazırlama süresini azaltmak demek değildir. Aldığınız kaloriyi azaltmanın yolu bitki ağırlıklı beslenmedir. Meyve sebze ve hububat gibi. Hedefinize ulaşırken damak tadından ve beslenmeden ödün vermemek için çeşitlilik yaratın. Yağı eksiltme üzerine uğraşırsanız kalorileri azaltmak daha kolay olur. Yukarıda belirttiğimiz formül ile günlük kalori ihtiyacınızı hesaplayın. Toplam kalori üzerinden %15-20 az kalori almak 6 ayda sizi anlamlı derecede zayıflatır. Çok düşük kalorili diyetler sağlıklı bir uzun dönem stratejisi olamazlar. Kadınlar için günde 1200 kalori, erkekler için ise 1400 kaloriden azı genellikle önerilmez. Aldığınız kalori çok düşükse sağlık için alınan tüm besinleri almama riski doğar. Herhangi bir kilo verme programına başlamadan önce en iyisi bir uzmana danışmaktır. Uzman bireysel ihtiyaçlarınıza dayanarak sağlıklı ve güvenli yiyecek seçeneklerini belirlemek için size yardımcı olacaktır.
-Aktif olun ve aktif kalın
Tek başına diyet yapmak size kilo verdirebilir. Günlük diyetinizden 250 kalori kısmak sizin ayda 1 kg vermenizi sağlar. 8000 kalori 1 kg a eşittir. Buna haftada 30 dak. Yürüyüş eklerseniz kilo verme oranınız 2 katına çıkar. Bununla birlikte egzersizin başka birçok faydası vardır. Ne kadar kalori yaktığınız aktivitenizin sıklığına süresine ve yoğunluğuna bağlıdır. Kilo vermenin en iyi yollarından biri haftanın 3 veya daha fazla gününde 30 dakikadan fazla süreli aerobik egzersiz, koşma, bisiklet gibi egzersizler yapmaktır. Ağır kaldırma v.b. gibi egzersizler yaşlanmayla birlikte gelen kas kaybını önlemeye yardımcı olur. Kas dokusu daha fazla kalori yaktığı için kas kütlesi sağlıklı kiloya ulaşmada çok önemlidir. Ne kadar fazla yağsız kas kütleniz varsa o kadar fazla kalori yakabilirsiniz demektir. Egzersize yavaş yavaş başlayıp dereceli olarak süresini ve yoğunluğunu arttırın. Ürüme, yüzme, bisiklet ve koşama ideal seçeneklerdir. Ayrıca yalnız mı yoksa başkalarıyla mı egzersiz yapacağınıza karar verin. Genelde bir arkadaş bulmak sizi programa bağlı kalmaya teşvik eder. Düzenli ve programlı bir aerobik yağ kaybetmede en iyi olsa da her türlü ekstra hareket kalori yakmanıza yardımcı olur. Yaşam tarzı aktiviteleri günümüz içerisine daha kolay uyarlanabilir. Gün içerisinde fiziksel aktivitelerinizi arttıracak yollar düşünün.
-Yaşam tarzınızı değiştirin
Birçok hafta ya da birkaç ay sağlıklı besinler yemek ya da egzersiz yapmak yeterli değildir. Bu davranışlarınızı hayatınızın geneline uyarlamanız gerekir. Bunun için öncelikle kilolu olmanıza sebep olan davranışlarınızı değiştirmelisiniz. Yaşam tarzı değişiklikleri, yeme alışkanlıkları ve günlük rutininizi dürüst olarak gözden geçirmekle başlayın. Yeme alışkanlıklarınızı değiştirmek için kendinize hangi psikolojik şartlar altında yeme isteğinizin tetiklendiğini sorun (sıkıntı, depresyon, stress, toplumsal baskı) yeme tarzınıza, alışveriş yapma alışkanlıklarınıza dikkat edin. Sizi tetikleyen durumları tespit edip onları ortadan kaldırmaya çalışın. En azından fazla etkilenmemeye gayret edin. Kilo verme konusunda kişisel hedeflerinizi belirledikten sonra geçmişinizde bu çabalarınızı sabote eden etkenleri gözden geçirin ve aynı tuzaklara düşmemeye çalışın. Başlangıçta engellerle karşılaşabilirsiniz. Ama tamamen vazgeçmek yerine tekrar deneme yoluna gidin. Unutmayın hayatınızı değiştirmeyi planlıyorsunuz ve bu bir anda olmaz. Sağlıklı yaşam tarzınıza uyduğunuz takdirde sonuç almanız kaçınılmazdır.
Fiziksel Aktivite sağlığını nasıl etkiler?
Aktif yaşam tarzı her insan için faydalıdır. Aşağıda bu yaralardan bazılarını göreceksiniz:
Kalp hastalığı ya da felç nedeniyle gelen ölüm riskini azaltır.
Kalp, hipertansiyon, kalınbağırsak kanseri ve diyabet oluşumu riskini azaltır.
Yüksek tansiyonu düşürür.
Kemik, kas ve eklemlerimizi sağlamlaştırır. Dolayısıyla Osteoporozu (kemik erimesi) önler.
Depresyonu önler ve mutlu olmanızı sağlar.
Stresle en iyi başa çıkma yoludur.
Kilonuzun kontrol altında tutulmasını sağlar.
Kemikleri güçlendirdiğinden ileriki yaşlarda yaşanan düşme ve kemik kırılması riskini azaltır.
Meme kanseri riskini azaltır.
Eklem şişlikleri ve artrite bağlı diğer rahatsızlıkları önler.
Size enerji verir ve gün içinde canlı hissetmenizi sağlar.
Daha iyi ve kaliteli bir uyku uyumanıza sebep olur.
Kesinlikle daha fit ve güzel görünmenizi sağlar.
Obezitenin İlaçla Tedavisi:
Obezite tedavisinde etkinliği kanıtlanmış FDA tarafından onaylanmış 2 ilaç vardır :
Sibutramin (Reductil)
Bazal metabolizmayı attırır, iştahı azaltır. Ağız kuruluğu ve kabızlık yapabilir. Koroner arter hastalığı ve hipertansiyonu olanlarda tavsiye edilmez. Orlistat (Xenical)
Bağırsaklardan yağ emilimini eksilterek alınan kalori miktarını azaltır. Sistematik emilimi yoktur. Karın ağrısı, gaz ve ishal yapabilir.
Zayıflatan Bitkiler
Kilo vermek için en garantili yöntem, tamamen doğal zayiflama tableti EPH200, sadece 7 bitkinin karışımından oluşuyor...
Zayıflamak isteyen insanlar ile yapılan testlerin sonuçlarına göre, bu 7 özel bitki bir arada alındığında, kilo vermek isteyenlerin kabusu olan yiyecek ve içeceklerin vücuda vermiş olduğu kalorilerin etkisi inanılmaz ölçüde yavaşlamakta, ayrıca vücut yağlarını düzenleyen sistem de uyarılıp kamçılanmaktadır. Aşağıda bu 7 özel bitki ile ilgili daha geniş açıklamayı bulabilirsiniz.
GÜNEY AFRİKA HOODİA GORDONİİ BİTKİSİ
Eğer şu ana kadar Hoodia Gordonii Bitkisi hakkında hiçbir şey duymadıysanız, hazırlanın.Çünkü bundan sonra oldukça fazla duyacaksınız.
Hoodia Gordonii doğal bir iştah kesicidir. Her ne kadar bu bitki üzerinde son 30 yıldır çalışma yapılmakta olsa da, dünya ile tanıştırılması sadece 2004 yılında başlamıştır. Obeziteye karşı savaşta kullanılan doğal ürünlerin içinde en güçlü olanıdır. Güney Afrika' da Kalahari Çölü'nde yetişmekte olan kaktüs görüntülü bir bitkidir. Hoodia, bu bitkinin genel adi olmakla birlikte bu isim altında çok fazla çeşidi bulunmakta, ancak sadece GORDONII çeşidi iştahın kesilmesini sağlamakta ve açlığa dur demektedir. Bölge halkı da yıllardır bu bitkiyi çölde ava çıktıklarında bu amaçla kullanmaktadır.
Hoodia Gordonii, salgı yolu ile beyine gönderdiği sinyallerle insana yemek yemiş ya da aç değilmiş etkisini vermektedir. Şu ana kadar yapılmış binlerce deneyde hiçbir yan etkisi saptanmamıştır.
AKSÖĞÜT KABUĞU
Aksöğüt, Avrupa ağırlıklı olmak üzere, Orta ve Güneydoğu Asya ve ABD'de yetişmekte olan 20-30 metreye kadar ulaşan aslında ASPİRİN olarak bildiğimiz ağrı kesici ve ateş düşürücünün de çıkış noktası olan bir ağaç türüdür. Aksöğüt kabuğu içerdiği asit türleri sayesinde sindirim sistemini düzenler ve hareketlendirerek, sindirim tembelliğini önler.
PARAGUAY ÇAYI TOHUMU (YERBA MATE)
Yerba Mate Güney Amerika da Brezilya, Paraguay ve Arjantin'in yarı tropikal tepelerinde yetişen bodur bir ağaç türüdür. 12 ay boyunca yaprak dökmeyen bu bitki yerliler tarafından Tanrı'nın Ağacı olarak da anılmakta iken Avrupa'da da Yeşil Altın olarak isimlendirilmiştir. Bunun sebeplerinin başında bitkinin sadece doğal bir enerji kaynağı olması ve vermiş olduğu inanılmaz zindelik gelir. Yerba Mate bitkisi inanılmaz bir şekilde 196 doğal bileşen içermekte ve bunların 144 adedi Yeşil Çayın da içeriğini oluşturmaktadır.
Mountwest Üniversitesi Herbal Bilimler Bolumu Başkanı Dr. Mowrey ve ekibinin yapmış olduğu araştırmalar sonucunda yapılan açıklamanın en can alıcı kısmında şunlar yazmaktadır.
"Yerba Mate(Paraguay Çayı Tohumu) kısaca insana hayatinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için gerekli tüm mineral ve vitaminleri içermektedir"
Yerba Mate'in içerdiklerinin sadece bir kısmı aşağıdaki gibidir: Vitamin A, C, E, B1, B2, B3, B5, B KOMPLEKS, Kalsiyum, Manganez, Demir, Selenyum, Potasyum, Magnezyum, Fosfor,15 farklı amino grup asit. Yerba Mate Illinosis Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalar sonucu Yeşil çaydan çok daha etkili bir antioksidan olarak lanse edilmiştir ve birçok kanser çeşidini yavaşlatıcı ve geriye döndürücü özelliği saptanmıştır.
GYMNEMA SYLVESTERE
Güney Hindistan ormanlarında yetişen bir bitkidir. Harvard Üniversitesi ve London King College başta olmak üzere birçok kurum tarafından yapılan araştırmaların net sonucu olarak bu bitki yapraklarının "kan sekerini düzenleyici" özelliği ortaya çıkarılmış ve şu ana kadar tüm dünyada birçok Tip1 ve Tip2 diyabet hastası üzerinde kullanılmış ve son derece olumlu sonuçlar vermiştir.
Bunlara ek olarak Gymnema Sylvestere bitkisi vücuttaki kolesterol miktarını ciddi ölçülerde azaltmaktadır. Bitki yaprakları ağızda bıraktığı tatlımsı özelliği ile kan şekerini normal seviyelere taşıyarak, yemek yeme isteğini frenlemektedir.
YAPRAK DÖKMEYEN KAMBOÇYA YEŞİL AĞACI BİTKİSİ (GARCİNİA CAMBOGİA) Güney Hindistan ve Kamboçya'da yetişmekte olan bir ağaca ait meyve türüdür. Önce ABD'de daha sonrada tüm dünyada zayıflama tabletlerinde kullanımının asıl sebebi içerdiği (-)-Hydroxycitric acid (HCA) dir.
HCA yağ enzimlerinin etkisiz hale getirilmesine ayrıca yiyecekler yolu ile alınan karbonhidratın da yağ olarak depolanmasına mani olur. Bunların yanı sıra iştah kesici özelliği de saptanmıştır, insan bünyesine vermiş olduğu hiçbir yan etkiye rastlanmamıştır. 1 gram Kamboçya yeşil ağacı bitkisinin içermiş olduğu HCA'nın yaklaşık 250 gram civarında yağın depolanmasına mani olduğu laboratuar deneyleri ile kesinlikle ispat edilmiştir. Obezitenin en büyük ve güçlü düşmanıdır.
REF: Lowenstein JM. Experiments with (-hydroxycitrate. In: Burtley W, Kornberg HL, Quayle JR, eds. Essays in Cell Metabolism. New York: Wiley Interscience, 1970, 153-66)
GUARANA
Yaprak dökmeyen bir bitki olana Guarana, ilk olarak Amazon yağmur ormanlarında bulunmuş ve Amazon yerlileri tarafından çerez olarak ve açlığı giderdiği hissedildiği için kullanılmıştır. Guarana bitkisinin etken maddesi olan Guaranin, kafeine eş değer özellikler taşımaktadır, bunun yanı sıra bitki aslında Asya ve Sibirya Ginsengi'nin karışımı olan etkileri de göstermektedir. Bu bitkiler genelde atletlerin yarışlar önceleri ekstra doğal enerji depolamak için kullandığı ürünlerdir.
Guaranin in kilo kaybı konusundaki faydası, metabolizmanın çalışmasını hızlandırması ve dışarıdan alınan yağ ve karbonhidratı enerjiye çevirmesi daha doğrusu bu döngüyü hızlandırmasından kaynaklanmaktadır.
YEŞİL ÇAY
Çay "siyah", "oolong", "yeşil" ve "beyaz" olarak dört kategoriye ayrılabilir. Hepsi "Camelia Sinensis" adlı bitkinin yapraklarından elde edilir. Çayları farklı kılan üretim aşamasındaki fermantasyondur. Yeşil çay hiç fermente edilmez. Çayın en tazesi ve vücuda siyah çaydan daha faydalı olanıdır.
Yeşil çay içindeki kateşinler sayesinde:
Kanser riskini azaltır.
Yeşil çay yemek borusu kanserini erkeklerde %57, kadınlarda %60 oranında önlemektedir.
Yeşil çay düzenli içilmesi halinde prostat kanseri riskini üçte iki azalmaktadır.
Yeşil çay deri kanserine yol açan ültraviyole ışınların zararından korur.
Tümörü küçültür.
Antioksidandır.
Yeşil çaydaki antioksidan
E vitaminindekinden 20 kez daha kuvvetlidir.
Kolesterolü düşürür.
Tansiyonu ayarlar.
Kan şekerini ayarlar.
Bakterileri öldürür.
Grip virüsünü öldürür.
Ağız kokusunu önler.
Yeşil çay içindeki C vitamini sayesinde:
Stresi azaltır.
Gribi önleyicidir.
Yeşil çay içindeki kafein sayesinde:
Performansı etkiler, yorgunluk ve uyku halini ortadan kaldırır.
İdrar söktürücüdür.
İdrar söktürücü özelliğinden dolayı zayıflama rejimlerinde kullanılıyor.
Yeşil çay içindeki flavonoidler sayesinde:
Kan damarlarını güçlendirir.
Yeşil çay içindeki polisakkaridler sayesinde:
Kan şekerini düşürür.
Yeşil çay içindeki fluorid sayesinde:
Diş çürümesini engeller.
Yeşil çay içindeki E vitamini sayesinde:
Antioksidan olarak rol oynar.
Yaşlanmayı geciktirir.
Yeşil çay içindeki EGCG(Epigallokateşin Gallat) adlı kimyasal maddesayesinde:
Kanser hücrelerinin gelişmesini önlüyor.
Akciğer, mide, bağırsak karaciğer ve deri kanserlerini önleyici etki yapıyor.
Alzheimer'i önleyici
Sigara kullanımının toksik etkisini azaltıyor.
Yeşil çay içen hamile kadınlar sorunsuz bir doğum gerçekleştirebilirken, sakat çocuk dünyaya getirme riski de azalacak.
Yeşil Çay:
Anti enflamatuar, hücre yenileyicidir.
Arterioskleroz riskini azaltır.
Damar sertliğinden koruyor. Kılcal damarları büzerek ödem oluşmasını önlüyor.
Deriyi besler
Kalp ve dolaşım sistemini olumlu etkiler.
Kemik erimesini engelliyor.
Kilo verdirir.
Mide ve barsak problemlerini hafifletir.
Migreni geçiriyor.
Sürekli kullanımı, romatizmal hastalıkların tedavisinde fayda sağlar.
Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırarak diyetleri destekler.
İstenmeyen yağların %30'unu absorbe eder.
Zayıflamak isteyen insanlar ile yapılan testlerin sonuçlarına göre, bu 7 özel bitki bir arada alındığında, kilo vermek isteyenlerin kabusu olan yiyecek ve içeceklerin vücuda vermiş olduğu kalorilerin etkisi inanılmaz ölçüde yavaşlamakta, ayrıca vücut yağlarını düzenleyen sistem de uyarılıp kamçılanmaktadır. Aşağıda bu 7 özel bitki ile ilgili daha geniş açıklamayı bulabilirsiniz.
GÜNEY AFRİKA HOODİA GORDONİİ BİTKİSİ
Eğer şu ana kadar Hoodia Gordonii Bitkisi hakkında hiçbir şey duymadıysanız, hazırlanın.Çünkü bundan sonra oldukça fazla duyacaksınız.
Hoodia Gordonii doğal bir iştah kesicidir. Her ne kadar bu bitki üzerinde son 30 yıldır çalışma yapılmakta olsa da, dünya ile tanıştırılması sadece 2004 yılında başlamıştır. Obeziteye karşı savaşta kullanılan doğal ürünlerin içinde en güçlü olanıdır. Güney Afrika' da Kalahari Çölü'nde yetişmekte olan kaktüs görüntülü bir bitkidir. Hoodia, bu bitkinin genel adi olmakla birlikte bu isim altında çok fazla çeşidi bulunmakta, ancak sadece GORDONII çeşidi iştahın kesilmesini sağlamakta ve açlığa dur demektedir. Bölge halkı da yıllardır bu bitkiyi çölde ava çıktıklarında bu amaçla kullanmaktadır.
Hoodia Gordonii, salgı yolu ile beyine gönderdiği sinyallerle insana yemek yemiş ya da aç değilmiş etkisini vermektedir. Şu ana kadar yapılmış binlerce deneyde hiçbir yan etkisi saptanmamıştır.
AKSÖĞÜT KABUĞU
Aksöğüt, Avrupa ağırlıklı olmak üzere, Orta ve Güneydoğu Asya ve ABD'de yetişmekte olan 20-30 metreye kadar ulaşan aslında ASPİRİN olarak bildiğimiz ağrı kesici ve ateş düşürücünün de çıkış noktası olan bir ağaç türüdür. Aksöğüt kabuğu içerdiği asit türleri sayesinde sindirim sistemini düzenler ve hareketlendirerek, sindirim tembelliğini önler.
PARAGUAY ÇAYI TOHUMU (YERBA MATE)
Yerba Mate Güney Amerika da Brezilya, Paraguay ve Arjantin'in yarı tropikal tepelerinde yetişen bodur bir ağaç türüdür. 12 ay boyunca yaprak dökmeyen bu bitki yerliler tarafından Tanrı'nın Ağacı olarak da anılmakta iken Avrupa'da da Yeşil Altın olarak isimlendirilmiştir. Bunun sebeplerinin başında bitkinin sadece doğal bir enerji kaynağı olması ve vermiş olduğu inanılmaz zindelik gelir. Yerba Mate bitkisi inanılmaz bir şekilde 196 doğal bileşen içermekte ve bunların 144 adedi Yeşil Çayın da içeriğini oluşturmaktadır.
Mountwest Üniversitesi Herbal Bilimler Bolumu Başkanı Dr. Mowrey ve ekibinin yapmış olduğu araştırmalar sonucunda yapılan açıklamanın en can alıcı kısmında şunlar yazmaktadır.
"Yerba Mate(Paraguay Çayı Tohumu) kısaca insana hayatinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için gerekli tüm mineral ve vitaminleri içermektedir"
Yerba Mate'in içerdiklerinin sadece bir kısmı aşağıdaki gibidir: Vitamin A, C, E, B1, B2, B3, B5, B KOMPLEKS, Kalsiyum, Manganez, Demir, Selenyum, Potasyum, Magnezyum, Fosfor,15 farklı amino grup asit. Yerba Mate Illinosis Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalar sonucu Yeşil çaydan çok daha etkili bir antioksidan olarak lanse edilmiştir ve birçok kanser çeşidini yavaşlatıcı ve geriye döndürücü özelliği saptanmıştır.
GYMNEMA SYLVESTERE
Güney Hindistan ormanlarında yetişen bir bitkidir. Harvard Üniversitesi ve London King College başta olmak üzere birçok kurum tarafından yapılan araştırmaların net sonucu olarak bu bitki yapraklarının "kan sekerini düzenleyici" özelliği ortaya çıkarılmış ve şu ana kadar tüm dünyada birçok Tip1 ve Tip2 diyabet hastası üzerinde kullanılmış ve son derece olumlu sonuçlar vermiştir.
Bunlara ek olarak Gymnema Sylvestere bitkisi vücuttaki kolesterol miktarını ciddi ölçülerde azaltmaktadır. Bitki yaprakları ağızda bıraktığı tatlımsı özelliği ile kan şekerini normal seviyelere taşıyarak, yemek yeme isteğini frenlemektedir.
YAPRAK DÖKMEYEN KAMBOÇYA YEŞİL AĞACI BİTKİSİ (GARCİNİA CAMBOGİA) Güney Hindistan ve Kamboçya'da yetişmekte olan bir ağaca ait meyve türüdür. Önce ABD'de daha sonrada tüm dünyada zayıflama tabletlerinde kullanımının asıl sebebi içerdiği (-)-Hydroxycitric acid (HCA) dir.
HCA yağ enzimlerinin etkisiz hale getirilmesine ayrıca yiyecekler yolu ile alınan karbonhidratın da yağ olarak depolanmasına mani olur. Bunların yanı sıra iştah kesici özelliği de saptanmıştır, insan bünyesine vermiş olduğu hiçbir yan etkiye rastlanmamıştır. 1 gram Kamboçya yeşil ağacı bitkisinin içermiş olduğu HCA'nın yaklaşık 250 gram civarında yağın depolanmasına mani olduğu laboratuar deneyleri ile kesinlikle ispat edilmiştir. Obezitenin en büyük ve güçlü düşmanıdır.
REF: Lowenstein JM. Experiments with (-hydroxycitrate. In: Burtley W, Kornberg HL, Quayle JR, eds. Essays in Cell Metabolism. New York: Wiley Interscience, 1970, 153-66)
GUARANA
Yaprak dökmeyen bir bitki olana Guarana, ilk olarak Amazon yağmur ormanlarında bulunmuş ve Amazon yerlileri tarafından çerez olarak ve açlığı giderdiği hissedildiği için kullanılmıştır. Guarana bitkisinin etken maddesi olan Guaranin, kafeine eş değer özellikler taşımaktadır, bunun yanı sıra bitki aslında Asya ve Sibirya Ginsengi'nin karışımı olan etkileri de göstermektedir. Bu bitkiler genelde atletlerin yarışlar önceleri ekstra doğal enerji depolamak için kullandığı ürünlerdir.
Guaranin in kilo kaybı konusundaki faydası, metabolizmanın çalışmasını hızlandırması ve dışarıdan alınan yağ ve karbonhidratı enerjiye çevirmesi daha doğrusu bu döngüyü hızlandırmasından kaynaklanmaktadır.
YEŞİL ÇAY
Çay "siyah", "oolong", "yeşil" ve "beyaz" olarak dört kategoriye ayrılabilir. Hepsi "Camelia Sinensis" adlı bitkinin yapraklarından elde edilir. Çayları farklı kılan üretim aşamasındaki fermantasyondur. Yeşil çay hiç fermente edilmez. Çayın en tazesi ve vücuda siyah çaydan daha faydalı olanıdır.
Yeşil çay içindeki kateşinler sayesinde:
Kanser riskini azaltır.
Yeşil çay yemek borusu kanserini erkeklerde %57, kadınlarda %60 oranında önlemektedir.
Yeşil çay düzenli içilmesi halinde prostat kanseri riskini üçte iki azalmaktadır.
Yeşil çay deri kanserine yol açan ültraviyole ışınların zararından korur.
Tümörü küçültür.
Antioksidandır.
Yeşil çaydaki antioksidan
E vitaminindekinden 20 kez daha kuvvetlidir.
Kolesterolü düşürür.
Tansiyonu ayarlar.
Kan şekerini ayarlar.
Bakterileri öldürür.
Grip virüsünü öldürür.
Ağız kokusunu önler.
Yeşil çay içindeki C vitamini sayesinde:
Stresi azaltır.
Gribi önleyicidir.
Yeşil çay içindeki kafein sayesinde:
Performansı etkiler, yorgunluk ve uyku halini ortadan kaldırır.
İdrar söktürücüdür.
İdrar söktürücü özelliğinden dolayı zayıflama rejimlerinde kullanılıyor.
Yeşil çay içindeki flavonoidler sayesinde:
Kan damarlarını güçlendirir.
Yeşil çay içindeki polisakkaridler sayesinde:
Kan şekerini düşürür.
Yeşil çay içindeki fluorid sayesinde:
Diş çürümesini engeller.
Yeşil çay içindeki E vitamini sayesinde:
Antioksidan olarak rol oynar.
Yaşlanmayı geciktirir.
Yeşil çay içindeki EGCG(Epigallokateşin Gallat) adlı kimyasal maddesayesinde:
Kanser hücrelerinin gelişmesini önlüyor.
Akciğer, mide, bağırsak karaciğer ve deri kanserlerini önleyici etki yapıyor.
Alzheimer'i önleyici
Sigara kullanımının toksik etkisini azaltıyor.
Yeşil çay içen hamile kadınlar sorunsuz bir doğum gerçekleştirebilirken, sakat çocuk dünyaya getirme riski de azalacak.
Yeşil Çay:
Anti enflamatuar, hücre yenileyicidir.
Arterioskleroz riskini azaltır.
Damar sertliğinden koruyor. Kılcal damarları büzerek ödem oluşmasını önlüyor.
Deriyi besler
Kalp ve dolaşım sistemini olumlu etkiler.
Kemik erimesini engelliyor.
Kilo verdirir.
Mide ve barsak problemlerini hafifletir.
Migreni geçiriyor.
Sürekli kullanımı, romatizmal hastalıkların tedavisinde fayda sağlar.
Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırarak diyetleri destekler.
İstenmeyen yağların %30'unu absorbe eder.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)